Muğla’nın Milas ilçesinde termik santral için kömür çıkarılması amacıyla Akbelen ormanında yapılan ağaç katliamının durdurulması için Orman Genel Müdürlüğü aleyhinde dava açıldı. Yerel derneklerin açtığı iptal davasında, Akbelen ormanında 24 Temmuz’da başlayan ve halkın tepkisine karşın kolluk kuvvetleri eşliğinde sürdürülen ağaç kesiminin durdurulması talep edildi. Kömürlü termik santrallerin atık ısı üretimi ve ısı adası oluşturma etkisine değinilen dava dilekçesinde, söz konusu etkinin orman yangınlarını tetiklediğine dikkat çekilerek Akbelen’deki orman kıyımının durdurulması, termik santrallerin de bir an önce kapatılması istendi.
ÖZELLEŞTİRİLEN TERMİK SANTRALLER TEHDİT KAYNAĞI OLDU
Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’de bulunan Akbelen ormanında 24 Temmuz’da yeniden başlayan ağaç kesiminin durdurulması için Muğla İdare Mahkemesi’nde dava açıldı. Bölgede bulunan Yeniköy Kemerköy Termik Santrali 2014 yılında özelleştirilerek iktidara yakın kartellerden olan IC İçtaş Enerji ile Limak Enerji ortaklığına verildi. Termik santralde yapılan kapasite artışlarıyla birlikte bölgedeki kömür sahalarının da giderek genişletilmesi, bölgenin doğal ve kültürel miras alanlarını da tehdit etmeye başladı.
AKBELEN ORMANINDA YENİ AĞAÇ KIYIMIMA BAŞLANDI
İkizköy’de bulunan Akbelen ormanına dayanan kömür sahasının daha fazla genişlemesine karşı yıllardır direnen yöre köylüleri, ellerinde kalan son ormanın da kömüre kurban edilmesini istemiyor. Daha önce evlerini, mahallelerini ve zeytinliklerini kaybeden yerel halk, 24 Temmuz 2023 tarihinde yeni bir ağaç kıyımıyla uyandı.
AĞAÇ KESİMİNE DİRENEN AVUKAT VE KÖYLÜLERE GÖZALTI
Ormanlarını korumak için ağaçlara sarılarak direnen halka jandarma biber gazı ve tazyikli su kullanarak sert müdahalede bulundu. Köylülerin gönüllü avukat İsmail Hakkı Atal’ın da aralarında bulunduğu 8 kişi gözaltına alındı, ifadelerinin alınmasından sonra serbest bırakıldı. Akbelen ormanına giren yollarda yoğun güvenlik önlemlerinin alınması dikkat çekerken jandarma eşliğinde süren ağaç kesimleri ise devam ediyor.
ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE KARŞI DAVA AÇILDI: KESİMİ DURDURUN
Orman Genel Müdürlüğü’nün denetiminde sürdürülen ağaç kesiminin durdurulmasını isteyen yöre halkı bugün yeni bir dava daha açtı. Karadam ve Karacahisar Mahalleleri Doğayı ve Doğal Hayatı Koruma Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği’nin Orman Genel Müdürlüğü aleyhinde açtığı dava ile kesim işleminin durdurulması ve idari işlemin iptali isteniyor.
İDAREYE ANAYASANIN ORMANI KORUYAN HÜKÜMLERİ ANIMSATILDI
Muğla Nöbetçi İdare Mahkemesine sunulan dava dilekçesinde, Milas Orman İşletme Müdürlüğü sorumluluğundaki sahada sürdürülen ağaç kesiminin anayasaya aykırı olduğu savunularak durdurulması talep edildi. Devlet ormanlarının mülkiyetinin devrolunamayacağına ilişkin Anayasa hükmünün altı çizilen dava dilekçesinde, “Ormanlara zarar verebilecek hiçbir eylem ve faaliyete müsaade edilemez” ifadeleri hatırlatıldı.
‘TERMİK SANTRALLERİN İŞLETİLMESİ İNSANLIĞA KARŞI SUÇ NİTELİĞİNDE’
Avrupa Sağlık ve Çevre Birliği (HEAL) tarafından hazırlanan raporda, Muğla'daki Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerinin 38 yılda 68.324 kişinin ölümüne neden olduğu, sadece Yeniköy termik santralinin 23.595, Kemerköy termik santralinin ise 11.600 kişinin ölümüne yol açtığına ilişkin tespitlere de yer verilen dava dilekçesinde, “Bu termik santrallerin işletilmesinin insanlığa karşı suç niteliğinde olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır” ifadelerine yer verildi.
İKİ SANTRALİN ÜLKEYE YILLIK MALİYETİ KAZANCININ 100 KATI
Bölgede 1986 yılında çalışmaya başlayan 420 MW gücündeki Yeniköy termik santralinin 35 yılda devlete olan sağlık harcaması maliyetinin 508 milyar 500 milyon TL tutarında olduğuna da değinilen dava dilekçesinde,
“1993 yılında çalışmaya başlayan 630 MW gücündeki Kemerköy termik santralinin 28 yılda devlete sağlık harcaması maliyetinin 260 milyar 400 milyon TL olduğu belirlenmiştir. Bu durumda Yeniköy termik santralinin işletildiği 35 yılda yıllık ortalama sağlık maliyeti 14 milyar 528 milyon TL, Kemerköy termik santralinin yıllık ortalama sağlık maliyeti ise 9 milyar 300 milyon TL olarak çıkmaktadır. İki termik santralin toplam yıllık ortalama sağlık maliyeti ise 23 milyar 828 milyon TL olup, Yeniköy Kemerköy A.Ş’nin her 2 termik santralden yıllık kazancı 200 milyon TL tutarında olduğu hesap edilirse, bu iki santralin ülkeye ve halka maliyeti, kendi ticari kazancının 100 katından fazladır” denildi.
DEVLETE VE HALKA YILDA 23,5 MİLYAR MALİYET GETİRİYOR
Yeniköy termik santralinin 35 yılda 8.574.424 işgünü kaybına neden olduğuna da değinilen dava dilekçesinde, Kemerköy termik santralinin ise 28 yılda 4.407.395 işgünü kaybına yol açtığı vurgulanarak şöyle denildi:
“Böylece davaya konu 2 termik santralin 15 milyona yakın işgünü kaybına yol açarak devleti ve halkı üretimden, çalışmadan alıkoyarak ayrı bir toplumsal maliyet kalemi daha olduğu açıktır. Yeniköy ve Kemerköy termik santralleri yılda 200 milyon TL kazanabilmek için, tarım, turizm, arıcılık ve balıkçılıkta verdiği zararlar hariç devlete ve halka yılda 23 milyar 528 milyon TL tutarında sağlık harcaması yaptırmakta. Bu termik santraller, 1 TL’lik kazanç uğruna 100 TL’lik zarar vererek on binlerce yurttaşımızı öldürmeye, gelecek nesillerimizi sakatlamaya devam etmektedir.
‘SANTRALLERİN ÜLKEYE YIKICI ETKİSİ OLDUĞU AÇIK’
Diğer yandan Yeniköy-Kemerköy termik santrallerinin genel müdürü M. Serhat Dinç’in beyanına göre 2 santralde toplam 3.500 kişi çalışmaktadır. Ancak gerçekte 2 termik santralde kadrolu olarak çalışan işçi sayısı yaklaşık 1000 kişi olmasına rağmen şirketin 230.000 dönümlük kömür madeni ruhsat sahasında 30.000 köylü yaşamakta olup, bu arazinin 88.000 dönümü tarım arazisi 142.000 dönümü ise çam ormanı ve zeytinliktir. Böylece yıllık sağlık maliyeti 23 milyar 528 milyon TL olan bu şirket, kendisi 200 milyon TL kazanmakta ve bölge halkının tarımını -hayvancılığını- yok ederken sadece 1000 kişiye istihdam sağlamaktadır. Toplumsal maliyet analizine göre Yeniköy-Kemerköy termik santrallerinin Türkiye Cumhuriyeti’ne yıkıcı bir etkisi olduğu çok açıktır.”