Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hacısüleyman, geçtiğimiz günlerde (4 Mart 2025 tarihinde) Türkiye istatistik Kurumu (TÜİK) verilerini değerlendirmişti. Hacısüleyman, Enflasyonun 20 ay sonra 40’ın altına gerilediğini ve Merkez Bankası’nın faizde indirme gideceğini belirtmişti. Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısının ardından yapılan açıklamaya göre, haftalık repo faizi %47,50'den %42,50'ye çekildi. Yapılan bu düşüşün ardından Ekonomist, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir (SMMM) Bağımsız Denetçi Ahmet Yaşar değerlendirmelerde bulundu.
NEDEN FAİZ DÜŞÜRÜLDÜ?
Yaşar yaptığı açıklamada Merkez Banka’sının 250 baz puan indirim yapmasını beklediğini ve tahminlerinin doğru çıktığını belirterek,” Şubat ayı TÜİK verileri göre enflasyon yüzde 2,27 aylık, yıllık da yüzde 39,05 olarak gerçekleşti. 2024 Şubat ayın enflasyonu yıllık yüzde 67,07 olarak gerçekleşmişti. Görüleceği üzere faiz indirimlerine rağmen enflasyonda düşüş devam ediyor. Merkez Bankası, faiz indirimi yapıyor fakat piyasada aksayan bir ayak varsa hemen onu düzeltmesini de yapıyor. Faiz inmesi sonucu mevduatta azalma ve döviz talebinde artış meydana gelmişti.. Merkez Bankası hemen önlem aldı ve döviz kredilerini (reel sektörün kullandığı TL’ye göre düşük faiz olduğu için) aylık yüzde 1 olan büyüme sınırını yüzde 0,5’e düşürdü. Dolayısıyla dövize olan talebi azaltıp rezervlerin erimesinin de önüne geçmiş oldu. Enflasyonun artıracak, bireysel ve araç kredisi gibi kredilere ulaşmayı zorlaştırarak, taksit sayısında da sınırlama getirdi. Eğer Merkez Bankası 250 baz puandan daha fazla bir faiz artırımına gitseydi mevduatın getirisi azalacaktı ve tekrardan dövize bir yönelim başlayacaktı. Bu yüzden 250 baz puanda kalındı” dedi.
DÜŞÜŞ DEVAM EDERSE
Merkez Bankası’nın indirimlere devam ettikçe ve şirketlerin kredilere ulaşımındaki engellerinde kaldırılması halinde enflasyondaki düşüşün devam edeceğini ve sınırlı da olsa hane halkının da bu düşüşü hissedeceğini vurgulayan Yaşar, “Merkez Bankası’nın sık para politikası, enflasyon istenen seviyelere ininceye kadar devam edecektir. Faiz indirimlerinin Reel sektör açısından istenilen seviyelerde olmadığı kesin. TL’deki kredi maliyetleri ile üretim yapmak para kazanmak çok zor. Faiz oranları yüzde 60’lara kadar yükselmesi maliyetlere de yasıyor ve o yüzden enflasyondaki düşüş sınırlı oluyor. Faiz indirimi hisse senetlerine olan talebi canlandırabilir. Mevduattan çıkan para, yüksek gelir var diye borsaya yönelirse, hisse senetlerinin yükselmesi piyasa değerini artırır. Artan bu değer ile firmalar aşamalı olarak yatırıma yönelebilir. Faiz indirimlerinin hane halkına yansıması görülür düzeyde olmaz, firmaların düşen faizlerle birlikte TL cinsinde krediye ulaşmasındaki engellerde azalma olursa firmalar yaşamına devam eder. İşçi çıkarılmaz, maaş zamlarında sınırlı olsa da bir yükseltme yapılır, SGK borçları ödenebilir” diye konuştu.
TÜRKİYE’NİN ELİ GÜÇLENDİ
Türkiye’nin son gelişmelerle beraber uluslararası arenadaki yerinin daha da güçlendiğine ve bunun da maliye politikaları ile desteklendiği ifade eden Yaşar, “Merkez bankası 2024 Aralık ve 2025 Ocak aylarında 250’şer baz puan faizlerde indirim yaptı. Şubat ayında PPK toplantıyı olmadığı için karar açıklanmadı. Piyasa izlendi. İndirim sonrası piyasa dengesini bozan alanlarda düzenlemeler yaptı ve uyguladığı sıkı para politikasından taviz vermedi. Diğer yandan Maliye vergi tahsilatlarını ve denetimlerini artırarak, kişilerin ve şirketlerin vergilerini ödemeye yönlendirdi. Diğer taraftan Türkiye’de terörün bitmesi için atılan adımlar, savunma sanayisindeki gelişmeler, Çinli otomotiv devlerini Türkiye’de yatırıma karar vermesi, Avrupa Birliği’nin tekrardan yüzü Türkiye’ye dönmesi, Rusya-Ukrayna savaşında görüşmelere Türkiye’nin de davet edilmesi gibi nedenler Türkiye’nin uluslararası alanda elini güçlendirdi.
Uluslararası Risk Primleri’nin (CDS) uygulanan ekonomik politikalarla beraber düşmesi sağlanmıştır. Türkiye’nin CDS’i 2022 yılının haziran ayında 872 puana kadar yükselmişti. Bu oran 249,85 seviyesine kadar düştü. Peki bu ne anlama geliyor? Finansal piyasalarda oldukça önemli gösterge olan Risk primi bir ülkenin ya da kurumun iflas riskinin ölçüsüdür. Yüksek CDS değeri yüksek faiz ödemek anlamına gelir. Bütün bunların neticesinde Merkez Bankası’nın faiz indirimi sonrası piyasayı izleyecek, bozulan yerler olursa hemen onunla ilgili tedbir alacak, sıkı para politikasının devam ettiğini söyleyecek” sözlerini kaydetti.
ENFLASYON DÜŞMEYE DEVAM EDER Mİ?
Son olarak Yaşar Merkez Bankası sıkı para politikalarına devam ederse enflasyondaki düşüş trendinin devam edeceğine değinerek, “Merkez bankası faiz indirmeye önce enflasyonun yükseliş trendini durduktan sonra başlamıştı. Haziran 2024’te başlayan dezenflasyon süreci enflasyonu düşme eğilimine getirmişti. 2024 Şubat ayında enflasyon yıllık yüzde 67,07 iken 2025 Şubat ayında enflasyon yüzde 39,05 olarak gerçekleşmişti. Merkez Bankası iki faiz indirimi ile 500 baz puan inen faizlere enflasyon düşüşünü durduramamıştı. Faiz indirimine rağmen geçmiş yıllara göre enflasyonda artış görülmemiştir. Merkez Bankası sıkı para politikalarına devam eder, piyasayı yakından takip ederse, bozulan yerlere hemen tedbir alınırsa enflasyondaki düşüş trendi devam eder” dedi.