Sizlere basit bir denklem kuracağım.Alanya’yı yenersek (ki yenmemiz lazım), Konya Fener’e, Geçler Bursa’ya yenilip Osmanlı da Akhisar’a takıldığında puanımız 17 oluyor ve otomatik olarak ateş hattının 2veya 3 basamak üzerine çıkıyoruz ve ilk yarıyı camia olarak moralli kapatıyoruz ki bunun olma olasılığı çok fazla. Küme düşmemek için istatistiklere göre 36 puan yeterli. Bu da Alanya’yı yendikten sonra kalan 17 maçta 5 galibiyet 4 beraberliğe bakar. Yani ikinci yarıda gönül arzu etmiyor ama 8 defa yenilme hakkımız var. Şimdi Eto’o’ya geçiyorum. Bu adam bir futbol ilahı. Centilmenlik onda, gönülden oynamak onda, deplasmanda rakip takımın taraftarlarınca çağrılıp alkışlanmak hatta buraya gelen konuk takım taraftarlarca tribüne çağrılıp alkışlanmak onda. Başakşehir maçında sakatlanıp oyundan çıktı. Takım son 10 dakikaya kadar maçı berabere götürdü ama 3 tane peş peşe talihsiz gol yiyince yedek kulübesinde ağladı. Antalyaspor’un yönetim kurulu başkanı kim olursa olsun Eto’o hiçbir yere hiçbir zaman bırakılmamalı! Geçmiş yönetim Eto’o’yu çok üzdü ve arayışlar içine soktu. Gelecek yönetim aynı hatayı kesinlikle yapmamalı. Basından öğrendiğimiz kadarıyla Tudor teknik direktörlüğe getirilecekmiş. Bu isimlerin yanına önümüzdeki günlerde faklı isimler de konuşulmaya başlanacaktır.Ben Antalyaspor’un radikal bir karar alarak Eto’o’yu ‘oyuncu-hoca’ yaparak takımımızın başına getirmesini istiyorum. Seçilecek başkanının ve yönetim kurulunun bunu düşünmesini ve hayata geçirmesini diliyorum. Bu arada bir parantez de seçim için açmak lazım. Her yazımda vurguladığım gibi vizyon sahibi yani bize dünya yıldızlarını seyrettirecek bir başkan ve yönetimin takın başına gelmesini temenni ediyorum. Bu akşam takımımızı desteklemek üzere Alanya maçında buluşmak ümidiyle hoşçakalın…