“Gelecek Antalya” mottosuyla Karaalioğlu Parkı'nda bu yıl üçüncüsü düzenlenen Foodfest Antalya Uluslararası Gastronomi Festivali, lezzet tutkunları için kapılarını açtı. 8 Eylül’e kadar sürecek festival dünyadan ve Türkiye'den birbirinden ünlü Michelin yıldızlı şefleri, gurmeleri, gastronomi ve turizm yazarlarını, sektörün farklı alanlarındaki profesyonellere de ev sahipliği yapıyor. Ünlü şeflerin ve isimlerin workshoplarıyla renklenen festival kapsamında Karaalioğlu Parkı’nda kurulan stantlarda yöresel ürünler ve lezzetler de sergileniyor. Gurmeler için birbirinden leziz seçenekler sunan kentte, günümüzde de varlığını sürdüren Giritlilerin, Yörüklerin, Arapların, Antalya gastronomisine kazandırdığı zengin bir lezzet yelpazesi göze çarpıyor. Bu, değişik kültürleri harmanlayarak tek bir potada buluşturan özgün mutfak kültüründe, taze sebze ve meyveler, yöreye özgü otlar, küçükbaş hayvan eti, susam, haşhaş, pirinç ve bulgur, en çok kullanılan malzemelerin başında geliyor.
YERLİ VE YABANCI TURİSTLERİN BEĞENİSİNE SUNULUYOR
Antalya Gastronomi Festivali başladı. Birbirinden güzel tatların yer aldığı festivale ilgi büyük. Antalya’da değişik malzemelerle hazırlanan otantik yemekleri ile yerli ve yabancı turistlerin damak kültürlerini geliştiren ve yeni lezzetler keşfetmelerini sağlayan şehirde, ilk akla gelenler arasında çok sayıda yemek türü bulunuyor. Özgün mutfak kültüründe, taze sebze ve meyveler, yöreye özgü otlar, küçükbaş hayvan eti, susam, haşhaş, pirinç ve bulgur, en çok kullanılan malzemelerin başında geliyor.
PEKİ O LEZZETLER ARASINDA NELER YER ALIYOR?
Antalya’da Antalya Piyazı, Şiş Köfte, Tahinli Kabak Tatlısı, Kulaklı Çorba, Serpme Börek, Laba Dolması, Cive, Mercimek Dondurması, Bağaça, Hibeş, Toros Salatası, Gökçesu Pilavı, Yörük Kebabı, Gabuklu Guru, Kölle, Göleviz Yemeği ve Yanıksı Dondurma olmak üzere, başka hiçbir şehirde rastlayamayacağınız ve bir kere yedikten sonra asla unutamayacağınız daha nice tatlar sunuluyor.
NARENCİYE CENNETİ
Narenciye denilince en ünlü şehirlerden biri olan Antalya’nın meşhur reçellerini de unutmamak gerekiyor. Bergamot, turunç, portakal gibi ürünlerin yanında, diğer bölgelerde pek bilinmeyen karpuz kabuğu reçeli ile patlıcan ve incirden yapılan reçeller de Antalya ziyareti sırasında mutlaka denenmesi gereken orijinal tatlar arasında yer alıyor.
AVRUPA VE UZAKDOĞU MUTFAĞI DA BEĞENİLİYOR
Antalya’da tadabilecekleriniz sadece yöresel lezzetlerle sınırlı değil. Bir turizm başkenti olan kentte, Fransız, Uzakdoğu, İtalyan gibi dünyada önemli yere sahip kültürlerin de en seçkin temsilcilerini bulmak mümkün.
ALAFAŞI
Yöreye özgü doğal otlardan yapılan bir yemek olan Alafaşı, Antalya Mutfağının en sevilen lezzetlerinden biri. Semizotu, ısırgan, ebegümeci, arapsaçı gibi yabani otlarla hazırlanan bu yemek, hafif ve sağlıklı olduğu için sofralarda sıkça tercih ediliyor. Alafaşı için karışık otlar yıkanarak kabaca doğranıyor. Taze veya kuru soğanlar doğranarak soteleniyor ve rendelenmiş domateslerle birlikte, domateslerin suyu çekinceye kadar pişiriliyor. Tencereye otlar, küp küp doğranmış kabak ve baharatlar katılarak pişmeye bırakılıyor. Yemek suyunu saldığında, pirinç veya bulgur ilave edilerek, taneleri şişinceye kadar pişirilmeye devam ediliyor. Ilık yenen yemek, genellikle yanında yoğurtla servis ediliyor. Yöresel yemekler yapan restoranlarda tadabileceğiniz Alafaşı, arzuya göre kıyma koyularak da hazırlanabiliyor.
ARAP KADAYIFI
Antalya yöresinde çok sevilerek tüketilen ve meşhur bir tatlı olan Arap Kadayıfı, Türkiye’nin bazı yörelerinde ‘Yassı Kadayıf’ veya ‘Taş Kadayıf’ olarak da biliniyor. Antalya’nın en bilinen yöresel lezzetlerinden olan Arap Kadayıfı için, irmikli un, sıcak su ve mayanın karıştırıldığı bir hamur hazırlanıyor. Tavada tek tarafı pişirilen hamurun içerisine, dövülmüş ceviz, toz tarçın ve toz şekerden oluşan harç koyuluyor. Kapatılan kadayıf, yumurtaya bulanarak kızgın yağda kızartılıyor, ılık şerbete batırılan kadayıflar, isteğe göre üzeri ceviz içi ya da çam fıstığı ile süslenerek, servis ediliyor. Damaklarda lezzet patlaması yaratacak bu özel tarif, Antalya ziyaretinizde mutlaka denemeniz gereken tatlılar arasında yer alıyor.
TURUNÇ KABUĞU VE BERGAMOT KABUĞU REÇELİ
Antalya Mutfağının en büyük zenginliklerinden biri olan Turunç Kabuğu ve Bergamot Kabuğu Reçelleri, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından 2021 yılında tescil edilen Mahreç işaretleri ile Coğrafi İşaretli Ürünler arasında bulunuyor. Bereketli topraklarında yetişen meyveler sayesinde, tam bir reçel cenneti olan Antalya’da, narenciye ürünlerinden yapılan reçeller ayrı bir önem taşıyor. Antalya sokaklarında bolca rastlanan turunçlardan ve limona benzeyen bir tür Akdeniz meyvesi olan bergamottan yapılan ve hazırlanışı oldukça zahmetli olan reçeller, yerel halkın sofralarında sıkça tüketilirken, sadece kahvaltıda reçel olarak değil, tek başına tatlı olarak da ikram ediliyor. Yöreye has reçeller, en popüler hediyeliklerden biri olarak, kente gelen misafirler tarafından satın alınan ürünler arasında, ilk sıralarda yer alıyor. Turunç Kabuğu ve Bergamot Kabuğu Reçelleri, sofralarda vazgeçilmez bir lezzet olmalarının yanı sıra, tüketim yoğunluğuyla, kentin ekonomisine değer katıyor ve tanıtımına katkı sağlıyor.
TAHİNLİ KABAK TATLISI
Antalya yemeklerine bambaşka bir tat katan tahin, sadece mezelerde ve soslarda değil tatlılarda da sıkça kullanılıyor. Türk Mutfağının hafifliği, rengi ve aromasıyla en sevilen tatlılarından biri olan kabak tatlısı, Antalya usulü tahinle birlikte hazırlandığında, damaklarda çok farklı bir tat bırakıyor. 2021 yılında Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescil edilen Mahreç işareti ile Coğrafi İşaretli Ürünler arasında yer alan bu eşsiz lezzet için, soyulmuş balkabağı dilimleri toz şekerde bekletilip ocakta pişirildikten sonra, üzerleri kuzine veya fırında kızartılıyor. Kızartılan balkabakları, üstüne çifte kavrulmuş tahin ve ceviz dökülerek servis ediliyor. Sizde Antalya ziyaretinizde, bir kez tadına baktıktan sonra müptelası olacağınız Tahinli Kabak Tatlısını, mutlaka denenmesi gereken lezzetler arasına alabilir ve çoğu Antalyalının alışkanlık edindiği gibi, tahinli piyaz ve şiş köfte yedikten sonra tüketebilirsiniz.
HİBEŞ
Antalya Mutfağının en ünlü mezesi Hibeş, Antalya’ya gelen Arapların yemek kültürüne armağan ettiği en nefis tatlardan biri. Hem meze hem sos olarak kullanılan Hibeş, tahin, limon, ezilmiş sarımsak, kırmızı biber, kimyon ve tuz ile hazırlanıyor. Basit gibi görünse de malzemeler karışırken boza kıvamını tutturabilmek, büyük bir maharet ve el becerisi istiyor. Humus’un nohutsuz versiyonu olan Hibeş, en az onun kadar lezzetli ve özel bir tat. İçkili restoranlarda meze olarak sıkça tüketilen Hibeş, tavuk, et yemekleri ve makarnanın yanında sos olarak tüketilebileceği gibi ekmeklerin üzerine sürerek kanepe şeklinde de servis edilebiliyor. Antalya’yı ziyaretinizde mutlaka denemeniz gereken bu yöresel lezzeti, kaşık kaşık yemek isteyeceğinize eminiz...
GRİDA KELLE ÇORBASI
Akdeniz Bölgesi’ne ait en değerli balık türlerinden biri olan Grida, Antalya Mutfağında, çok çeşitli şekillerde pişiriliyor ve severek tüketiliyor. Bu besleyici olduğu kadar leziz çorbayı yapmak için bütün bir soğan ve defne yaprakları koyularak kaynatılan suya, Grida balığının kelleri atılarak haşlanıyor. Tencereden alınan kelleler, soğumaya bırakılıyor. Kaynamaya devam eden suya, patates, kereviz sapı, limon dilimleri koyularak pişiriliyor. Haşlanan kellelerin derileri ve kemikleri ayıklanarak, beyaz etli kısımları tekrar suya atılıyor ve tüm malzemeler yaklaşık bir saat daha pişiriliyor. Çorbaya kıvam vermesi için un ve su karıştırılarak, tahin kıvamında pürüzsüz bir bulamaç elde ediliyor ve tereyağı ile birlikte çorbaya ilave edilerek un kokusu gidinceye ve çorbanın kıvamı tutuncaya kadar kaynatılıyor. Sunuma hazır olan Grida Kelle Çorbası, arzuya göre üzerine tarçın serpilerek servis ediliyor. Akdeniz kültürünü yansıtan bu özgün tadı, şehirdeki birçok balık restoranında deneyimleyebilirsiniz.
SERPME BÖREK
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan 2021 yılında tescil edilen Mahreç işareti ile Coğrafi İşaretli Ürünler arasında yer alan, Antalya Mutfağının en özgün lezzetlerinden biri olan Serpme Börek, yörenin kültürel zenginliğini temsil ediyor. Halk arasında ‘Fıtır Börek’ olarak da adlandırılan Serpme Börek, oklava kullanılmadan, elle döndürülerek açılan incecik hamuru ile ünlü. Yüzyılı aşkın süredir bu topraklarda severek tüketilen Serpme Börek, eski zamanlarda düğün, bayram ve mevlitlerde ikram edilse de şimdilerde günlük hayatın içerisinde sıkça tüketilen ve özellikle kahvaltılara eşlik eden vazgeçilmez bir yöresel lezzet. Yapımı büyük bir ustalık gerektiren Serpme Börek için, un, tuz ve sudan oluşan hamur, yoğrularak beze yapılıyor. Sonrasında ise hamur, sadece elle savrularak genişletiliyor ve kağıt kadar ince hale getiriliyor. İsteğe göre peynirli veya kıymalı harçla dolduruluyor ve fırına veriliyor. Arzu edilirse üzerine pudra şekeri serpiliyor. Daha önce yediğiniz böreklerden çok daha farklı bir tada sahip olan ve hafifliği sayesinde mideyi hiç yormayan Serpme Böreği, Antalya’da birçok börekçide tadabilirsiniz.
SEDİK AŞI
Akseki ilçesine özgü bir lezzet olan Sedik Aşı, soğuk kış günlerinde çok sevilerek tüketilen yöresel bir tarif. Yapımı oldukça zahmetsiz olan Sedik Aşı için, küp küp doğranan soğanlar, sıvı yağda kavruluyor. Domates, biber, bulgur ve baharatlar eklenerek, tavuk suyu ile pişiriliyor. Ocaktan alındıktan sonra çorbaya, kuru nane ilave ediliyor. Kaselere koyulan çorba, üzerine serpilen kırmızı pul biber ile servis ediliyor. Restoranlarda pek rastlayamayacağınız bu şifa kaynağı lezzet, evlerde sıkça hazırlanıyor.
ŞİŞ KÖFTE
Şiş Köfte, Antalya usulü piyaz denilince ilk akla gelen, piyazın yanına en çok yakışan ve onunla özdeşleştirilen çok özel bir tat. Türkiye’nin her yerinde şiş köfte yapılsa da Antalya’ya özgü şiş köftenin sırrı, içerisinde hiçbir katkı maddesinin yer almıyor oluşu. Et severleri mest edecek bu kendine has muhteşem lezzet için köfteler, ete herhangi bir baharat koyulmadan sadece tuz ile yoğruluyor. Şişlere uzunlamasına takılan köfteler, kömür ateşinde ve ızgarada pişiriliyor. Sonrasında ise pide ekmeğinin üzerine konularak, yanında maydanoz, kimyon, pişmiş soğan, biber ve domates ile servis ediliyor. Şehir merkezinde ve ilçelerde, mutlaka denemeniz gereken şiş köfte- piyaz ikilisini tadabileceğiniz, birçok restoran ve lokanta yer alıyor.
HAMALİ
Antalya’nın en özgün tariflerinden biri olan Hamali, mideyi yormayan, hafif ve bir o kadar da leziz bir tatlı. Hamali için süt, buğday nişastası ve şeker kaynatılarak koyu bir pelte elde ediliyor. Pelte, yayvan bir kaba dökülerek soğutuluyor. Baklavalık yufkalar, yaklaşık üç parmak genişliğinde ve 40 cm. boyunda şeritlere ayrılarak üzerleri yağlanıyor. Soğuyan pelte küp küp kesiliyor. Düz bir yere koyulan yufka şeridinin alt tarafına iki veya üç küp pelte koyuluyor. Üçgen şeklinde katlanan yufkalar, muska biçimi verilerek sarılıyor. Tepsiye dizilen yufkaların üzerine, erimiş tereyağı sürülüyor. Yufkalar, üstleri kızarana kadar fırında pişiriliyor. İçlerindeki peltenin erimemesi için yufkaların, üzerleri kızarır kızarmaz hemen fırından çıkarılması gerekiyor. Üzerlerine su, şeker ve limon suyundan hazırlanan ve soğutulan şerbet dökülen Hamali, tarçın serpiştirilerek servis ediliyor.
KOKOŞKA
Antalya’nın az bilinen lezzetlerinden biri olan Kokoşka, geçmişi uzun yıllara dayanan yöresel bir yemek. Tavuk ve yufka ekmeği ile hazırlanan Kokoşka’ya, restoranların menülerinde rastlamak mümkün olmasa da yöre halkı tarafından köy ve kasabalarda genellikle düğün, bayram ve tören gibi özel günlerde yapılmaya devam ediliyor. Kokoşka için bütün bir tavuk haşlanıyor, tavuğun kemikleri ve derilerinden ayrılan eti, badem büyüklüğünde olacak şekilde tiftikleniyor. Yağlanan tepsiye, aralarına tereyağı sürülen iki yufka seriliyor. Kalan dört yufka parçalanarak, tepsideki diğer yufkaların üzerine döşeniyor. Tavuğun haşlama suyu, kepçe yardımıyla yufkaların üzerinde gezdiriliyor. Dövülmüş cevizler ve tavuk etleri, yufkaların üzerine yayılıyor. Yemek servis edilmeden önce üzerine, kırmızı toz biberle kızdırılmış tereyağı dökülüyor.
ALANYA BOHÇASI
Alanya’nın en sevilen lezzetlerinden biri olan Alanya Bohçası, krep hamuru ve içerisine koyulan isteğe bağlı harç malzemesi ile hazırlanıyor. Yemeği hazırlamak için, un, süt, yumurta, tuz ve sıvıyağ ile hazırlanan hamur, krep tavasında incecik olacak şekilde pişiriliyor. Kreplerin içerisine, arzu edilen malzeme koyulup bohça şekli veriliyor. Bohçaların ağzı, taze soğan ile bağlanarak şekil veriliyor ve kapatılıyor. İçerisine peynirli harç koyulduğunda kahvaltı sofralarına çok yakışan bu enfes lezzet, akşam yemeklerinde ise etli ve soslu harç kullanılarak tercih ediliyor. Hazırlanışı ile çok pratik, görünüşüyle ise sofralarınızın süsü olacak kadar güzel olan Alanya Bohçası’nı, Alanya’da yerel yemekler yapan restoranlarda tadabilirsiniz.
ANTALYA PİYAZI
Antalya usulü piyaz, yüz yıllık geçmişiyle, ünü Antalya sınırlarını aşan lezzetlerden belki de ilk akla geleni. Kente gelen yerli ve yabancı turistlerin mutlaka denemek istedikleri, yapım tekniği ve yemeğe asıl tadını veren tarator sosu ile son derece orijinal bulunan yemek, Antalya’ya has, çok özel ve farklı bir tat. Başka yörelerde yapılan piyaz çeşitleri salata olarak tüketilirken, Antalya Piyazı, başlı başına ana yemek olarak tercih ediliyor. Antalya Piyazı, ayırt edici özelliğini küçük taneli, damarlı, mat ve pişerken dağılmayan fasulyelerinden ve bu fasulyelerin üzerine dökülen, haşlanmış fasulye, tahin, limon, sirke, kaya tuzu ve sarımsakla hazırlanan tarator sosundan alıyor. Piyazcıların bazıları, sosu yoğunlaştırdığı düşüncesiyle, tarator sosuna haşlanmış fasulyeden eklemiyor. Soslanan fasulyelerin üzerine, domates, yumurta, maydanoz, zeytinyağı ve isteğe göre soğan koyularak, servise hazır hale getiriliyor. Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından 2017 yılında tescil edilen Mahreç işareti ile Coğrafi İşaretli Ürünler arasındaki yerini alan bu tadına doyulmaz lezzet, tek başına da yeterince doyurucu olduğu gibi en sevilen eşlikçisi şiş köfte ile de tüketiliyor. Antalya Piyazı’nı, şehir merkezinde birçok restoranda bulabilirsiniz.