Domatesin bu özelliği duyanları şoke ediyor! Özellikle erkekler sizi ilgilendiriyor. Özel bir hastanenin Özel bir hastanenin Üroloji ve Fitoterapi Uzmanı Op. Dr. Ömer Fatih Çelik, domateste yaptığı incelemeler sonucu domatesin prostat kanserinden koruduğu tespit edildi. Domateslerin çiğ değil de pişmiş bir şekilde tüketilmesini daha faydalı olduğunu açıklayan Çelik, prostat hastalığına yatkın olan insanların Salça, ketçap ya da menemen gibi pişmiş domates yemeklerini daha çok tüketilemesin gerektiğini vurguladı. 

“İDRAR ŞİKÂYETLERİNİN PROSTAT KANSERİYLE DİREK BİR BAĞLANTISI YOKTUR”

Özel bir hastanenin Üroloji ve Fitoterapi Uzmanı Op. Dr. Ömer Fatih Çelik, Mandıra ürünlerinden özellikle ağır tipte peynirlerin prostat kanserine yatkınlığı biraz daha artırdığını belirterek, “Prostat kanserinin başlangıç halinde hiçbir belirtisi olmayabilir. Hastaların idrara çıkma şikâyetleriyle doktora gitmeleri prostat kanseriyle özdeşleştirilemez. Çünkü prostatın diğer hastalıklarında ve iyi huylu prostat büyümesinde de benzer şikâyetler olur. Yani idrar şikâyetlerinin prostat kanseriyle direk bir bağlantısı yoktur. Eğer prostat kanseri başlangıç halinde ise spesifik (özel) belirtiler genellikle olmaz. Ancak kemiğe yayılmışsa kemik ağrıları gibi şikâyetlerle hastalar gelebilir. Prostat kanserinin spesifik kendine has bir belirtisi genelde olmaz. Onun için biz 40-45 yaşından sonra gelen erkek hastaların büyük çoğunluğunda PSA dediğimiz prostat spesifik antijeni kanda tararız. Eğer yüksekliği söz konusu ise prostat kanserinden şüphe ederiz. Biyopsiye kadar giden bir dizi tetkikler yaparız. Bunların sonucunda prostat kanseri var mı, yok mu diye hastalara bilgi veririz” dedi.

"45 YAŞINDAN SONRA HER ERKEĞİN KENDİNE BAKTIRMASI LAZIM"

Prostat kanserini 45 yaşından sonra görüldüğüne dikkat çeken Çelik, genetik yatkınlığı olan erkeklerin özellikle erken tanıya önem vermesi gerektiğini söyledi. Çelik, ” Ancak hastalar şöyle bir yanılgı içerisine girerler, benim bir şeyim yok şikâyetim yok, rahat işiyorum, gece kalkmalarım yok, yanmam yok, sızım yok Öyleyse prostat kanseri nereden çıktı? Aslında prostat kanserinin kendisi prostatın çeperinde genellikle olduğu için şikâyet vermeyebilir. Bu yanılgıdan hastaların uzak durması gerekir. Aslında 45 yaşından sonra her erkeğin kendine baktırması lazım.  Bazı hasta grupları var ki; bunlar, babasında, kardeşinde, dedesinde prostat kanseri olanlar ki; genetik yatkınlığı söz konusu olan grup.  Bu grupların biraz daha dikkatli olması gerekir.  Kırklı yaşlarda üroloğa gidip 'Benim ailemde böyle bir yatkınlık var, bende de söz konusu olabilir mi?' diye daha dikkatli olmaları gerekir” diye konuştu. 

“HAYVANSAL ÜRÜNLER KANSER RİSKİNİ ARTIRIYOR” 

Doğu Karadeniz Bölgesi’nde prostat kanseri oranının biraz yüksek olduğunu kaydeden Çelik, “Bölgemizde prostat kanseri biraz yüksek. Neden? Çünkü beslenme şekillerimiz biraz agresif. Mesela, hayvansal ürünleri çok tüketiyoruz. Fazla et yemek, mandıra ürünleri tercih etmek prostat kanserine yatkınlığı artırabilir. Mandıra ürünlerinden özellikle ağır tipte peynirler prostat kanserine yatkınlığı biraz daha artırıyorlar. Bunun yanında sigara vs. gibi şeyler.  Ama her hastada her mandıra ürünü yiyen hastada böyle prostat kanseri olacak gibi algılanmamalı. Ama yine de eğer ailede yatkınlık söz konusu ise biraz daha temkinli olmak lazım. Eğer ailede böyle bir yatkınlık varsa ilk tercih edeceğimiz şeylerden bir tanesi likopen içeren domates. Çünkü domateste yapılan çalışmalarda içerisinde olan etken maddelerinin prostat kanserine koruyuculuğu tespit edilmiş. Yüzde 35 civarlarında bir koruyuculuğu var” ifadelerini kullandı. 

“YANİ ÇİĞ DEĞİL DE PİŞMİŞ YENMESİ DAHA İYİ”

Özellikle domatesin çiğ değil de pişmiş olarak tüketilmesinin daha faydalı olduğunu söyleyen uzman doktor, ”Dikkat edilecek husus domatesin işlenmiş olması gerekir yani etken maddeler domates hücrelerinin içerisinde olduğu için domatesin pişerek hücrelerin parçalanması ve etken maddelerin dışarı salınması gerekir. Yani çiğ değil de pişmiş yenmesi daha iyi. Bunun için salça, ketçap ya da yemeklerden menemen gibi pişmiş domates yemeklerini daha çok tüketilebilir. Öyle bir yatkınlığı varsa hastaların domatesi öncelikli olarak kullanması gerekiyor. Bunun yanında bitkisel kökenli Saw Palmetto kabak çekirdeği,  Afrika eriği ağaç kabuğu, kırmızıbiber olabilir. Küçük çiçekli yakı otunun koruyucu etkinlikleri de olabilir” şeklinde konuştu.

Soganli Menemen Yemekcom

“FAZLA ÇAY İÇERSENİZ İDRARA DAHA ÇOK ÇIKARSINIZ” 

Fazla çay içmenin idrarı artırıp artırmayacağı konusunda ise Çelik, “Normalde su içtiğiniz zaman idrara çıkarsınız bu klasik bir şey fazla su içerseniz fazla çay içerseniz idrara çıkarsınız. Ama çayda teofilin, kafein, tein ksantin grubu maddeler var bu madde diürez yapıyor. Yani daha fazla böbrekleri çalıştırıyor ve suyun atımını artırıyor. Bunun dışında mesanesi hassas kişilerin nörojenik kompenenti dediğimiz sinirsel durumları da söz konusu ise hastanın çay, kahve gibi bu maddeleri içeren içecekleri tüketmesi sonucu, kişilerin mesaneleri daha aktif çalışabilir. Hasta şunu söyleyebiliyor su içiyorum hemen idrarım geliyor bu hastalar genellikle su çay kısıtlamasına giderler. Buna neden olanlardan bir tanesi de yaş. Nasıl cildimiz yaşlanıyorsa mesanemiz de yaşlanıyor mesanemiz yaşlanınca çok iyi genişleyemiyor, genişlenemeyen mesanenin depo kapasitesi düşük oluyor. Bu durumlarda içilen çaydaki etken maddeler aslında mesaneyi aktif hale getiriyor” sözlerini sarf etti. 


                                       
 

Kaynak: İHA