Yaklaşık dört yıldır korona virüsle mücadele eden dünya, şimdi de korona virüsün alt varyantı Eris varyantını gündeme taşıyor. Havaların değişimiyle birlikte grip, nezle, bademcik iltihabı ve bronşit gibi birçok salgının görülme vakaları arttı. Hastalık oranlarının Sağlık Bakanlığı tarafından net bir şekilde açıklanmadığını belirten Türk Tabipleri Birliği Merkezi Konseyi Üyesi Nursel Şahin, “Verilerin şeffaf olmadığı ve test yapılmadığı koşullarda maalesef böyle temkinli konuşuyoruz. Bir hastalık var ve tanısı koyulmuyor. Verileri sağlık bakanlığı bizden gizliyor. Bir de bizim Kovid geçmişinden de anladığımız gibi, hastane ve yoğum bakımdaki doluluk oranları artmadan sağlık otoritesi bir şey yapmıyor” dedi.
VAKALARDA ARTIŞ GÖRÜLÜYOR
Vaka artışlarının olduğunu anca test yapılmadığını vurgulayan Şahin,
"Epey zamandır Eris varyantı vakalarında bir artış görüyoruz. Test yaptırmıyor ve tanı koyamıyoruz. Aile hekimleri, ortamda adı konulmayan benzer şikayetleri taşıyan okul çocuklarında ve yetişkinlerde sık görülen bulaşma tanımlıyor” ifadelerine yer verdi.
ÖNLEMLERE GERİ DÖNÜYORUZ
Pandemi döneminde aldığımız hijyen önlemlerini tekrar dönmeliyiz diyen Şahin,
"Kovid vakalarında ya da yeni çıkan Eris varyantında bir artış mevut. Bu nedenle havaların değişmesiyle birlikte kapalı alanlara mahkum olduğumuz bu dönemdeyiz. Bundan dolayı eski önlemlere bir miktar geri döneceğiz. Eskiden kastımız; kalabalık ortamlarda maske takılması, hijyene dikkat edilmesi, el yıkama ve bulunduğumuz mekanlara sık havalandırılması bir de mesafeye dikkat edilmesi gerekiyor. Bir de Sağlık Bakanlığı test yapılıp tanı koymasını istiyoruz. Çünkü hala bizim aşılama oranlarımız yüzde 60 civarlarında. Biz bunları yüzde 80’e çıkarmak istemiştik. Öncelikle Kovid aşısında eksik aşılarını tamamlanması gerek. Ya da 50 yaşın üstünde dediğimiz kalp hastalığı, diyabet, akciğer hastalıkları ya da kronik başka hastalıkları olanlara aşı tekrar gündeme geldi. Bir de sağlık çalışanlarına gelmelidir.” diye konuştu.
YENİ NESİL AŞILAR TÜRKİYE’YE GELMİYOR
Sağlık Bakanlığı’nın yeni nesil aşıları ülkeye getirmediğini söyleyen Şahin,
"Eris ve Omikron varyantına etkili yeni aşılar var. Ancak bu aşılar Türkiye’ye gelmedi. Sağlık Bakanı, ‘Küresel aşı baskısına boyun eğmeyeceğim’ dedi. Yani sağlık otoritenin yeni aşıyı getirmeyeceklerini anlıyoruz. O zaman biz bu elimizdeki Kovid aşılarından eksik aşılanmanın tamamlanmasını ya da bu riskli grupların aşı olmasını istiyoruz. Aşılar bizi hastalığa karşı korusun. Şöyle açıklamalar oluyor, ‘Eris varyantı çok çabuk bulaşıyor ama ciddi hastalık yapmıyor’ diye. Bu dediğimiz riskli gruplarda ciddi tabloları oluşturabiliyor. Dolayısıyla Kovide bağlı komplikasyonlar nedeniyle de risk oluşturuyor.” dedi.
ŞAHİN’DEN GRİP AŞISI ÖNERİSİ
Salgından korunmak ve bağışıklık sistemini güçlendirmek için grip önerisinde bulunan Şahin, sözlerine şöyle devam etti:
“Kış aylarına girmiş bulunmaktayız. Dolayısıyla hem bağışıklığımızı bu grip ve benzeri hastalıklar düşürüyor. Ayrıca üzerine ikinci hastalıkların eklenmesi kolay oluyor. Bir taraftan da grip aşısının yapılmasını öneriyoruz. Çünkü neredeyse bizim aile hekimlerimiz birinci basamağı hastaların yarıdan fazlasını benzer şikayetlerle gelindiği söyleniyor. Öksürük, ateş, halsizlik ve seste kalınlaşma gibi bunun hemen kanısı konulması lazım. Bir kısmının Kovid olması muhtemel bundan dolayı önlem almak gerekiyor.”
VERİLERİ SAĞLIK BAKANLIĞI SAKLIYOR
Nursel Şahin, Pandemi ve şu anki dönemde Sağlık Bakanlığı’nın şeffaf açıklamalarda bulunmadığını söyleyerek sözlerini şöyle bitirdi:
“Verilerin şeffaf olmadığı ve test yapılmadığı koşullarda zaten böyle temkinli konuşuyoruz. Bir hastalık var ve tanısı koyulmuyor. Verileri sağlık bakanlığı bizden gizliyor. Bir de bizim Kovid geçmişinden de anladığımız, hastane ve yoğum bakımdaki doluluk oranları artmadan sağlık otoritesi bir şey yapmıyor. Toplumsal bağışıklığa bırakılıyor. Toplumsal bağışıklık hep böyle eksik aşılılarımız ve zaman zaman alevlenen, zaman zaman da sönümlenen bir seyir içinde bir türlü oluşamıyor. İşte bu durumlarda da bizim aşılanmayı arttıracak söylemlere ihtiyacımız var. Şu an elimizdeki en önemli önlem, aşılanmaktır ve koruyucu önlemleri dikkate almaktır. Tam kapanma gibi onun çeşitli söylemler gerçekleşti. Onun çözüm olmadığını daha öncesinde de söylemiştik. Çünkü çalışan kesimler tam kapanma gibi bir dönemlerde bile çalışmaya devam etti. Hal böyle olunca bu tedbir bir işe yaramıyor. Çarklar döndüğü sürece tam kapanmanın bir anlamı yok. İyi bir aşılama oranıyla ve önlemlerle hastalıklarla baş edebiliriz.”