Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı sonrası millete sesleniş konuşmasını gerçekleştirdi. Tüm Müslümanların, Aşure Günü'nü tebrik ederek konuşmalarına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu mübarek ay ve gün vesilesiyle tutulan oruçların, yapılan ibadetlerin Hak katında kabul olmasını gönülden niyaz ediyorum. Muharrem ayı; rahmet, merhamet ve lütuf ayıdır. Bu ay, Kerbela hadisesi sebebiyle bizim için aynı zamanda hüzün ve keder ayıdır. Peygamberimizin 'cennet gençlerinin efendileri' olarak tarif ettiği torunu Hazreti Hüseyin, ehlibeytten 72 müminle beraber bugün şehit edilmiştir. Evet, yaklaşık 14 asırdır yüreklerimizde dinmeyen sızı; hepimizin, bütün İslam coğrafyasının, bütün Müslümanların ortak yarası, ortak acısıdır. Kerbela faciasının 1385'inci yıldönümünde, şehitlerin sultanı Hazreti Hüseyin Efendimizi ve yarenlerini bir kez daha rahmetle yad ediyoruz” dedi.

"BİRLEŞTİRİCİ TUTUM ORTAYA KONUŞACAK"

"İnşallah bu akşam Cumhurbaşkanlığı Külliyemizde Sevgili Can'ları misafir edecek, 'Mah-ı muharrem oruç açma lokması' vesilesiyle aynı sofra etrafında gönüllerimizi birleştireceğiz” diyen Erdoğan, ”Kerbela katliamı üzerinden bizi bölmek, aramıza nifak ve fitne tohumları serpmek isteyenlere inşallah fırsat vermeyeceğiz. Devlet ve millet olarak, İslam alemini ilgilendiren her meselede olduğu gibi Kerbela olayında da birleştirici tutumumuzu korumaya devam edeceğiz. Önceki sene kurduğumuz Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığımız, bu noktada gerçekten çok anlamlı roller üstleniyor. Cemevlerinin inşası, bakımı, elektrik, su ve gaz ücretlerinin ödenmesinden Alevi-Bektaşi inanç önderlerinin istihdamına kadar geniş bir yelpazede pek çok hizmeti artık devletimiz sunuyor. Alevi-Bektaşi kardeşlerimizle yakın istişare halinde olmayı sürdüreceğiz” diye konuştu. Aşure Günü'nün başta Alevi-Bektaşi vatandaşlar olmak üzere bütün millet için barışa, kardeşliğe ve muhabbete vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, son kabine toplantısından bugüne, dış siyasette oldukça yoğun görüşme ve ziyaret trafiğimiz olduğunu hatırlattı.

"TAKIMI VE TEKNİK HEYETİ TEBRİK EDİYORUM"

UEFA'nın Merih Demiral hakkında alelacele aldığı haksız kararın, hem kendilerine, hem de şampiyonanın itibarına zarar verdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Berlin caddeleri ve olimpiyat stadındaki atmosferin muhteşem olduğunu kaydetti. Milli Takımın maç boyunca izleyenlere keyif veren, heyecan ve tempo seviyesi yüksek bir performans sergilediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Karşılaşma esnasında elbette içimize sinmeyen, anlamakta zorlandığımız hakem kararları oldu. Futbolcularımız ellerinden gelenin en iyisini yapmalarına rağmen maalesef yarı final şansımızı kaçırdık. Buradan bir kez daha milletçe bizlere büyük gurur yaşatan A Milli Futbol Takımımızı ve teknik heyeti tebrik ediyorum. Millilerimizi, Almanya'da “ev sahibi” olarak muhabbetle bağırlarına basan gurbetçi kardeşlerimize ayrıca teşekkür ediyorum. İngiltere'yi yenerek Avrupa Şampiyonu olan İspanya'yı, hem başarıları, hem de oynadıkları güzel futbol için kutluyorum. Sporda bu yılki bir diğer kritik imtihanımız, gelecek hafta başlayacak olan Paris 2024 Olimpiyat Oyunlarıdır. Sporcularımızın, Tokyo'da elde ettikleri tarihi başarıyı Paris'te çok daha ileri seviyelere taşımalarını bekliyorum. Paris Olimpiyatlarında yarışacak sporcularımıza şimdiden üstün başarılar diliyorum” değerlendirmesini yaptı.

"SUYU YOKUŞA SÜRME ÇABALARI"

9-11 Temmuz tarihleri arasında Washington'da düzenlenen NATO Liderler Zirvesi'nin Türkiye'nin NATO içindeki vazgeçilmez rolünü tekrar teyit ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İttifakın 75'inci yıl dönümüne tekabül eden bu tarihi zirvede, savunma sanayii ve terörle mücadele başta olmak üzere ülkemiz açısından hayati öneme sahip konularda müttefiklerimizden beklentilerimizi ifade ettik. Her iki başlıkta da halen arzu ettiğimiz işbirliğinin çok uzağındayız. Müttefiklerimiz tarafından ülkemize adeta bin bir nazla verilen silahlar, bakıyorsunuz, bölücü terör örgütünün sığınaklarından çıkıyor. DEAŞ'la mücadele kisvesi altında PKK'nın Suriye uzantılarına gönderilen binlerce tır dolusu silah ve mühimmatı saymıyorum bile. Savunma sanayii ticaretiyle ilgili bazı kritik malzemelerde 'suyu yokuşa sürme' çabalarına rastlıyoruz. Bunların, NATO'nun taşıyıcı kolonu olan ittifak dayanışması ve müttefiklik ruhuyla bağdaşmadığı açıktır. Temaslarımızda bu sorunların süratle çözülmesi gerektiğini söyledik” dedi.

"UMURSAMAZLIĞIN FATURASINI ÖDEDİK"  

Beşiktaş'ta, Antalya'da İzmir'de hayatını kaybeden vatandaşlarla ilgili konuşan Erdoğan sorumlulara sert tepki gösterdi. Erdoğan, "Biz, milletle seçim meydanlarında yaptığı sözleşmesine sadık bir iktidarız. 31 Mart öncesinde meydanlarda atıp-tutanların halktan yetki alınca, nasıl çark ettiklerini ise hep beraber görüyoruz. Millete verdikleri sözleri tutmak yerine, orada-burada gün aşırı miting yaparak, kendi beceriksizliklerinin üstünü örtmeye çalışıyorlar. Bakınız bundan 3 ay evvel, İstanbul'un göbeğinde, Beşiktaş'ta rızkının peşinde koşan 29 emekçi kardeşimiz ihmallerin kurbanı oldu. Ardından yine sorumsuzluk sebebiyle Antalya'da teleferik kazası yaşandı, 1 insanımız hayatını kaybetti, facianın eşiğinden dönüldü. Daha sonra yine İstanbul'da bir çocuk parkında, 5 yaşındaki bir evladımız boğularak can verdi. Geçtiğimiz günlerde aynı beceriksizliğin, ihmalkarlığın ve umursamazlığın faturasını bu sefer İzmir-Konak'ta ödedik. İki vatandaşımız, hem de çok acı, çok yürek yakan bir şekilde vefat etti. Ancak, adeta bağırarak gelen bu faciaların hepsinde vebali olanlar, çıkıp bir kez olsun milletten özür dilemedi. Yakınlarını kaybedenlerin yüreğine su serpecek, acılarını bir nebze olsun dindirecek, sorumluluklarını kabul edecek hiçbir açıklama yapmadılar. Hiçbir şey olmamış, hiçbir şey yaşanmamış gibi yollarına devam ettiler. İstanbul'daki, Antalya'daki skandallarda nasıl vicdansızca davrandıysalar, İzmir'deki müessif hadisede de aynı sorumsuz tavrı sürdürdüler. Bunun mazur görülebilir hiçbir yanı yoktur. Bunun ne siyaseten, ne vicdanen anlaşılabilir bir tarafı da yoktur. İnsan hayatına mal olan iş bilmezliklere artık bir 'dur' denilmesi gerekiyor. Biz, hükümet olarak, bütün bu skandallarda payı ve ihmali olanların hukuk önünde hesap vermesi için gereken neyse yapıyoruz ve yapacağız. Aziz milletimizin de yaşananları gördüğüne ve vicdan terazisinde tarttığına inanıyorum. Konak'taki hadisede hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah'tan rahmet, acılı ailelerine sabır niyaz ediyorum” dedi.

Kaynak: İHA