Demre’nin Beymelek Mahallesi ile Kaş’a bağlı Kalkan Mahallesi arasında inşa edilmesi planlanan 4 şeritli yeni bölünmüş yol projesi, mevcutta aynı güzergâhta hizmet veren 3 şeritli otoyla alternatif olarak yapılacak. Beymelek İskele Mevkii’nden başlayan 74 kilometrelik otoyol güzergâhı, antik döneme tarihlenen İsion kalesinin yakınından geçerek Kalkan’ın girişinde mevcut yola bağlanıyor. Proje ile bu alanda daha rahat ve konforlu bir ulaşımın sağlanması amaçlanıyor.
ORTA LİKYA’NIN TARİHİ COĞRAFYASI YOLLA İKİYE BÖLÜNECEK
Orta Likya olarak anılan bu bölgede çok sayıda antik kent ve yerleşimler bulunuyor. Geç dönem Likya’ya başkentlik yapmış olan Myra antik kentinin 1. Derece arkeolojik sit alanı sınırları içinden geçen otoyol projesi için antik kente su taşıyan tarihi kanalın üzerinde patlatma yapılarak tünel açılması planlanıyor. Otoyol projesi, zengin bir doğal ve kültürel peyzaj alanı olan ve bu haliyle büyük bir miras alanı olma özelliğini koruyan Orta Likya’yı ikiye bölecek.
MYRA, HOYRAN, SURA VE KYANEAİ ANTİK KENTLERİ ETKİLENECEK
Myra’dan sonra antik çağda kehanet merkezi olarak bilinen Sura’ya, oradan ise Hoyran antik yerleşimine ulaşan otoyol, erken Likya döneminden kalma özgün anıtsal mezarlarıyla dikkati çeken Kyaneai antik kenti yakınına ulaşıyor. Otoyol inşaatı için Kyaneai’nin nekropolünün güney batısında bir şantiye kurulması planlanıyor. Şantiye kurulması planlanan bölgede ormanlık alan içerisinde podyumlu Likya mezar anıtları ile etrafa yuvarlanmış lahit kapakları dikkat çekiyor. Ancak projeyle ilgili hazırlanan 1037 sayfalık ÇED raporunda şantiye kurulması planlanan alandaki kültürel varlıklardan söz edilmemesi soru işaretlerine neden oldu.
ÇED RAPORUNU HAZIRLAYAN EKİP AİLE ÜYELERİ
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 17 Ocak 2024 tarihinde ‘ÇED Olumlu’ kararı verdiği otoyol projesi için proje sahibi Karayolları 14. Bölge Müdürlüğü özel bir çevre danışmanlık firmasıyla anlaştı. Ankara merkezli Aktel Çevre Danışmanlık şirketi, ÇED raporunun hazırlanması için 10 ayrı personel görevlendirdi. ÇED raporunun tamamından sorumlu olan, aynı zamanda şirket yöneticisi Muharrem Yılmaz ile raporda biyolog olarak üç ayrı bölümde imzası olan Makbule İnce Yılmaz’ın karı koca olduğu, arkeolog olarak raporun üç ayrı bölümünden sorumlu olan Sinan Yılmaz’ın da akraba olduğu öne sürüldü.
RAPORDA EŞLERİN İMZASI VAR
Konuyla ilgili sorularımızı yanıtlayan Aktel Çevre Danışmanlık firması yetkilisi, Muharrem Yılmaz ile Makbule İnce Yılmaz’ın karı koca olduğunu ancak Sinan Yılmaz’ın bir akrabalık bağı bulunmadığını savundu.
FİRMA YETKİLİSİ: ‘UZMANLIK İSTENMEZ, DİPLOMA OLMASI YETERLİ’
Toplam 11 arkeolojik sit alanını etkilemesi beklenen otoyol projesinin ÇED raporunda arkeoloji alanı önemli bir yer tutuyor. Arkeoloji camiası, Sinan Yılmaz’ın daha önce ne tür bir bilimsel çalışması olduğunu araştırırken pek bir veriye ulaşılamadı. Firma yetkilisine ÇED raporunda arkeolog olarak imzası bulunan Sinan Yılmaz’ın bir uzmanlığı olup olmadığını sorduğumuzda ise “Uzmanlık istenmez bu işlerde. Akademik uzmanlık istenmiyor. Diplomasının olması yeterli. Bizim için önemli olan orada kurumun istemiş olduğu bir uzmanın olması” yanıtını verdi.
‘ANINDA TEŞHİS KOYABİLECEK KİŞİ ANCAK PROFESÖR OLUR’
ÇED raporunda diplomasına yer verilmediği görülen Sinan Yılmaz’ın arkeolog olarak sahada bir çalışmasının olup olmadığı yönündeki sorumuzu da yanıtlayan firma yetkilisi, “Olmaz olur mu? Bunu bir tıp doktoru gibi düşünmeyin. Bakanlık bizden uzman talep etse; Bizans, Selçuklu ya da Likya konusunda, onlar doktora düzeyinde olur. Proje için sadece iki yıl arkeoloji çalışıldı. Ekiplerle birlikte sahada olmak zorunda. Ama oturup da hemen anında teşhis koyabilecek kişi ancak profesör olur” ifadelerini kullandı.
‘EMİN OLUN YAPILMIŞTIR’
Proje sahasında bakanlıkla kontak kurularak çalışmalar yapıldığını dile getiren firma yetkilisi, Kyaneai antik kenti yakınında şantiye için ayrılan bölgede görülen lahitlerle ilgili ÇED raporunda bir değerlendirme görülmediği yönündeki sorumuza ise, “Yapılmıştır emin olun. Mutlaka yapılmıştır. Cımbızladığınız zaman göremezsiniz. Ekleriyle birlikte bakılması lazım. Çok kalın bir rapor. Birinci sayfada bir şey söylenmiştir, onun açıklaması ancak 100. Sayfada vardır” dedi.
KÜLTÜR BAKANLIĞI ARKEOLOJİK SİTLER KONUSUNDA NE DİYOR?
Kültür ve Turizm Bakanlığı kaynaklarından edindiğimiz bilgiye göre 2021 yılında revize edilerek yeniden başlatılan ÇED sürecinde otoyol güzergâhındaki sit alanlarıyla ilgili işletilen süreç şöyle özetleniyor: “Söz konusu yol güzergâhına yönelik iletilen revize projelerin mevcut sit alanlarına giren bölümleri, yeniden alınan kazı başkanı ve müze müdürlüğü görüşleri, ilgili kurumdan istenen proje detaylarıyla yine çeşitli Kurul kararlarıyla değerlendirilmiş, güzergâh Kurul üyelerince yerinde incelenmiştir.
‘PATLATMADAN ZARAR GÖRMEYECEĞİ BELGELENDİĞİ İÇİN UYGUN BULUNDU’
Alınan 10. 08. 2023 tarihli karar ile; I. ve III. Derece Arkeolojik Sit Alanlarından, minimum etkileşimle geçilmesi yönünde tüm projede yeni revizyonların yapıldığı, tünelli geçkiler için patlatma değerlendirme raporlarının hazırlanarak yapıların zarar görmeyeceğinin belgelendiği görüldüğünden, karar eki yol güzergah projesinin sit alanlarından geçen kısmı uygun bulunmuş, güzergahın kesinleşip uygulama aşamasına geçildiğinde, uygulama öncesinde, söz konusu projenin sit alanlarında kalan kısımlarına yönelik detay projeleri için Kurul görüşünün alınması gerektiği belirtilmiştir. Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğünün 17. 01. 2025 tarihli yazısıyla, Yol güzergâhı için ÇED sürecinin tamamlandığı bildirilmiş olup, güzergâhın tescilli alanlardan geçen kısımlarındaki uygulamaya yönelik nihai kararlar, son Kurul kararında belirtildiği üzere detay projeleri iletildiğinde verilecektir.”
BAKANLIĞIN ALDIĞI İLKE KARARINA GÖRE KESİN YAPI YASAĞI VAR
Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun 5 Kasım 1999 tarihinde aldığı 658 Nolu İlke Kararı, arkeolojik sit alanlarının koruma ve kullanma koşullarını belirliyor. İlke kararında, “Korumaya yönelik bilimsel çalışmalar dışında aynen korunacak sit alanları” olarak tanımlanan 1. derece arkeolojik sitlerde “Kesinlikle hiçbir yapılaşmaya izin verilmemesine, imar planlarında aynen korunacak sit alanı olarak belirlenmesine, bilimsel amaçlı kazıların dışında hiçbir kazı yapılamayacağı” belirtiliyor.
PHASELİS ÖRNEĞİNDE KURUL KARARINI YARGI İPTAL ETMİŞTİ
Ancak resmi ve özel kuruluşlarca zorunlu durumlarda yapılacak altyapı uygulamaları için müze müdürlüğünün ve varsa kazı başkanının görüşüyle konunun koruma kurulunda değerlendirilmesi gerekiyor. Bu kural, kimi projelerde Bakanlığın ve ilgili kurumların ilke kararını boşa çıkaran uygulamalara imza atmasına neden oluyor. Antalya’daki Phaselis antik kentinin koruma alanı içerisindeki koylarda iki ayrı plaj inşa etmek için yapılaşma başlatan Bakanlık, projeyi Koruma Kurulu kararı ve kazı başkanlığının görüşüne dayandırmış, ancak yargı Kurul kararına dayanılarak yapılan projeyi hukuka aykırı bularak iptal etmişti.