Antalya’nın Muratpaşa ilçesi Çağlayan Mahallesi’nde 24 Nisan günü meydana gelen olayda, emekli polis memuru M.K, (83), sokaktan geçerken havladığını iddia ettiği Lady isimli köpeği evinden aldığı silahla 3 el ateş ederek vurdu. 12 yıldır mahalle esnafı tarafından bakılan Lady, ağır yaralı olarak kaldırıldığı klinikte ertesi gün hayatını kaybetti. Olayın ardından çevredekiler M.K'ya tepki gösterirken, şahıs iddiaya göre esnafı da tehdit ederek bölgeden uzaklaştı. Yaşanan vahşet mahallede infiale yol açtı.
“SADECE BİR HAYVAN CİNAYETİ DEĞİL, TOPLUM GÜVENLİĞİ KRİZİDİR”
Emekli polisin serbest bırakılması ise tepkileri daha da büyüttü. Çevre ve Hayvan Dostları Derneği (CEHAYDER) Başkanı Gamze Benzer öncülüğünde bir grup hayvansever, M.K'nın evinin önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada, olayın sadece bir hayvan cinayeti olmadığı, toplum güvenliği açısından da büyük bir tehdit oluşturduğu vurgulandı.
“HAYVANA ŞİDDET SUÇU İNSANA UYGULANAN ŞİDDETLE EŞİT AĞIR CEZADA DEĞERLENDİRİLSİN”
Basın açıklamasında, M.K'nın ruhsatlı silahının derhal iptal edilmesi, hakkında adli ve idari soruşturma başlatılması, ev hapsi ve tutukluluk gibi ağır yaptırımlar uygulanması talep edildi. Hayvana yönelik şiddetin yalnızca para cezası ile geçiştirilemeyeceği belirtilerek, hayvana şiddete ağır hapis cezalarının uygulanması gerektiği ifade edildi.
Başkan Benzer, “Bizler yaşam hakkı savunucuları olarak; katiller cezasız kalmasın, barınaklar ölüm kampı olmasın, hayvana şiddet suçu insana uygulanan şiddetle eşit ağır cezada değerlendirilsin istiyoruz. Hayvanları öldürmeyi meşrulaştıran yasalar iptal edilsin istiyoruz” dedi.
“BU YASA YAŞAMI DEĞİL, ÖLÜMÜ DESTEKLİYOR”
Açıklamada ayrıca, son dönemde tartışılan ve hayvan hakları savunucuları tarafından “katliam yasası” olarak nitelendirilen yasal düzenlemelere de tepki gösterildi. Barınaklarda ve sokaklarda hayvanlara yönelik şiddetin artmasından endişe duyulduğu vurgulandı.
Türkiye’deki sokaklarda, parklarda ve barınaklarda sürmekte olan bir katliamın olduğunu ifade eden Benzer, “Adı hayvanları koruma kanunu olan ama hayvanların ölüm fermanı haline getirilen yasa değişikliğiyle sokaklar sessizleştiriliyor, boşaltılıyor. Barınaklar ise ölüm kamplarına dönüşüyor. Anayasa mahkemesine sesleniyoruz; kanlı katliam yasasını iptal edin. Yasa meşru değildir bu yasa yaşamı değil ölümü destekliyor. Bu yasa öldürüyor. 300 gündür mücadele ediyoruz. Meydanlarda, meclis önlerinde barınaklarda, AYM önünde bizler yasa iptal edilinceye kadar, hayvanlara yaşamları geri verilinceye kadar direneceğiz” şeklinde konuştu.
“SUSMAK, KABUL ETMEK HER TÜRLÜ ZULME ORTAK OLMAK DEMEKTİR”
Yaşam hakkı savunucuları, Lady için adalet arayışını sürdüreceklerini belirterek, “Sokak hayvanlar sahipsiz değildir. Lady gibi tüm canlıların yaşam hakkı için mücadele etmeye devam edeceğiz” mesajı verildi. Açıklamada, hayvanlara yönelik şiddetin toplumsal şiddetin bir parçası olduğuna dikkat çekilerek, “Bugün hayvana yönelen şiddet, yarın bir kadına, çocuğa yönelir. Toplumsal şiddet bir bütündür. Adaletsizlik bir yerde başlar her yere sıçrar. Susmak, kabul etmek her türlü zulme ortak olmak demektir. Bizler mazlumun sesi olmaya, yanında olmaya devam edeceğiz” denildi.