Kalıtsal Kanserler Derneği tarafından organize edilen ve ABD, İngiltere, İspanya, İtalya, Yunanistan, Almanya, Türkiye olmak üzere 6 ülkeden toplam 450 kişinin katıldığı Kalıtsal Kanser Kongresi başladı. Kongrede tüm kanserlerin yüzde 10 ila 20'sinin kalıtsal aktarılan genetik mutasyonlar nedeniyle olduğu, genetik testlerin hastalar ve aileleri için nasıl daha ulaşılabilir hale getirileceği, önleyici ve erken tanıya dair stratejilerin nasıl geliştirileceğine yönelik konuşmalar yapıldı. Kongrede Ulusal Kalıtsal Kanser Veri Tabanı'nın oluşturulması ve uluslararası veri tabanlarıyla entegrasyon sağlanarak, Türkiye'deki kalıtsal kanser hastaları için kişiselleştirilmiş tedavi planları oluşturulabilmesi için stratejiler de konuşuldu.
ERKEN SÜREÇTE MÜDAHALE ÖNEMLİ
Kongrede konuşan Kalıtsal Kanserler Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Özdoğan, Kalıtsal kanserlerde çevresel faktörlerin en önemli kanser unsurlarından biri olduğunu söyledi. Prof. Dr. Özdoğan, "Neredeyse tüm kanserlerin yüzde 10 ila 20'si kalıtsal kanserlerden oluşuyor. Türkiye'de yılda 250 bin civarı kanser olduğunu düşünürsek, her yıl 25- 30 bin kişi kalıtsal kanserle karşı karşıya kalıyor. Böylesine önemli bir kanser türüne yönelik tüm dünyada bilim camiası, sivil toplum kuruluşları, Türkiye Genetik Derneği, Türk Onkoloji Derneği gibi çok önemli dernekleri bir araya getirdik. Kalıtsal kanserler dediğimizde toplum aslında farkında olmadığı bir genetik durumu taşırken, ne zaman kanser olacağını bilmediği, hatta erken yaşlarda kanserle karşı karşıya kaldığı bir durum söz konusu. Bu çaresiz gibi görünen insan gruplarına karşı onların saptanması, doğru tedavi edilmesi, kanser olmadan çok daha erken süreçte müdahale, söz konusu olacak" dedi.
'TARAMA TESTLERİ HENÜZ YETERLİ DÜZEYDE DEĞİL'
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Kalıtsal Kanserler Derneği yöneticisi Prof. Dr. Yüksel Ürün de "Sadece kanserin tedavisi değil, hastalık riski altında olan bireylerin erken tanınması ve erken bir şekilde tedavi edilmesi bizim önceliklerimizden. Amacımız hem mevcut kanserlerin tedavisini en iyi şekilde yapmak hem de bunu yaparken toplumumuzda risk altında olan bireyleri saptamak. Son yıllarda toplumumuzda erken tanı ile ilgili farkındalığın arttığını görüyoruz. Ancak tarama testlerinin henüz yeterli düzeyde olmadığını biliyoruz. Bu konuda halen çok fazla çalışmaya ve çok fazla bilgilendirmeye ihtiyacımız var. Bu anlamda toplumda çok fazla yanlış bilginin de dolaştığını düşündüğümüzde vatandaşlarımızı doğru bir şekilde bilinçlendirecek ve farkındalıklarını arttıracak çalışmaların önemli olduğunu söyleyebiliriz" dedi.