Antalya Lisesi ve Mezunları Vakfı ile Antalya Kaleiçi Rotary Kulübü’nün ‘Okur Yazar Antalya’ projesi kapsamında Muratpaşa Belediyesi iş birliğinde düzenlenen 4 Mevsim 4 Yazar bulaşmasının yaz konuğu Türkiye’nin en çok okunan yazarlarından Ayşe Kulin dün Muratpaşa Belediyesi Türkan Şoray Kültür Merkezinde Antalyalı okuyucuları, Antalya Lisesi Mezunları ve Öğrencileriyle buluştu.

Atatürk ve Cumhuriyet konusunda Gençlere öğütler verdiği konuşmasında Atatürk düşmanlığının Ülkemize ne kadar zarar verdiğini, Kurtuluş Savaşı ve sonrasında yaşananları anlatarak, gençleri yalan yanlış bilgilere karşı uyardı… Aslında çocukluğundan beri yazmaya tutkusu olduğunu ancak 43 yaşında yazar olabildiğini anlattı.

Türkiye’nin hem en çok satan hem de en üretken yazarlarından biri Ayşe Kulin… İlk hikâye kitabının yayınlandığı 1984 yılından bugüne tam 37 eseri var. “Harfleri öğrendiğim günden beri yazıyorum. İlkokulda şiir, ortaokulda öykü yazdım, lisede roman denemeleri yaptım” diyor Ayşe Kulin… 1984’teki ilk kitap denemesi baskıda talihsiz bir olaya kurban gidince yeniden bu işe girmesi tam 10 yıl sürmüş! Adını daha çok okuyucuya duyurduğu Adı Aylin kitabının üstünden ise 25 yıl geçti.

Ayşe Kulin, 1 Haziran Perşembe günü saat 13.30’da Türkan Şoray Kültür Merkezi’nde edebiyatseverlerle bir araya geldiği Antalyalı edebiyatseverle buluşmasında geniş kitleler tarafından tanınmasını sağlayan Adı: Aylin, televizyona uyarlanan Gece Sesleri ve Veda’ya devam eden yazma serüvenini de anlattı. Türkan Şoray Kültür Merkezi’nde düzenlenen 4 Mevsim 4 Yazar buluşmalarında bahar konuğu Taçlı Yazıcıoğlu, kış konuğu ise Ertuğ Uçar olmuştu.

Okur Yazar Antalya etkinlikleri kapsamında 1 Haziran Perşembe günü saat 13.30’da Türkan Şoray Kültür Merkezi’nde gerçekleşen söyleşide Ayşe Kulin, 12. Baskısını yapan Kanadı Kırık Kuşlar kitabıyla da okurlarla buluşmasını sonlandırdı.

Ayşe Kulin, Kanadı Kırık Kuşlar’da 1930’ların Almanya’sından 2000’lerin Türkiye’sine uzanan bir ailenin dört kuşaklık hikâyesini anlatıyor bizlere. Sıradışı, güçlü, coşkulu, inançlı kadınların hikâyesi bu aynı zamanda. Elsa, Suzan, Sude ve Esra kendi sancıları ve değişimlerini vatanlarının çalkantıları ile iç içe yaşıyorlar. Kitap herkese duygu yoğunluğuyla birlikte, Almanya- Türkiye gerçeklerini de arka planda anlatıyor.

ÇOCUK AYŞE KULİN

Ayşe Kulin 1941 yılında İstanbul’da Muhittin ve Sitare Kulin çiftinin çocuğu olarak dünyaya geliyor. Baba tarafından dedesi Boşnak Beyi Zeki Salih Kulin, ailesiyle birlikte Balkan Savaşları Dönemi’nde İstanbul’a geliyor. Annesi Sitare Hanım ise Osmanlı nazırlarından Ahmet Reşat Paşa’nın torunu…Kulin’in çocukluğu inşaat ve hidrolik makine mühendisi babasının görevi nedeniyle Cumhuriyet’in başkenti Ankara’da geçiyor.

Ayşe Kulin verdiği bir röportajda çocukluğunu; ‘’7 Eylül’de Amerikan Hastanesi’nde doğmuş, ertesi gün Narmanlı Apartmanı’na götürülmüşüm. Yani Reşat dedemin ailesi yeni evlerindeki ilk günlerine yeni doğan bir bebekle başlamışlar! İki taraftan da tek torun ben olduğumdan hep çok sevgi görerek büyüdüm.” Diye anlatıyor.

İlkokulu TED Ankara Koleji’nde tamamladıktan sonra ortaokul ve liseyi yatılı olarak Robert Kolej’de okuyor.’’ 51 yıl Teşvikiye’deki Narmanlı Apartmanı’nda, yazları on iki yaşıma kadar Burgazada’daki konakta, ortaokul ve lise yıllarımda ise yazları Feneryolu’nda ve Büyükada’da yaşadım.’’ Diye devam ediyor röportajına.

Kulin, “İlkokul dergisinde bir şiirim ve öyküm yayınlanmıştı. Robert Kolej’in ‘İzlerimiz’ adlı dergisine de şiir ve öyküler yazmıştım” diye anlatıyor.

YAZAR AYŞE KULİN

Yazarlığın tam-zamanlı bir işe dönüşmesi 1984 senesinde, ilk kitabı ‘Güneşe Dön Yüzünü ’nün yayınlanmasıyla olmuş. “Hiçbir yayıncıdan kabul görmeyince batmakta olan Yazko’yu denedim çünkü başında bir arkadaşım vardı. Kâğıt parasını ödemem şartıyla Güneşe Dön Yüzünü’yü yayınlamayı kabul etti. Kâğıt ücretini zar zor denkleştirip götürdüm ve başladım heyecan içinde beklemeye… Haber geldi, basılmış! Sevincim kursağıma kaldı; ilk sayfadan başlayan ve her sayfada devam eden hatalar, öyküler iç içe geçmiş... Açıklama şuydu: Zamanın tekniğiyle hazırlanan dizgiyi basıma götürürken, dizgiyi taşıyan çocuk yolda düşmüş, kurşun harfler yerlere saçılmış, çocuk harfleri toplayıp rastgele yerleştirmiş! Sonuç; 10 sene boyunca kitap yayınlatma hayalime kesin veda! Günlerden bir gün tiyatroda Betül Mardin’e rastladım. Ara sırasındaki kısa sohbetimizin sonucunda kendimi Betül Mardin’in yanında çalışırken buldum. Artık büyük bir holdingin Mardin’in tornasından çıkmış halkla ilişkiler sorumlusuydum.” Diyerek yazarlık serüveninin başlamasını anlatıyor.

GENÇLERE GERÇEKLERİ ANLATMAK GEREK…

Ayşe Kulin Antalya Lisesi gençlerine öğütler vererek’’ Türkiye’nin en önemli, en acil çözüm gerektiren konuları; ahlak, eğitim, adalet ve liyakat. Diyor ki, “Biz yanmış, yıkılmış ve yüze 90’ı cahil bırakılmış bir ülkeyi önce eğiterek, sonra kadın erkek ayırmaksızın hukuk önünde eşit kılarak ve işleri ehil ellere bırakarak mucizeler yaratmış bir milletiz. Ama her şeyden önce işe iyi ve dürüst insanlar olarak başlamamız gerek. İyi insan vicdan sahibidir, merhametlidir, adildir. Düğmeyi baştan doğru iliklersek, işe iyi insan olarak başlarsak, eğitim, adalet ve liyakat ile her şeyin üstesinden gelinir, tıpkı Cumhuriyet’imizin ilk yıllarında yapmış olduğumuz gibi!” diyerek Cumhuriyetin ne zorluklarla kurulduğunu, yaşanan gerçeklerden öyküleştirdiği kitaplarından örnekler vererek anlattı.

Atatürk Cumhuriyeti Kurduğunda Camileri yıkmadı, aksine onları tamir ettirdi. Söylenenleri sorgulayın araştırın hemen yalan yanlış şeyleri kabul etmeyin diye başladığı söyleşişinde, sıkça eğitimin, gençliğin önemine vurgu yaptı.

Muhabir: YEŞİM ERTAN