Antik kentlerin adları ve kökenleriyle ilgili en önemli kaynak kabul edilen Byzantionlu Stephanus’a göre Side, adını Tauros'un kızı ve Kimolos'un eşi olan Anadolu’lu kadın kahraman Side'den almıştır. Tauros, insanla boğa arasındaki bir yaratık olan Minotauros’un kişileştirilmiş biçimi iken; Kimolos, Ege Denizi’ndeki Kimolos adasına ilk yerleşen ve adaya adını veren bir mitoloji kahramanıdır.

Antalya'da dünyaca ünlü plaj bu yıl da ücretsiz Antalya'da dünyaca ünlü plaj bu yıl da ücretsiz

NAR EFSANESİ

Side’nin adını nar ağacına adını veren Side’den aldığına inanılır.  Ancak bu konuda antik kaynaklarda bir kayıt yoktur. Nar ağacına adını veren Side, babasının tacizlerinden kurtulmak için, annesinin mezarı üzerinde intihar eden bir genç kızdır. Tanrılar Side'nin kanından bir nar ağacı çıkarırlar. Side’nin babası, çaylağa dönüştürülür. Söylendiğine göre çaylak, buradan dolayı nar ağacının üstüne hiçbir zaman konmazmış.

GİRİTLİLER YERLEŞTİ

Ünlü coğrafyacılar Strabon ve Skaylax’a göre Side (tahminen MÖ 7. yüzyılda) Yunanistan’ın Kyme kentinden gelenlerce kuruldu. Metruk bir örenyeri iken 1895’te Girit muhacirlerince iskân edilen Side’ye, 2. Abdülhamid’in en büyük oğlu Selim Efendi onuruna Selimiye adı verildi.

İLKÇAĞDA SİDE

Side’nin ilkçağ tarihi de özetle şöyle: M. Ö. 6. yüzyılda tüm Pamfilya ile birlikte Lidya Krallığı'nın egemenliğine giren Side, Lidya Krallığı’nın 547/46’da yıkılışından sonra Perslerin hâkimiyeti altına girdi. Büyük İskender’in Anadolu seferinde (M. Ö. 334) hiçbir direniş göstermeden kapılarını Makedonya kralına açan Side, İskender’in ölümünden sonra Helenistik dönem krallıkları arasında sürekli el değiştirdi. M. Ö. 3. yüzyılda önce Ptolemaioslar'ın, sonra Seleukoslar'ın egemenliği altına girdi. Suriye Krallığı'nın Romalılar'a karşı açtığı savaşta Side donanmasıyla, Seleukoslar'ın yanında yer aldı. Savaş sonunda Seleukoslar yenik düşünce M. Ö. 188 yılında yapılan Apameia Barışı'na göre Pamfilya ve bu arada Side de Bergama Krallığı’na verildi. Side bir süre sonra yeniden bağımsızlığına kavuştu, tarih içerisindeki en parlak devirlerinden birini yaşadı.  Kentin bu parlak dönemi fazla uzun sürmedi. M. Ö.1. yüzyılda Pisidya ve dağlık Kilikya bölgelerinde başlayan korsanlık, Pamfilya ve dolayısıyla Side’ye de atladı, korsanlarla başa çıkamayan Sideliler liman ve pazarlarını onlara açmak zorunda kaldı. M. Ö. 78 yılında Romalı Konsül Publius Servilius’un bölgeyi korsanlardan temizlemesi üzerine Side de Pamfilya’nın diğer kentleri gibi Roma İmparatorluğu’na bağlandı. 

KÜLTÜR MERKEZİ OLARAK SİDE

Side Antik Çağın en önemli kültür merkezlerinden biridir. M. Ö. 138 yılında Suriye tahtına oturan sonraları ise “Sidetes” lakabını alan 7. Antiokhos'un gençliğinde öğrenim görmesi için Side’ye gönderilmesi, kentin Doğu Akdeniz’de ne denli önemli bir kültür merkezi olduğunun göstergesidir. Sideli Marcellus ünlü bir hekim ve şairdir. Greek Antology'de yer alan mezar yazıtında,  Marcellus'tan “tanrısal onur sahibi ünlü hekim” diye bahsedilir, kitaplarının İmparator Hadrianus ve oğlu Antoninus tarafından inşa edilen Roma Halk Kütüphanesi'ne konulduğu belirtilir. Yazıtta ayrıca, Marcellus’un epik vezinle yazılmış Chironides adlı eserinde hastalıkların tedavisini içeren 40 kitabının bulunduğu belirtilir.  Side’nin yetiştirdiği bir başka ünlü hekim Mnemon. İskenderiye Kütüphanesi’nde serbestçe çalışma hakkına sahip olması, yaşadığı dönemde Mnemon’a verilen değerin kanıtıdır.  Tribonianus, İmparator Justinian’un başdanışmanı olarak,  Roma yasalarının Justinian tarafından yeniden derlenmesinde (527 - 533) başrol oynayan bir hukukçu. Tarihçi Philip, Sofist Tpophimus, Hekim Artemidoros, Side’nin yetiştirdiği diğer isimlerden bazıları.

Muhabir: MUSTAFA KOÇ