Söyledikleri hiç bir şeyin inandırıcılığı kalmadı. Recep Tayyip Erdoğan, kredisi tükenen AKP'yi farklı manevralarla ayakta tutmaya çalışıyor. Fakat kendi araştırmalarında dahi oylarının büyük oranda eridiği aşikâr. Yüksek elektrik faturalarından tutun da başımızı döndüren zamlara kadar son 6 ayda yaşananlar topluma unutulan bir olguyu hatırlattı: Örgütlülük. "Vatandaş cebine yansımadıkça harekete geçmez" sözü vücut buldu.

7'sinden 77'sine kadar herkes ülkenin büyük bölümünün açlıkla, küçük bir azınlığın ise zevki sefa içinde yaşadığının farkında. Daha önce bu durumu kabullenen, fakat 'Yol yapıyorlar' diyen kesim dahi artık homurdanıyor. Çünkü gerçekten geçinemiyoruz.

Gelinen noktada örgütlenme, birlikte hareket etme, hak arama... Adına ne derseniz deyin, artık sol kesime ait bir terim olmaktan çıktı. Esnaf elektrik faturasını asarak isyan bayrağı çekiyor, her grup taleplerini bağıra bağıra söylüyor. En dikkatimi çeken de hükümete yönelik protesto ve eylemlerin artık tek bir parti angajesinde olmaması. Hem Antalya'da hem de Türkiye çapında yapılan eylemlere bir bakın; yaşlısı, genci, emeklisi, işçisi, her kesimden katılım oluyor.

Çünkü artık insanlar çözüm istiyor, geçinmek istiyor...

Örneğin geçtiğimiz gün elektrik faturalarına yönelik Attalos Heykeli önünde yapılan eyleme bu zamana kadar eylem nedir bilmeyen çok sayıda vatandaş katıldı. Gördük ki talepler ortak olunca isyan daha büyük oluyor.

Burada ince bir ayrıntıyı atlamamak gerek. Yüksek faturaların, akaryakıta gelen zamlarının ve temel gıdadaki fahiş fiyatların tek bir sorumlusu var; o da Adalet ve Kalkınma Partisi

Eğer;

Elektrik özelleştirilmese faturalar bu kadar yüksek olur muydu?

Petrol Ofisi satılmasa akaryakıtı bu kadar pahalıya alır mıydık?

PTT üç kuruşa verilmese interneti, mobil iletişimi Avrupa'da en pahalıya tüketen ülke olur muyduk?

Şeker ve kağıt fabrikaları satılmasa bu ürünleri alırken dönüp dönüp fiyata bakar mıydık?

Sağlık reformu altında sağlık sistemi çürütülmese bu kadar hasta olur muyduk?

Bunlar ilk aklıma gelenler... Liste daha uzayıp gider...

Şimdi 'özel güzeldir' mantığına alkış tutanlar da geçinememekten şikâyetçi. Olsun hala geç değil. Bir şeyleri değiştirmek istiyorsanız bugün harekete geçin.

Şunu da unutmayın; hepimiz aynı gemide değiliz. Biz batan taraftayız diğerleri filikaya binip kurtulma derdinde.

Gemiyi düzeltmek ve doğru rotaya oturtmak senin benim, bizim elimizde...