Türkiye’nin yaban hayatı her geçen gün yeni tehditlerle karşı karşıya kalıyor. Enerji, madencilik ve otoyol projelerindeki artış, yaban hayatını geri dönüşümü olmayacak biçimde yok ederken, yıkıcı projelere onay üretmek için hazırlanan ÇED raporları coğrafyanın gerçeklerinden uzak içerikleriyle okuyanlara saç baş yolduruyor.
DOKU DERNEĞİ BAŞKANI ÇİDEM’DEN YABAN HAYATI AÇIKLAMASI
Antalya Körfez Gazetesi Muhabiri Yusuf Yavuz'un haberine göre, Trakya bölgesindeki yıkım projelerine karşı yıllardır mücadele yürüten isimlerden biri olan Kırklareli Doğa ve Kültür (DOKU) Derneği Başkanı Göksal Çidem, 3 Mart Dünya Yaban Hayatı Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, bölge ormanlarında artık “dikkat kamyon çıkabilir’ tabelalarına rastladıklarına işaret ederek şunları dile getirdi: “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 3 Mart’ı ‘Dünya Yaban Hayatı Günü’ ilan etti. Aynı ekolojiyi paylaştığımız dağda, ormanda, suda yaşayan canlıların günü. Dünyamızda var olan canlı türlerinin yok oluşuna dikkat çekmek, korumak ve farkındalık yaratmak için etkinlikler yapılmalı. Günü kutlamak yerine korumak için çaba sarf edilmeli. Özellikle 3 Mart’ın yaban hayatı günü ilan edilmesi anlamlı. Çünkü, ‘Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşmesi’nin (CITES) 1973 yılında, 3 Mart’ta imzalanmıştı.
ORMANLARDA ARTIK KAMYON VE İŞ MAKİNELERİ GÖRÜLÜYOR
Ancak günümüzde azgın bir azınlığın oluşturduğu, doğadaki işgal kuvvetleri, daha çok kazanmak adına yaban hayatının yaşam, üreme, kışlama ve beslenme alanlarını yok ediyor. Ne orman ne toprakla gözleri doymadı, doymuyor. Yaban hayatının varlığını sürdürmeye çalıştığı yer, onların dünyası. Yaşam alanı. Domuzun, sincabın karıncanın, kurdun, kuşun evi. Biz ise onların evlerini başına yıkıyoruz. Bilinçsizce, acımasızca, vahşi madencilik ve plansız enerji sektörü yatırımları ile katlediyoruz. Istrancaların ortasında, orman içinde kurulan RES (Rüzgar Enerji Santralleri) ve ormanın derinliklerinde ‘dikkat kamyon çıkar’, ‘dikkat iş makinesi çıkar’ tabelalara rastlıyoruz. Günlük çıkarlar uğruna yok ettiğimiz yaban hayvanlarını artık sirklerde ve hayvanat bahçelerinde görebiliyoruz. Ne yazık ki, onlar eziyet çekerken, keyifle izlemeye devam ediyoruz. Bir anlık empati yapalım. Biz kafeste onlar tribünde. Olursa nasıl olur? Olmaz değil mi? İç acıtıcı, değil mi?”
POLONYA’DA HALKALANAN LEYLEK, VİZE’DE ÖLDÜ
Bölgedeki yaban hayatını olumsuz etkileyen RES’lerin neden olduğu kayıplara da değinen DOKU Derneği Başkanı Göksal Çidem, açıklamasında şunları kaydetti: “Istrancaların her noktasına gelen projeler için ‘kuş göç yolunun yakındadır’ diyorlar. Ancak, Afrika, Asya ve Avrupa arasında göç eden Polonya’nın Gdansk şehrinde halkalanan leylek, Vize’de elektrik akımına kapılarak öldü. Bu projeleri hazırlayan ‘uzmanlar’, kafalarını gökyüzüne çevirseler gerçekleri görecekler. Ancak bunların gördükleri tek şey para. Paranın yenmeyeceğini anladıklarında hepimiz için yolun sonu olacak. Ancak geri dönüşü olmayacak.
KITALARARASI KUŞ GÖÇ YOLUNDA YÜZLERCE ÖLÜM PERVANESİ
Istrancalar tüm Palaearktik bölgenin ana kuş darboğazları üzerindedir. Bu nedenle, bölgede rüzgâr santralleri inşa edilmesi tüm biyocoğrafya bölgesindeki avifaunayı (kuşları) çok ciddi olarak etkileyerek olumsuz sonuçlar doğuracağı bilimsel raporlar ile sabit iken, onlarca kurulan, yüzlerce planlanan RES var. İletim hatları kuşları yok sayarak planlanınca, leylekler ve nesli tehlike altında olan şah kartallar ölüyor. Aslında öldürülüyor. Ölenlerde tahnit yapılarak gelecek nesillere ‘bakın bir zamanlar göklerin kralları bu bölgede yaşıyordu’ diyeceğiz.”
ISTRANCALARDA 1000 CİVARINDA RES PROJESİ
Istrancalar’da planlanan ve var olan RES sayısının yaklaşık 1000 civarında olduğunun da altını çizen Çidem, projelerin hepsinin hayata geçirilmesi durumunda kuşlara uçacak gökyüzü, konacak bir dal kalmayacağını savunarak, “Plansız yapılaşmayla zaten karada yaşayanların yaşam alanları da her geçen gün daralıyor. Ne havada, ne karada yaşama şansı bırakmadığımız yaban hayatı gününü kutlamaktansa, Bir an önce onları korumak ve yaşatmak için gerekeni yapmak, insan olmanın gereğidir” ifadelerini kullandı.
KORUMA ALTINDAKİ ORMAN KARINCALARINA RES TEHDİDİ
Kırklareli merkeze bağlı Çukurpınar köyünde yapılması planlanan yeni bir RES projesine de değinen Çidem, şunları kaydetti: “Istrancalarda Avrupa Kırmızı Orman Karıncası popülasyonunun en yoğun olduğu alana RES kurulmak isteniyor. ÇED Başvuru dosyaları bana göre görücü usulü hazırlanıyor. İl sınırların zaten toplam 82 yuva var. Bunların yaklaşık 20 tanesi proje alanında. Kostediki Mağarası proje alanında. İçinde yarasalar var. Bilimsel Raporlarda RES’lerin yarasaları öldürdüğü kanıtlandı. Üstelik yarasa ve Avrupa Kırmızı orman karıncaları koruma altında. Arkeolojik SİT kapsamında Kırağlı Kayrak Kalesi de proje alanında. Gerçekten de böyle bir alana RES projesi hazırlayıp geliyorlar. Bu kadarına da pes artık. Doğal ve sosyal yaşam alanlarını yok eden projelere ‘olur’ ve onay vermek, gelecek nesillerin yaşam hakkını günlük çıkarlar uğruna yok etmektir. Her canlının yaşam hakkı kutsaldır.”