Gazipaşa ilçesine bağlı Güney köyünde 10 yıl önce açılan mermer ocağı, ruhsat sahasında kaliteli mermer çıkmayınca projeyi kalker ocağına döndürüldü. Antalya-Mersin karayolu kıyısında yaklaşık 100 hektarlık ruhsat alanına sahip proje kapsamında patlatmalı açık işletme yapılması planlanıyor. Güney, Muzkent, Kırahmetler ve Göçük köylerini etkileyecek olan taş ocağı projesine karşı önceki gün eylem yapan köylüler, projenin tarımsal üretime, yerleşimlere ve su kaynaklarına zarar vereceğini savundu. Yöre köylüleri projenin iptali için dava açmaya hazırlanıyor.

“ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR” KARARI

Alanya merkezli Demirtaş Madencilik Mermercilik Kuyumculuk İnş. Turizm Tic. Ltd. Şti. tarafından Gazipaşa’da açılan mermer ocağının ruhsat sahası içinde kapasite artışı projesi hazırlandı. İlçeye bağlı Güney, Muzkent, Kırahmetler ve Göçük köylerini etkilemesi beklenen proje alanı, Antalya-Mersin karayoluna bitişik arazide yer alıyor. Yaklaşık 100 hektarlık ruhsat sahasının 77,18 hektarlık kısmında çalışma yapılabilmesi için hazırlanan projeye ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı verildi.

 

MEZAR TAŞI VE HEDİYELİK EŞYA GEREKÇESİ

Yılda 350 bin metreküp blok ve parça mermer çıkarılması, yılda 399 bin ton işleme kapasiteli mermer pasası kırma eleme tesisi (taş ocağı) için hazırlanan proje tanıtım dosyasında,

“Faaliyetin temel amacı; mermer ocağından çıkan ekonomik değeri olmayan mermer pasalarının kırma eleme tesisinde ebatlandırılarak çevre üzerindeki etkilerini en aza indirmek ve ekonomiye tekrar kazandırmak amacıyla değerlendirilmesidir.Mermerin başlıca tüketim alanları; inşaat sektörü, güzel sanatlar alanı ve dekorasyondur. En geniş kullanım alanını inşaat sektörü teşkil eder. Binaların iç ve dış kaplamaları, dekorasyon işleri, anıtlar, heykeller ile süs ve hediyelik eşya imalatı önemli tüketim alanlarını oluşturur. Hediyelik eşya ve el sanatları dalında ise; vazo, biblo, avize, şekerlik, kültablası vs. yapımında bilhassa güzel renkli mermerler kullanılmaktadır. Mezar ve mezar taşlarında da önemli miktarlarda mermer tüketilmektedir. Bugün yapı taşından çok kaplamacılık, döşemecilik ve dekorasyonda kullanılan doğal taşların özelliklerine göre kullanım alanları az çok değişmektedir.” ifadelerine yer veriliyor.

 

 ‘TARIM DIŞI KULLANIM’ İZNİ VERİLDİ

Büyük kısmı orman arazisi olan ruhsat sahası içerisinde yer alan tarım arazileri için de Antalya Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü tarafından ‘tarım dışı kullanım izni’ verildi. Projeden etkilenmesi beklenen köylerde ise halk tepkili. Önceki gün mermer ocağı sahasının önünde toplanan köylüler eylem ve basın açıklaması yaptı. Açık arazide muz üretimi yapılan bölgede zeytin ve avokado üretimi de yaygın. Geçimini tarımsal üretimden sağlayan köylülerin bir kısmı ise küçükbaş hayvancılık yapıyor. Yaz aylarını Gazipaşa yaylalarına çıkan çobanlar, kışı ise sahil bölgesinde geçiriyor. Köylüler, uzun süredir faaliyetine ara veren taş ocağının kapasitesini artırarak yeniden açılması durumunda tarımsal üretimin ve yaşam alanlarının zarar göreceğini savunuyor.

 

PROJE SAHASI ÖNÜNDE EYLEM YAPTILAR

Ellerinde tepkilerini yansıtan dövizlerle proje sahası önünde toplanan köylüler, projenin durdurulmasını talep ettiler. Muhtarların da katıldığı eylemde köylüler, zeytinin, suyun ve doğanın haklarını savundu. Proje için verilen ÇED Gerekli Değildir kararının iptali için dava açmaya hazırlanan köylüler tarımsal üretimin zarar görmesinden endişe ediyor. Projeyle ilgili dosyayı incelemesinin ardından değerlendirme yapan Jeoloji Yüksek Mühendisi ve Tıbbi Jeoloji Uzmanı Dr. Eşref Atabey, halkın onayı olmadan mermer ocağının faaliyette bulunamayacağına işaret ederek,

“Proje nedeniyle kirlenmesi muhtemel olan çevrenin; nüfus, fauna, flora, jeolojik ve hidrojeolojik özellikler, doğal afet durumu, toprak, su, hava (atmosferik koşullar), iklimsel faktörler, mülkiyet durumu, mimari ve arkeolojik miras, peyzaj özellikleri, arazi kullanım durumu, hassasiyet derecesi ortaya konulmalıdır” görüşünü dile getirdi.

PATLATMA BÜYÜK ZARAR VERİR

Patlatma sırasında, mermer ocağı yakınında yaşayan insanların, “Evlerimizin duvarları çatlayacak mı, evimiz yıkılacak mı, çatıya taş mı gelecek” kaygı ve endişesiyle korku yaşayacağını ve psikolojilerinin bozulacağının da altını çizen Atabey, “Kontrol ve denetimleri tam yapılamayan bazı taş ocaklarında dinamit patlatılması nedeniyle çevredeki yaşayanlar ve ocakta çalışanların yaralandığına tanık olunmuştur. Patlatmayla oluşan sarsıntıyla heyelanlar ve zeminde çökmelerin olması, evlerin duvarlarında çatlakların oluşması kuvvetle muhtemeldir. Ayrıca, patlatma anında çevreye fırlayan kaya parçaları evlere, ekili alanlara, bitkilere, ağaçlara da zarar verir” dedi.

BİTKİLERDE DÖLLENMEYİ ÖNLER

Mermer ocağından yayılan tozun tane boyutunun 56 mikronun altında olabildiğine işaret eden Atabey, değerlendirmesinde ayrıca şu bilgilere yer verdi:

"Kireçtaşı yani kalker ve dolomit tozu inert, yani akciğerlerde bir zarara yol açmayan toz olarak kabul edilmektedir. Kireçtaşı ve dolomit tozu inerttir; dolayısıyla akciğerlerde zarara yol açmaz; bilgisi doğru değildir. Kireçtaşı ve Dolomit kayaları içinde demir, silis, arsenik gibi kanserojen ve pnömokonyoz nedeni mineraller de bulunabilir. Özellikle kuru havalarda ve rüzgarlı günlerde ocak çevresinde ciddi toz kirliliği oluşur. Toz kirliliği çevredeki bitki ve ağaç örtüsüne ciddi zararlar verir. Mermer tozu, bitki yapraklarında stomaları kapatır ve bitki zayıf düşer. Bitki zayıf düşünce parazitler bitkiye hücum ederler ve bitki ölür. Toz, bitkilerin yapraklarında solunumu ve fotosentezi engeller; döllenmeyi önler ve meyve oluşumunu azaltır. Ayrıca mermer ocağı kaynaklı toz, çevrede arıcılık faaliyetlerine zarar verir.”

 

TOPRAĞIN ANA MADDESİ KAYAÇLAR

Bütüncül olarak değerlendirildiğinde, mermer ocağının yüzey ve yer altı suyuna zararları, topoğrafyanın ve morfolojinin bozulması; erozyon, orman ve bitki örtüsü ile tarım alanlarına verilecek zararlar gibi olumsuz etkilere de değinen Dr. Eşref Atabey,

“Toprağın ana maddesi kayaçlardır. Kayaçlar olmazsa toprak, bitkiler, su da olmaz. Yer altı suyu; içme suyu, kullanma suyu ve ovadaki tarım alanlarının sulanması, bitkisel üretimin arttırılması, halkın beslenmesi için kullanılmaktadır. Bu ilişki ‘üstün kamu yararı’ kapsamında kavranır ve değerlendirilir. Bilimsel sonuçları ortaya konmadan, çevreyi ve su kaynaklarını, ormanı yok edecek dolomit ocağı açılmamalı, su depolama alanı, yer altı suyunu besleyen önemli bir akifer olan bu kireçtaşı ve dolomit kayalarının bulunduğu alanda mermer ocağı faaliyetlerine izin verilmemelidir.” görüşünü dile getirdi.

RUHSAT ÇELİŞKİLİ VE CAHİLCE

Söz konusu ruhsat sahasında hem blok mermer ocağı işletmesi, hem de mıcır-agrega üretimi yapılacak olmasının çelişkili olduğuna değinen Dr. Eşref Atabey, “Bu durum ruhsatın veriliş amacı ve faaliyet ile aykırılıklar teşkil etmektedir. Sahada hem ‘blok mermer’ amaçlı faaliyet, hem de ‘mıcır- agrega’ amaçlı faaliyet yapılamaz. Bilimsel ve teknik olarak bu iki faaliyet birbiriyle çelişir. Blok mermer üretimi için uygun görülen ve bu yönde işletme ruhsatı alınan sahada patlatma yapılacağı belirtilmekte. Patlatma ile kayalar parçalanır blok alınamaz. Bu işin ne kadar bilim dışı, cahilce yapıldığını göstermektedir” ifadelerini kullandı.

Muhabir: BÜLENT ÖNER