Türkiye Komünist Partisi Antalya İl Başkanı Ece Mutlu, eğitimde yaşanan sorunların her geçen yıl biraz daha arttığını dile getirdi. Mutlu açıklamasında, “Türkiye'de eğitim-öğretim sisteminin patronların elinde olması, eğitime bir sektör gözüyle bakılmasıdır” diye konuştu.
EN ÖNEMLİ SORUN BESLENME VE KIRTASİYE
Antalya’da 2024-2025 eğitim ve öğretim yılının başlamasıyla birlikte eğitim sendikaları başta olmak üzere birçok siyasi parti gündemine eğitimde yaşanan sorunları aldı. Türkiye Komünist Partisi Antalya İl Başkanı Ece Mutlu, “Yeni öğretim yılı, çözülmeyen onlarca sorunla birlikte başladı. Eğitimin planlı biçimde niteliksizleştirilmesi, tüm müfredatın bilim karşıtlığı ve gerici ögelerle kuşatılması yetmiyormuş gibi kırtasiye malzemeleri ve okul kıyafetlerindeki artışlar, kalabalık sınıflarda fiziki koşulların elverişsizliği, çocukların besin ihtiyacının devlet tarafından karşılanmaması, okulların hijyeni için gereken bütçenin dahi ayrılmıyor oluşu gibi sorunların varlığı emekçi ailelerin çocuklarının eğitim hakkından yeterince ve herkes ile eşit şekilde yararlanamadığını açıkça ortaya koymaktadır” dedi.
EĞİTİM PATRONLARIN ELİNE GEÇTİ
“Tüm bu sorunların ve daha fazlasının başlıca sebebi Türkiye'de eğitim-öğretim sisteminin patronların elinde olması, eğitime bir sektör gözüyle bakılmasıdır. Eğitime ayrılan kaynakların her geçen yıl azalması, devlet okullarına verilmeyen kaynakların teşvik adı altında özel okullara altın tepsilerde sunulması bugün yaşadığımız sorunların kaynağını bize göstermektedir” diye konuşan Türkiye Komünist Partisi Antalya İl Başkanı Ece Mutlu; “Bir taraftan gericilikle eğitimin içeriğini kirletirlerken diğer taraftan devlet okullarına ayrılması gereken milyonlarca liralık kamusal kaynağı özel okul patronlarına, gerici dernek ve vakıflara aktarılmaktadır. Özel sermaye yatırımları doğrudan devlet eliyle desteklenirken öğrenciler, veliler ve eğitim emekçileri sermayenin ölçüsüz sömürüsüne maruz bırakılmaktadır. Sektörleşen eğitim alanında, her bir emekçi hanesindeki eğitime ayrılan bütçe giderek artmakta, devletin asli sorumluluğu olan eğitim-öğretim halkın sırtına bir kambur olarak yüklenmektedir” şeklinde konuştu. Mutlu açıklamalarını şu şekilde sürdürdü:
“Emekçi ailelerin üzerlerine yüklenen eğitim masrafları yüzünden her yıl daha fazla çocuk ve gencimiz eğitimini yarıda bırakmaktadır. Eğitimin paralı hale gelmesi nedeniyle, çocukların ve gençlerin beslenme, barınma ve eğitim ihtiyaçlarını karşılayamamasını fırsat bilen tarikatlar ise burs, destek gibi adlar altında yurttaşlarımızı kuşatmaktadır. Eşit ve parasız eğitim hakkından mahrum bırakılan çocuklarımıza, gençlerimize sermaye düzeninin sunduğu seçenekler ortadadır: Ya okulu bırakıp çocuk yaşta kayıt dışı, ucuz emek gücü olarak patronlar tarafından çalıştırılmak, ya da eğitimine devam edebilmek için tarikatların, cemaatlerin eline bırakılmak.”
EĞİTİM TEMEL BİR HAKTIR
“Eğitim, patronların inisiyatifine terk edilemeyecek kadar önemli, kamusal bir sorumluluktur” diye konuşan Mutlu açıklamalarını şu şekilde sonlandırdı:
“Eğitimde gericilik ile piyasacılığın ilişkisi ifşa etmek, gericiliğe karşı aydınlanmacı, piyasacılığa karşı laik, bilimsel, eşitlikçi bir eğitim mücadelesi örmek yaptığımız çalışmaların önemli bir parçasını oluşturuyor. Türkiye Komünist Partisi olarak vurguluyoruz: Eğitim temel bir haktır, alınıp satılamaz! Eğitim, tüm yurttaşlara her kademede eşit ve bedelsiz verilmek zorundadır. Bunu sağlamak için piyasacı yaklaşıma son verilmelidir. Tüm eğitim hizmetleri devletleştirilmeli, tüm yurttaşların eğitim hakkı güvence altına alınmalı, bilimsel, laik eğitim zorunlu ve ücretsiz olmalı, öğrencilerin beslenme, barınma, ulaşım gibi temel ihtiyaçları ücretsiz bir şekilde karşılanmalıdır. Tüm bunları ve daha fazlasını sağlamak ve çürümeyi tersine çevirmek ise ancak emekçiler olarak hep birlikte vereceğimiz örgütlü mücadeleyle mümkündür.”
