Phaselis’in Güney Limanı bölgesi de aynı şekilde insan kalabalığı ve piknikçilerin işgali altında. Bir korunan alan nasıl yönetilemez sorusunun yanıtı gibi duran görüntüleri 23 Eylül’de antik kenti ziyaret edip tarihi ve doğayı keşfetmek isteyen ziyaretçiler çekmiş.Phaselis’teki merkezi batı limanı bölgesinde kazı, onarım ve konservasyon çalışmaları da bu karmaşanın ortasında sürüyor. Antik kent bir yandan plaj, bir yandan piknik alanı, diğer yandan da büyük bir inşaat şantiyesi görünümünde ve hepsi iç içe durumda.

 

KAZILAR ARASINDA GEZİYORLAR

Bu görüntüler herhangi bir koruma şemsiyesi olmayan sıradan bir kıyı ya da orman alanında bile izin verilmeyecek türden. Ayrıca herhangi bir kentte, sıradan bir inşaat alanının çevresinde bile güvenlik önlemi alınarak inşaat alanına insanlar sokulmazken antik kentte kazı ve konservasyon yapılan alanın etrafına yalnızca plastik bantlar var ve insanlar seramik kalıntılarıyla dolu kazı materyalleri arasında rahatlıkla dolaşabiliyor…

 

ARKEO-DİSNEYLAND GİBİ

Geçtiğimiz yıl kazı ve araştırmalar için Phaselis antik kentine yeterli ödenek ayrılmaması eleştiri konusu olmuştu. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy geçtiğimiz günlerde Phaselis için bu yıl 21 milyon ödenek ayrıldığını açıklamıştı. Bu elbette çok önemli bir destek ancak ayrılan bütçelerin antik kentleri bir tür ‘Arkeo-Disneyland’ haline dönüştürecek şekilde harcanması, kültürel mirasın büyük ölçüde turizmin payandası olarak görülmesi ve buradan motivasyon yaratılması en çok bu mirasa zarar veriyor. Koruma bilincinin yeterince gelişmediği bir toplumda bu çok daha önemli hale geliyor. Kazı başkanlıklarını ‘turistik’ ilgi oluşturacak malzeme bulmaya iten bu süreç kazı, konservasyon ve restorasyon çalışmalarının bilimsel disiplinden uzaklaşmasına da neden oluyor…

 

BAĞLAR TUZLU BUZ OLUYOR

Laodikeia‘dan Patara’ya, Olimpos’tan Phaselis’e birçok ören yerinde yükselen kule vinçler, devasa kamyonlar, iş makineleri ve şantiye görünümlerinin yarattığı algı, antikitenin bugün nasıl görüldüğünü de ortaya koyuyor. Geçmişi anlama çabasından, geçmişi kullanma çabasına evrilen süreç dünle bugün arasında ruhsal bağları da tuz buz ediyor.

 

Muhabir: BÜLENT ÖNER