5 Ekim 1966'da uluslararası öğretmen meslek örgütleri ile ILO ve UNESCO tarafından düzenlenen toplantıda öğretmenlerin toplumsal statüsü ve haklarına yönelik  kriterlerin belirlenmesi ve tüm ülkeleri bağlayan ‘Öğretmenlerin Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararları'nın alınması nedeniyle, Dünya Öğretmenler Günü olarak kutlanmaya devam ediyor. Eğitim-İş Antalya 1 No’lu Şube Başkanı Sadık Acar, Dünya Öğretmenler Günü'nde uluslararası dayanışmanın önemine dikkat çekerek, öğretmenlerin karşı karşıya kaldığı sorunların çözümü için önemli açıklamalarda bulundu. 

"TÜRKİYE'DE MADDELERİN HİÇBİRİ UYGULANMIYOR"

Söz konusu ‘Tavsiye Kararları’nın, öğretmenler için sadece mesleki hakları ve çalışma koşulları değil, toplumdaki yeri ve toplumların daha üst medeniyet seviyelerine gelmesi konusundaki toplu iş sözleşmesi anlamı taşıması açısından büyük önem arz ettiğini belirten Acar, bu belgenin Türkiye’nin de imza atmış olduğunu ancak maddelerin neredeyse hiçbirinin uygulanmadığını belirtti. 

Sadık Acar Sinirli

"ÖĞRETMENLERİN EKONOMİK HAKLARI EROZYONA UĞRUYOR"

Öğretmenlerin sorunlarla boğuştuğunu söyleyen Acar, “Ne yazık ki Türkiye’deki öğretmenler hala derin sorunlar ve zorluklarla karşı karşıya. Öğretmenlerin, toplumun kalkınmasında ve geleceğin inşasında oynadığı kritik rol göz ardı ediliyor; ekonomik ve sosyal hakları sürekli olarak budanıyor. Eğitim, ne yazık ki siyasi çıkarların gölgesinde, bilimden ve laiklikten uzaklaştırılan politikalarla yürütülüyor. Bu şartlar altında, öğretmenlerimizin sorunlarını bir kez daha yüksek sesle dile getirmek kaçınılmazdır. Öğretmenlerin ekonomik hakları erozyona uğruyor” ifadelerini kullandı.

İlkokul Öğrencileri

OECD ÜLKELERİ ARASINDA SON SIRADA 

Türkiye'deki öğretmenlerin OECD ülkeleri arasında ekonomik, sosyal ve özlük haklar açısından son sıralarda olduğunu kaydeden Acar, “OECD’nin Bir Bakışta Eğitim 2023 raporuna göre, Türkiye’de öğretmen maaşları çalışılan kademeye göre ciddi farklılıklar göstermemektedir. Türkiye’de mesleğe başlayan bir öğretmen en üst kıdeme ulaştığında başlangıç maaşından yaklaşık olarak yüzde 11-12 daha fazla maaş almaktadır. OECD ortalamasında ise yıllık öğretmen maaşları çalışılan kademe ve deneyim süresi yükseldikçe Türkiye’ye oranla daha fazla artış göstermektedir. OECD ortalamasında mesleğe yeni başlayan bir öğretmenin maaşı ile en üst kıdemde alabileceği maaş arasında kademelere göre yüzde 65-70 arasında değişen farklılıklar gözlenmektedir. Bu rakamlar, şu anda öğretmenlerimizin dünyadaki meslektaşlarına göre alım gücü açısından ne kadar kötü halde olduğunu göstermektedir” şeklinde konuştu. 

"ÖĞRETMENLERİN ALIM GÜCÜ HER GEÇEN GÜN AZALIYOR" 

Öğretmenlerin artan enflasyon karşısında giderek yoksullaştığına dikkat çeken Acar, “Öğretmenlerin alım güçleri her geçen gün azalmaktadır. Kredi kartı borçları altında ezilen eğitim emekçileri, insanca yaşamaktan çok uzaktadır. Türkiye'de öğretmenler, ücretli, sözleşmeli ve kadrolu olmak üzere farklı statülerde çalıştırılarak bölünmekte ve güvencesiz koşullarda sömürülmektedir. Kamuda görev yapan öğretmenler, liyakatsizce atanan yöneticilerin keyfi uygulamalarına maruz kalırken, özel okul öğretmenleri eğitimi ticaret kapısı olarak gören patronların baskısı altında ezilmektedir. Mesleğin itibarsızlaştırılması, öğretmenlerin hak ettiği saygıyı görememesiyle sonuçlanmakta; Millî Eğitim Bakanlığı tarafından dayatılan ve eğitim bileşenlerinin görüşleri alınmadan hazırlanan Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) ise bu sorunları daha da derinleştirmektedir” dedi. 

Öğretmen Atama

“EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET İLKESİ ORTADAN KALDIRILDI” 

Sözlerine devam eden Acar:

 “Öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıran ve emeğimizi değersizleştiren, ekonomik, sosyal ve mesleki sorunlarımıza çözüm üretmeyen, eşit işe eşit ücret ilkesini ortadan kaldıran, özlük haklarımızı zayıflatan, çalışanlar arasında ayrımcılığı ve eşitsizliği derinleştiren bir içeriğe sahip olan ÖMK, öğretmenin diplomasını geçersiz kılacaktır.

“LAİKLİKTEN UZAKLAŞTIRILARAK ÖĞRENCİLERİN GELECEĞİ KARARTILIYOR”

Son yılllarda Türkiye'de eğitimin laiklikten ve bilimden uzaklaştığını belirten Sadık Acar, "Son yıllarda, eğitimin bilimden ve laiklikten uzaklaştırıldığı bir sürecin içindeyiz. Özellikle laiklikten uzaklaşan müfredat politikaları, bilimselliği yok saymakta ve öğrencilerimizin geleceğini karartmaktadır. Öğretmenler, bilimsel ve laik eğitimi savunan bireyler yetiştirme mücadelesi verirken, siyasi baskılarla karşı karşıya kalmaktadır. Eğitim sistemindeki gerici yaklaşımlar, öğretmenlerin toplumsal değerini aşındırmakta, eğitimin niteliğini ise geri plana itmektedir. Öğretmenler, yalnızca bilgi aktaran bireyler değil, aynı zamanda toplumun aydınlık geleceğini inşa eden rehberlerdir. Eğitim emekçilerini kuşatan bu olumsuzluklar listesi, ne yazık ki kolaylıkla uzatılabilir. Bizleri bu olumsuz tablodan kurtaracak, öğretmenlik mesleğini tekrar hak ettiği yere yükseltecek, eğitim emekçisini insanca yaşayabilir koşullara kavuşturacak olan kuşkusuz kararlı emek mücadelesi olacaktır" diyerek sözlerine son verdi. 

Muhabir: VİLDAN ÖZKAN