Kandilli Rasathanesi’nin verilerine göre, 31 Ocak 2025'ten bu yana Santorini Adası’nın kuzeydoğusunda yer alan 2 bin kilometre karelik bir alanda deprem hareketliliği yaşanıyor. Yaşanan bu deprem hareketliğinin kaynağıyla alakalı henüz ellerinde net bir veri olmadığını belirten Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Antalya Şube Başkanı Mustafa Karancı, olası bir volkanik patlama sonucunda Antalya’nın çok ciddi etkilenebileceğini söyledi. 

“GÜNÜMÜZ GEÇMİŞİMİZİN AYNASIDIR”

Karancı, bölgedeki depremlerin tarihsel sürecinden bahsederek, “Geçmişte bu bölgelerdeki adaların oluşumu bölgenin zaten volkanizmasının olduğunu ve depremsel olduğunu bir göstergesi. Jeolojide bir tabir vardır, ‘Günümüz geçmişimizin aynasıdır.' Geçtimse olan olaylar gümümüzde de olacaktır, gelecekte de olmaya devam edecektir. Bu da dünyanın yaşadığını gösterir.  Eğer dünyada yaşam varsa eğer dünya bir şekilde aktifse depremlerin de volkanların da olması hayatın doğal akışıdır. Geçmişte bu bölgede yaşana volkan patlamalarının izlerini bizler İç Anadolu’ya kadar izleyebiliyoruz. Mısır’a kadar uzanan volkanik küllere rastlanabiliyor” dedi. 

Ege Deprem Fırtınası

ANTALYA ÇOK CİDDİ ETKİLENECEK 

Ege’de yaşanacak bir volkanik patlama sonucu ortaya çıkan küllerin havaya saçılacağını ve bu küllerin iklim değişikliğine neden olacağına dikkat çeken Karancı, “Patlamanın şekli, şiddeti, rüzgarın hakim yönü gibi konular Antalya’yı da etkileyebilir. Volkan patlamasının ardından volkan küllerinin havaya yayılması sonucu ciddi bir iklim değişikliği olur. Güneş perdelenir ve uzunca bir süre bu küller hava da asılı kalabilir. Volkan patlamasıyla beraber zehirli gazlar da açığa çıkacaktır. Yeraltındaki gazların da yüzeye çıkması sonucunda ‘tüf’ dediğimiz küçük o volkanik parçalar, özellikle solunum problemlerine sebep olacaktır. Bunların haricinde tarım ve turizmde bu olaydan ciddi bir şekilde etkilenecektir. Antalya en çok bu konu da etkilenir” diye konuştu. 

Zlanda Yanardağ Patlaması

“DENİZ ÇALIŞMALARINA HIZ VERİLMELİ”

Deprem ilgili deniz çalışmalarına hız verilmesi gerektiğine değinene Karancı, “Biz depremleri yaklaşık 100 yıldır ölçebiliyoruz ve buna ‘adetsel’ dönem diyoruz. Daha önceki depremler hep ‘tarihsel’ dönem diye geçer. Tarihteki insanların notlarından faydalanarak bizler depremlerin kaç yıl arayla olduğunu tespit etmeye çalışıyoruz. Son yüzyıl içerisinde karadaki deprem çalışmaları büyük bir hız kazandı ama denizaltı çalışmaları için böyle bir durum yok. Denizaltı çalışmalarına da hız vermek zorundayız” ifadelerini kullandı. 

Deprem Sinyal

“KIBRIS HELEN FAYI’DA RİSK TAŞIYOR”

Kıbrıs Helen yayında meydana gelecek bir depreminde çok ciddi etkileri olabileceğine değinene Mustafa Karancı, “Bu sadece Ege’de yaşana deprem fırtınası ile ilgili değil. Olası bir Kıbrıs Helen Yayındaki depremde de oluşabilecek tsunami etkilerini Antalya’da nereleri etkileyebileceği çalışmalı. Dalga büyüklükleri ön görülmeli ve vatandaşlar bunlarla ilgili mutlaka uyarılmalı.  Bilim camiası şu anda 3 bölünmüş durumda. Deprem fırtınası sönümlenecek mi? Yoksa volkanik patlamaya mı sebebiyet verecek ya da büyük bir depreme mi neden olacak? Bununla ilgili net bir veri vermek ya da ‘şu olacak’ demek mümkün değil. Ama bizlerde konun takipçisiyiz. Bölgeyi yakından izlemeye çalışıyoruz. Umut ediyoruz ki deprem sönümlenir ama bizler her türlü senaryo için hazırlıklarımızı yapıyoruz” dedi. 

Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Mustafa Karancı

Muhabir: TAHSİN CAN ÖNALP