Hatay, Adana, Mersin ve Antalya kıyılarında deniz suyu sıcaklıkları git gide artıyor. Su sıcaklığının bu derece hızlı yükselmesi deniz canlıları için büyük tehlike oluşturuyor. Sadece deniz canlıları için değil insanlar için de tehlike arz eden deniz suyu sıcaklığı, bakteri üremesine ve bunun da insanlarda çeşitli hastalıklara yol açmasına sebep oluyor.

 

İNSAN SAĞLIĞINA CİDDİ ZARARI VAR

Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gönül Tuğrul İçemer, küresel ısınma sebebiyle deniz suyu sıcaklığının artmasının insan sağlığına ciddi zararlar verebilecek bakteriler oluşturduğunu dile getirdi. Antalya Körfezi'nde deniz suyu sıcaklıklarına ilişkin araştırmalar yapan İçemer, dünyada yaşanan iklim krizinin karada olan etkilerinin yanı sıra denizde de büyük etkisi olduğunu gözlemlediğini belirtti.

DENİZ SUYU SICAKLIĞI ARTIYOR

İçemer, deniz suyu sıcaklığının çok yüksek olduğunu dile getirerek,

“Dünyada hava sıcaklığıyla birlikte deniz suyu sıcaklığı da artıyor. 2000'li yıllarda Antalya Körfezi'nde yaptığım araştırmalarda deniz suyu sıcaklığı ortalama 26-27 derecelerde seyrederken, son yıllarda 28 ila 32 derecelere kadar yükseldi” dedi.

 

“34 DERECEYE BİLE ÇIKMAYA BAŞLADI”

Araştırmalarını Adana, Mersin, Antalya ve Hatay’ın bulunduğu Akdeniz kıyılarında gerçekleştiren İçemer,

“ Kıyı bölgelerinde bu sıcaklık 34 dereceye bile çıkmaya başladı” açıklamasında bulundu.

İNSAN SAĞLIĞINA ZARARLARI NEDİR?

Deniz suyu sıcaklığının yüksek olmasının insan sağlığına zararı bulunduğunu söyleyen İçemer, bu zararları şöyle açıklıyor:

Sıcaklık artışıyla denizlerde doğal bir üreme alanı oluşuyor. Dolayısıyla sıcaklığın yükselmesi su kaynaklı bakteriyel hastalıkların artmasına neden oluyor. Örneğin bağırsak yolunu etkileyen salmonella ve shigella, bağırsak hastalığına neden olan kolera bakterisi üreyebiliyor. Bu anlamda kolera çok önemli bir mikroptur. Denizde uzun süre kalabilir. Yine suda bulunan bazı bakteriler deride ve gözde kızarıklıklara, orta kulak iltihabına neden olabiliyor.”

 

 

KADINLARDA MANTAR RİSKİNİ ARTIRIYOR

İçemer, deniz suyu sıcaklığındaki artışın çevre kirliliği ile birleşerek kumluk alanlarda da bakteri oluşumuna dikkat çekiyor. Yaptığı son araştırma ile birlikte bu riskin açık bir şekilde görüldüğünü aktaran İçemer,

"Özellikle kumda 'maya mantar' görülebiliyor. Kumda çocuklar taşları ağızlarına götürebiliyor, bizler havlumuzu serip oturabiliyoruz, ıslaklıkla alabiliyoruz bünyemize; dolayısıyla kadınlar için mantar riskini getiriyor. Son çalışmamızda koronavirüs dönemi ve sonrasını kapsayan 2 yılda bu riskin logaritmik boyutlara ulaştığını, binlerle ifade edilen bir rakam olduğunu gördük. Örneğin 10 gram kumda 200 ile 60 bin arasında bakteri var. Bu çok ciddi bir rakamdır” ifadelerini kullandı.

DENİZLERİMİZİ KORUMAK İÇİN NE YAPMALI?

İçemer, denizlerin korunması gerektiğinden bahsederek,

“Öncelikle denizleri korumak amacıyla karbon emisyonunu azaltmalıyız. Atmosferde karbondioksit miktarını azaltacak deniz çayırları yaygınlaştırılabilir. Mikrobiyolojik riskler için de geleceğe yönelik risk değerlendirmeleri yapılarak projeksiyonlar hazırlanmalı. Risk analizlerine uygun gerekli önlemler ve sistemler geliştirilmeli. Şu anda Akdeniz'de sıcaklık artışı oldukça yüksek görünüyor. Denize girildiğinde mutlaka dikkatli olunmalı. Vatandaşların sahillerde, denizde mutlaka temizliğe ve hijyene dikkat etmelerini öneriyoruz” dedi.

 

Kaynak: AA