TMMOB Antalya İl Koordinasyon Kurulu bileşenleri Antalya’nın dünyaca ünlü falezlerini konu alan basın açıklaması gerçekleştirdi. Yavuz Özcan Parkı’nda gerçekleştirilen basın açıklamasında, Falezlerin ve travertenlerin korunmasının, Antalya’nın turistik cazibesinin yanı sıra ekosistemlerin sürdürülebilirliği için de önemli olduğu vurgulandı.

FALEZLER MİLYONLARCA YILLIK SÜREÇLERDE OLUŞTU

TMMOB Antalya İl Koordinasyon Kurulu İKK Başkanı Şaban Tat, “Antalya, jeolojik açıdan dünyanın en önemli ve eşsiz doğal miraslarından birine ev sahipliği yapmaktadır. Milyonlarca yıllık süreç sonucunda oluşmuş travertenler ve falezler, sadece şehrin doğal güzelliklerini değil, aynı zamanda ekosisteminin sürdürülebilirliğini de şekillendiren kritik unsurlar arasında yer almaktadır. Doğuda Aksu Çayı, batıda ve kuzeyde Beydağları, güneyde Akdeniz ile çevrili olan Antalya travertenleri, 630 kilometrelik geniş bir alanı kapsamakta ve dünyanın en büyük tufa çökeltilerinden biri olarak kabul edilmektedir” dedi.

ANTALYA’NIN SİMGESİ HALİNE GELDİ

Falezlerin olduğu alanlarda yaşanan betonlaşmaya dikkat çeken Şaban Tat, “Bu doğal mirasın ayrılmaz bir parçası olan falezler ise Karpuzkaldıran’dan Konyaaltı Plajı’na kadar uzanan 13 kilometrelik kıyı şeridi boyunca yer alarak Antalya’nın simgesi haline gelmiştir. Falezler, sadece estetik değerleriyle değil, aynı zamanda ekosisteme sağladıkları katkılarla korunması gereken benzersiz doğal oluşumlardır. Bölgenin jeolojik tarihini ve doğal süreçlerini yansıtan bu oluşumlar, adeta birer doğa laboratuvarı niteliğindedir. Falezlerin ve travertenlerin korunması, Antalya’nın turistik cazibesini sürdürmekle sınırlı kalmayıp ekosistemlerin sürdürülebilirliği ve jeolojik mirasın gelecek nesillere aktarılması açısından da hayati öneme sahiptir. Antalya’nın doğal zenginlikleri, yerel veya küresel çıkarlar doğrultusunda şekillendirilemez. Doğal mirasın korunması, yalnızca bugünün değil, geleceğin de sorumluluğudur” diye konuştu.

Ikk Falezler Açıklaması1

YAPILAŞMA VE TAHRİBAT SORUNU

“Antalya Falezleri, eşsiz flora ve faunası nedeniyle “Doğal Sit Alanı” ilan edilmiş ve büyük ölçüde kesin yapı yasağına tabi tutulmuştur” diye konuşan Tat, “Ancak koruma statüsüne rağmen alanlar gerektiği gibi korunamamakta ve kent siluetine yakışmayan yapılaşmalar ortaya çıkmaktadır. Falezlerdeki izinsiz yapılar ve altyapılar, doğal morfolojik yapıyı bozmakta ve bölgenin ekolojik dengesini tehdit etmektedir. Son dönemde kamuoyunda dikkat çeken asansör inşaatları ve özel işletmelerin kıyı işgalleri, falezlerde geri dönülemez tahribatlara yol açmaktadır. Kesilen ecrimisil cezalarının kira bedeli gibi algılanması, işletme sahiplerinin hukuksuz kullanımlarını meşrulaştırmaktadır. Ayrıca beton plajlar, ışık ve ses kirliliği gibi kent estetiğine aykırı unsurlar, falezlerin doğal dokusuna zarar vermektedir” şeklinde konuştu.

DOĞAYA AYKIRI HER TÜRLÜ YAPILAŞMAYA KARŞIYIZ

Yapılan açıklamada, Türk Mühendis ve Mimarlar Odası Birliği’ne bağlı meslek odalarının doğaya aykırı her türlü yapılaşmaya karşı olduğu ifade edildi. Açıklamada Tat, “Falez kıyı bandındaki doğal dokuya aykırı her türlü yapılaşmaya karşı olduğumuzu bir kez daha vurguluyoruz. Falezler üzerindeki kaçak yapılar, doğal süreçlere engel olmakla birlikte olası doğal afetlerin etkilerini de artırmaktadır. Sorumlu idarelerden beklentimiz, doğal dokuya zarar veren yapılaşmaların hiçbirine taviz verilmemesi, etkin denetimlerin ivedilikle yapılması ve gerekli müdahalelerin gerçekleştirilmesidir. Unutulmamalıdır ki kıyılardan yararlanmada herkes eşittir ve Anayasa’ya göre vatandaşlarımızın sahil bandını ücretsiz kullanma hakkı özel işletmeler tarafından engellenemez. Antalya’nın falezlerini ve doğal mirasını korumak, bu şehri seven herkesin ortak sorumluluğudur. Falezlerin doğal ve kültürel değerlerini gelecek nesillere aktarmak için tüm yurttaşlarımızı ve yetkilileri duyarlı olmaya davet ediyoruz” dedi.

Muhabir: BÜLENT ÖNER