Antalya’nın Aksu ilçesine bağlı Kundu ve Kemerağzı sahillerinde otellerin işgal ettiği hazineye ait toplam 534 bin metrekarelik kıyı şeridindeki işgalleri önlemede sorumluluğu bulunduğu iddiasıyla üç Vali hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunuldu. Antalya’da yaşayan bir vatandaşın yaptığı suç duyurusunda, işgallerin sonlandırılmasında ve kaçak yapıların yıkılması için yapılan başvurularda gerekli işlemleri sürüncemede bıraktığı iddia edilen eski Antalya Valileri Münir Karaloğlu ve Ersin Yazıcı ile halen Antalya Valisi olarak görev yapan Hulusi Şahin hakkında inceleme başlatılması talep edildi. İçişleri Bakanlığı’nın konuyla ilgili kararında turizmin baltalanmaması ve turizm gelirlerinin zarar görmemesi adına kamu yararının gözetilmesi gerektiği vurgulanarak, söz konusu parsellerdeki işgallerden alınan ecrimisiller ile kamuya gelir sağlandığı kaydedildi. Bakanlık üç vali hakkında ön inceleme verilmesine gerek olmadığına karar verdi, başvurucu vatandaş ise Danıştay’a başvurarak karara itiraz etti.
SÜRÜNCEME BIRAKILDI
Antalya’nın ünlü turizm beldesi Kundu ve Kemerağzı’ndaki hazineye ait kıyı şeridindeki işgallerle ilgili yapılan başvuruların sürüncemede bırakıldığı gerekçesiyle kentin önceki ve halen görevde olan valileri hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunuldu. Geçtiğimiz Mayıs ayında yapılan suç duyurusu üzerine İçişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişliği tarafından iddialarla ilgili bir ön inceleme raporu hazırlandı. 23 Eylül 2024 tarihli raporda, Aksu ilçesine bağlı Kundu ve Kemerağzı sahilindeki hazineye ait arazilerdeki işgallerin sonlandırılması ve kaçak yapıların yıkılması için yapılan başvurularda yapılması gereken işlemlerin sürüncemede bırakıldığı iddiasına yer verildi.
ANTALYA’NIN SON ÜÇ VALİSİ HAKKINDA ÖN İNCELEME TALEBİ
Konuyla ilgili sorumluluğu bulunduğu öne sürülen eski Antalya Valilileri Münir Karaloğlu, Erzin Yazıcı ve halen Antalya Valisi Hulusi Şahin hakkında ön inceleme başlatılması talebiyle ilgili raporda, Kemerağzı’ndaki kıyı işgallerinin art bölgesinde 24 adet otel bulunduğu belirtilerek, söz konusu otellerin 2006 yılında faaliyete başladığı kaydedildi.
İÇİŞLERİ RAPORUNA GÖRE TOPLAM 534 BİN M2’LİK KIYI İŞGAL ALTINDA
Kemerağzı sahilinde kıyı kenar çizgisi ile deniz arasında bulunan 348.946 m2’lik kısım ile kıyı kenar çizgisi ile kara yönünde yer alan 91.938 m2’lik kısmın otel ve turizm tesisleri tarafından işgal edildiği belirtilen raporda, Kundu sahilinde ise 93.158 m2’lik alanın 2001 yılında yapılan oteller tarafından işgal edildiği bilgisine yer verildi.
BAKANLIK ‘İŞGALLER GEÇMİŞTE YAPILMIŞ’ DİYEREK VALİLERİ SAVUNDU
Kundu ve Kemerağzı sahillerindeki işgal edilen Hazineye ait arazilerden 2023 yılında yapılan tespitlere göre toplam 22 milyon 331 bin TL işgaliye (ecrimisil) bedeli tahsil edildiği bilgisine yer verilen raporda, söz konusu işgallerin önceki dönemlerde başladığı savunularak sorumluluğuna gidilmesi istenen üç vali hakkında ön inceleme yapılmasına gerek olmadığı kanaatine yer verildi.
MÜFETTİŞ RAPORU: KAMUYA AİT SAHİLLER OTELLERİN İŞGALİ ALTINDA
Mülkiye Başmüfettişliği’nin raporuna dayanılarak alınan İçişleri Bakanlığı’nın kararında ise Aksu ilçesine bağlı Kemerağzı ve Kundu sahilinde devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan parsellerin art bölgede bulunan otel ve turizm tesisleri tarafından sabit ve seyyar unsurlar tarafından işgal edildiği, seyyar unsurların turizm sezonunda kumsala şezlong ve gölgelik koyduğu, sabit unsuzların ise otelin müştemilatı şeklinde inşa edilmiş yapılar olduğu belirtildi.
OTELLERİN İŞGAL ETTİĞİ ALANLARDA YAPI KAYIT BELGESİ VERİLMİŞ
Kıyı şeridini işgal eden otellerin inşa ettiği sabit unsurlar için yapı sahiplerinin başvurusu üzerine 3194 sayılı kanun gereği yapı kayıt belgesi düzenlendiği bilgisine yer verilen Bakanlık kararında, tartışmaya neden olan hususun kumsaldaki şezlong ve gölgelikler olduğu savunularak, “Devletin hüküm ve tasarrufundaki bu alanlara yapılan işgaller nedeni ile işgali yapan otel işletmelerinden ecrimisil alındığı ve kıyıların kamuya kapalı olmadığı, kumsala şezlong ve gölgelikler konulması ile kumsalların nasıl kullanılacağı hususunda mevzuat düzenlemesine ihtiyaç olduğu” belirtildi.
‘TURİZMİN BALTALANMAMASI İÇİN KAMU YARARI GÖZETİLMELİ’
Turizmin baltalanmaması ve turizm gelirlerinin zarar görmemesi adına kamu yararının gözetilmesi gerektiği vurgulanan kararda, söz konusu parsellerdeki işgallerden alınan ecrimisiller ile kamuya gelir sağlandığı kaydedildi.
BAKANLIK VALİLER HAKKINDA ÖN İNCELEME İZNİ VERMEDİ
Turizm sezonunda yapılan seyyar işgaller ile ilgili yasal düzenlemeler yapılması gerektiği belirtilen kararda, kıyıdaki işgallerin kaldırılması için belediyeler tarafından bir talebin olmadığı da vurgulanarak “Kıyıdaki kumsal alanın kamuya açık olduğu anlaşıldığından eski Antalya Valilileri Münir Karaloğlu, Erzin Yazıcı ve halen Antalya Valisi Hulusi Şahin hakkında yapılacak herhangi bir işlemin olmadığı” belirtildi.
BAKAN YERLİKAYA KARARI ONAYLADI
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın 21 Ekim 2024 tarihinde imzalayarak onayladığı kararda, Antalya Valilileri Münir Karaloğlu, Erzin Yazıcı ve halen Antalya Valisi Hulusi Şahin hakkında söz konusu iddialarla ilgili ön inceleme başlatılmasını gerektirecek bir durumun bulunmadığı belirtildi.
SUÇ DUYURUSUNDA BULUNAN VATANDAŞ DANIŞTAY’A BAŞVURDU
İçişleri Bakanlığı’nın bu kararının ardından ise valiler hakkında suç duyurusunda bulunan Antalyalı vatandaş 11 Kasım 2024 tarihinde Danıştay’da karara itiraz başvurusu yaptı. İşgal ve tecavüz altındaki hazineye ait kıyıların halkın kullanımına kapatılamayacağı vurgulanan itiraz başvurusunda, İçişleri Bakanlığı’nın kararının iptali talep edilerek şöyle denildi: “Anayasa’nın 2., 43. ve 56. Maddelerine göre işgal ve tecavüz edilen parseller Hazine mülkiyetinde olan ve kamusal alan statüsüne sahip alanlardandır. 3621 Sayılı kanun 6. Maddesine göre bu parseller kıyı kenar kanunu kapsamında herkesin eşitlik ve serbestlikle yararlanmasına açık olup, buralarda hiçbir yapı yapılamaz; duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engeller oluşturulamaz. 3194 Sayılı İmar Kanunu Geçici 16. Maddesi kapsamında kamusal alan olan ve Hazine Mülkiyetinde olan parseller üzerinde yapı kayıt belgesinin verilmesi yasal değildir.”
‘BAKANLIĞIN KARARI ANAYASAYA VE KANUNLARA AYKIRI’
Söz konusu işgallerle Anayasa ve kanunların ihlal edildiği savunulan itiraz başvurusunda, İçişleri Bakanlığı’nın raporunda yer verilen “turizmin baltalanmaması ve turizmin zarar görmemesi adına kamu yararının gözetilmesi gerektiği” ifadelerine atıfta bulunularak, “Turizmin baltalanmaması, turizm gelirlerinin zarar görmemesi adına kamu yararının gözetilmesi gerektiği, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan parsellere yapılan işgal sonucu ecrimisil tahakkuk ettirildiği, tahsilat yapılarak kamuya gelir elde edildiğini ifade eden rapor, Anayasa’ya, Hukuka ve Kanunlara aykırıdır. Turizm tesisleri kendilerine tahsis edilmiş olan alandan daha fazla alanı işgal etmiş, sosyal tesislerini işgal ettikleri alana ve kamusal alana kurmuşlardır. Sorumlu bakanlıklar ve Valilik, Anayasayı ve yasal mevzuatları ihlal eden özel işletmelere imtiyaz ve ayrıcalık tanımakta. Kamusal alanların işgaline göz yummaktadır. 2001 ve 2006 Yıllarından bugüne kadar işgal ve tecavüzlerin devam ediyor olması, ecrimisil cezasının uygulanıyor olması savunma gerekçesi olamaz” ifadelerine yer verildi.
‘İŞGAL EDİLEN KIYILAR TEL ÖRGÜ VE ÇİTLERLE ÇEVRİLDİ’
Türkiye Cumhuriyeti’nin her vatandaşının kıyıları eşit ve adil kullanım hakkına sahip olduğu vurgulanan itiraz başvurusunda, “Bu hak belli bir zümreye tanınan imtiyaz ile kısıtlanamaz veya yasaklanamaz. Uydu Görüntülerinden görüleceği ya da yerinde keşif ile bahse konu alanların tamamen işgal edilerek halkın kullanımı ve bu alanlara girebilme imkânı yoktur. Uydu görüntülerinde ve ekte sunulan görseller veya sahada yapılacak keşifte, otellerin sahil kesimini havuz, su kaydırakları, çeşitli etkinlik için oluşturulan kapalı mekân olarak işgal edildiği, tel örgü ve çitler ile otellerin önüne geçişlerin önlendiği görülecektir. Kararda belirtilmiş olduğu üzere kamuya kapalı olmadığını belirten karar gerçeği yansıtmamaktadır” denildi.
‘KAMU YARARI’ SAVUNMASI İŞGALİ VE TECAVÜZÜ HAKLI ÇIKARIYOR
Para cezaları ile kamuya gelir elde edildiği yönündeki gerekçenin, işgali ve tecavüzü haklı çıkarmaya dönük olduğu savunulan itiraz başvurusunda, bu tutumun da ilgili kanunlara aykırı olduğu kaydedilerek, ‘belediyelerin başvurusu yok” denilmesinin kabul edilebilir bir gerekçe olmadığı vurgulandı.
‘VALİLİK DENETİM VE KONTROL GÖREVİNİ YERİNE GETİRMEDİ’ İDDİASI
Antalya Valiliğinin denetim ve kontrol görevini yapmadığı ve sorumlu kamu kurumu yöneticileri hakkında idari ve adli işlem başlatmadığı iddiasına yer verilen itiraz başvurusunda, “Valilik denetim ve kontrol görevini, kamu kurumlarında denetim, kontrol ve işleyiş hakkında görev ver sorumluluklarını, yasal mevzuatlar kapsamında yükümlülüklerini yerine getirmemiştir” denildi.
ŞÜPHELİLER HAKKINDA SORUŞTURMA İZNİ VERİLMESİ TALEP EDİLDİ
İçişleri Bakanlığı’nın valiler hakkında ön inceleme izni vermeyen kararının iptali istenen başvuruda, “İçişleri Bakanlığının kararının iptali ile şüpheliler hakkında denetim ve kontrol görevini yerine getirmedikleri için soruşturma izninin verilmesi” talep edildi.
ARAZİLERİN TAPU KAYDINDA KUMLUK VE BATAKLIK GÖRÜNÜYOR
Aksu Kemerağzı sahilinde tapu kayıtlarında kumluk ve bataklık olarak kayıtlı olan hazineye ait 13370 Ada 1 Parseldeki toplam 581 bin 830 m2’lik kıyı şeridinde lüks otel ve tatil köyleri ile bu tesislere ait üniteler yer alıyor. Aksu Kundu sahilinde ise 13551 ada 79 parselde kayıtlı 159 bin 308 m2’lik arazi de aynı şekilde oteller tarafından işgal edilen kamu taşınmazları arasında.