Kemer Ulupınar Mahallesi’nde bulunan Çıralı sahili aynı zamanda Caretta caretta türü Akdeniz deniz kaplumbağaları için önemli yuvalama kumsallarından biri. Yıllardır burada yerel halk ve kamu işbirliğinde başarılı bir koruma faaliyeti yürütülüyor. Ancak bu konudaki en büyük sorun bilinçsiz kıyı kullanımı.Çıralı bölgesindeki korunan alan Haziran 2021'de yeniden tanımlanarak deniz alanları da dahil 'Kesin Korunacak Hassas Alan' olarak tescil edildi. Ancak denizel ve karasal ekosistemin taşıma kapasitesini zorlayan yoğun ve düzensiz kullanım, buradaki turizme de zarar veriyor.

BU SORUNU KİM ÇÖZECEK

Bayram haftası Çıralı'da bulunan Antalyalı bir turizmci, gördüğü manzarayı şöyle özetliyor:

"Daha önce Kemer'den hareket eden tur tekneleri, Çıralı ve Olympos sahilini aşama aşama park haline getirdiler. Bu tekneler günlük belli miktarda su alır ve deşarj ettikleri atık oranı bu su miktarına bağlıdır. Limanlarda bu işlem kontrole tabidir. Liman ücreti ve denetimlerden muaf olmak için, 1. derece sit alanı olan Çıralı ve Olympos koylarına park eden tekneler büyük bir kirlilik yaratmaya başladılar. Kışın Çıralı'da tekne boyandığını dahi gördüm. Atıklar bu koylara boşaltılıyor. Çıralı sahili çöp ve pislikten geçilmiyor. Carettaların yumurtlama alanı olan sahil tamamen kontrolsüz. 4x4 araçlar cirit atıyor. Önceden gece sahile inmek yasak ve kontrollü idi. Şimdi kimsenin umurunda değil. Ayrıca bu tur teknelerinin park ettikleri yerlerde ve gezi rotasında, bu güzide kıyılarda sebep oldukları gürültü kirliliği de cabası. Sahil güvenliği arıyoruz 'bu durudan haberdar mısınız?' diye; “bu konuyla “şurası ilgileniyor diyor. 'Şura'sını arıyoruz, 'sahil güvenlik ilgileniyor' diyor. Şurası dediğimiz de liman başkanlığı. Durum gerçekten vahim."

BU NASIL KORUNAN ALAN

Antalya Valisi Ersin Yazıcı, Kurban Bayramı tatili öncesi yaptığı açıklamada “herkese yetecek yerimiz var” dedi, alınan güvenlik önlemlerini anlattı. Ancak ne Antalya’da ne de diğer tatil beldelerinde nüfusun katlandığı, doğa üzerindeki baskının arttığı bu dönemde doğa koruma konusunda alınan önlemlere dair bir açıklama göremedik. DKMP 6. Bölge Müdürlüğü bir iki kez Büyük Çaltıcak'ta yapılan denetimlerle ilgili paylaşımlar yaptı ancak "Korunan alan denetimi" diye paylaşılan görüntülerde balık istifi tatilci, mangal dumanı ve sıkışık otomobil görüntüleri öne çıkıyordu.

TOPU BİRBİRLERİNE ATIYORLAR

Çıralı örneğinde yukarıda aktardığımız turizmcinin notlarında ilgili kurumların topu birbirine attıklarını görüyoruz. 642 kilometre kıyı şeridine sahip olan Antalya, Türkiye'nin vitrini konumunda bir kent. Kıyı ve denizler konusunda yetkili kurumların topu birbirine atmasından çok ortak bir eşgüdümle vatandaşın duyarlılıkla yaptığı uyarı, şikayet ve bilgi paylaşımlarını ortak bir bilgi merkezinde toplayıp hızla çözüm üretilmesi için bilgi paylaşımı yapılmasına ihtiyaç var. Bu konuda sıklıkla toplantılar, paneller yapılsa da ne yazık ki uygulamada "bizim sorumluluk alanımızda değil" anlayışı devam ediyor.

Kıyılardan birçok bakanlık sorumlu. Yüzme suyu kalitesinin kontrolü Sağlık Bakanlığı, kıyı alanlarının temizliği ve korunması da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Su ürünleriyle ilgili yetki de Tarım ve Orman Bakanlığı’nda. Deniz ulaşımı ise Ulaştırma Bakanlığının sorumluluğunda.

Ancak Türkiye kıyılarında dört ilin yerel yönetimi, gemi kaynaklı deniz kirliliği denetimi yapmakla yetkilendirilmiş olmalarına rağmen bu genelde atlanıyor.  Bunlar; Antalya, İstanbul, Kocaeli ve Mersin illerinin büyükşehir belediyelerinden oluşuyor.

Bu dört ilin yerel yönetimi, ilgili bakanlık tarafından yetki devri genelgesi ile gemi kaynaklı deniz kirliliği denetimi ile yetkilendirildi. Bu kapsamda yerel yönetimler de ilgili bakanlıkların yanı sıra, konuyla ilgili kurumsal yapılanmalarında deniz ve kıyı yönetimi ile ilgili birimler ekledi. Söz konusu kuruluşların görev ve sorumlulukları arasında, denizel kirliliğin denetimi ve izlenmesi de yer alıyor.

DENETİM ZAAFİYETİ VAR

Yaz dönemi ve turizm sezonunun, basit önlemlerle kolaylıkla çözülebilecek sorunlar yüzünden hem çevre kirliliği hem de halk sağlığı açısından önemli sorunlara yol açacak durumlar yüzünden sıkıntıya sokulması idari denetim zafiyetini gösteriyor.

Kıyılarla ilgili onlarca yasa, yönetmelik ve tamim varken sorumsuzluk ve denetimsizliğin yol açtığı kısır döngü turizm için de büyük bir imaj kaybı.

Anadolu Akdeniz'inin Toroslar'la buluştuğu bu bölgede her şeye karşın hala temiz kalabilmiş koylar, biblo gibi tatil beldeleri ve benzersiz tarihi ve kültürel mirasın bu kadar kötü yönetilmesini bu ülke hak etmiyor. 

BOSTANLIK’TAN TATİL MANZARALARI

Kemer Tekirova'daki Phaselis antik kenti sınırlarındaki Bostanlık koyu. Burası korunan alan niteliğinde ama manzara bu. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Phaselis ören yerinin yükünü hafifletmek amacıyla iki koyda halk plajı projesi başlattı, bitme noktasına geldi. Ancak savunulanla yaşanan farklı. Bakanlık, ören yerindeki araç trafiği ve çöp-tuvalet, temizlik sorununu çözme iddiasıyla projeyi hayata geçirdiğini açıkladı. Projeye karşı açılan davada mahkemeye verdiği savunmada sayfalar dolusu gerekçe göstererek projenin amacının antik kentin daha iyi korunması olduğunu savundu. Ancak ören yerindeki sorunlar şimdi diğer koylara da taşmış durumda. Dünya mirasına aday olan bir korunan alanda bu kadar keyfilik akıl alır gibi değil. Turizmi yalnızca döviz girdisi olarak görüldüğü, doğanın, kültürün turizme payanda yapıldığı bir anlayışla bütün bu değerlerin de ömrü kısa sürede tüketiliyor.

ADRASAN’DA SORUN KÖRDÜĞÜM

Çıralı'nın dışında benzer özelliklere sahip olan Adrasan'da da durum benzer şekilde. Adrasan'ın tur tekneleri açısından daha yoğun bir trafiğe sahip olduğu da söylenebilir. Her yıl yaz sezonunda benzer bir sorun ortaya çıkıyor ve farklı kurumların sorumluluğunda olmasına rağmen bu sorun ortak bir eşgüdümle çözülemiyor. Hem tatilciler için, hem de tekneciler için bir çileye dönüşüyor. Ama en çok da korunan alan yönetimi ve turizm planlaması konusunda sınıfta kalan bir yönetim anlayışı var.

Muhabir: YUSUF YAVUZ