Yazı Dizisi: Yeşim Ertan
Türkiye’de seçmenler, yüzyılın seçimi için pazar günü sandık başına gidiyor. 1923’ten beri cumhurbaşkanları, farklı yöntemlerle, sistemlerle seçildi. İlk turda seçilenler de oldu, 15’inci tura kadar uzayan seçimler de. Gerekli çoğunluğun gerçekleşmediği, sonuçsuz kalan cumhurbaşkanı seçimi de yaşandı. Askerî darbe sonucu yönetimin başına geçenler de vardı elbette.
Türkiye tarihinde, 1921 ve 1924 anayasalarının yürürlükte olduğu dönemlerde yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde herhangi bir sorun yaşanmazken, 1961 ve 1982 anayasalarının yürürlükte olduğu dönemlerde cumhurbaşkanı seçimleri siyasi krizlere neden oldu. Cumhuriyetin ilanından günümüze kadar 21 kez cumhurbaşkanı seçimi yapıldı ve 1923’ten günümüze 12 cumhurbaşkanı görev yaptı.
1921 ve 1924 anayasalarının yürürlükte olduğu dönemlerde Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü dört, Celal Bayar ise üç kez Cumhurbaşkanı oldu. TBMM Araştırma Hizmetleri Başkanlığı'nın, '1923’ten Günümüze Cumhurbaşkanı Seçimleri' çalışmasında aktarıldığı üzere Türkiye’de cumhurbaşkanı seçimleri her zaman büyük önem taşıdı, bazı seçimler sırasında ise krizler yaşandı. Cemal Gürsel, Cevdet Sunay, Fahri Korutürk, Kenan Evren, Turgut Özal, Süleyman Demirel, Ahmet Necdet Sezer ve Abdullah Gül birer kez seçilmiş Cumhurbaşkanları oldu.
5 AY CUMHURBAŞKANSIZ KALDIK
Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’ün görev süresi sona ererken, başta CHP ve AP olmak üzere, pek çok partinin bir aday etrafında uzlaşma sağlayamadıkları seçimde, turların devamı boyunca pek çok aday çıktı. 5 aydan fazla süren 118 birleşimde Cumhurbaşkanı seçimi için yapılan 115 turda sonuç alınamadı ve ülke 5 ay 6 gün Cumhurbaşkansız kaldı.
1980 ASKERİ DARBESİ
12 Eylül 1980 askeri darbesiyle Kenan Evren Devlet Başkanı olduktan sonra, 7 Kasım 1982 günü yapılan halk oylamasıyla onaylanan anayasa hükmü uyarınca Kenan Evren 7. Cumhurbaşkanı seçildi.
Kenan Evren’in görev süresi 6 Kasım 1989’da doldu. Mecliste yapılan Cumhurbaşkanlığı oylamanın üçüncü turunda 285 milletvekilinden 263 oy alan Turgut Özal 8. Cumhurbaşkanı oldu.
TBMM’de yer alan siyasi partilerin tamamı tarafından desteklenen Ahmet Necdet Sezer ise 1982 Anayasası döneminde Meclis dışından seçilen ilk Cumhurbaşkanıydı. Sezer üçüncü tur oylamada 330 oy alarak Cumhurbaşkanı seçildi. Bu seçim, partiler arasındaki uzlaşmanın güzel bir örneği olarak nitelendirildi.
2007 REFERANDUMUNA GİDEN 367 KRİZİ
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün seçilmesinden önce Türkiye'de, gergin ve tartışmalı günler ile 367 krizi yaşandı. Kemal Gözler makalesinde bu krizi şöyle anlatır: “2007 yılını kısaca hatırlayalım… Onuncu Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in görev süresi 16 Mayıs 2007’de sona eriyordu. Anayasamızın 102’nci maddesinin ilk şekline (1982-2007) göre, Cumhurbaşkanı TBMM tarafından seçiliyordu. Cumhurbaşkanı seçilebilmek için, bir adayın ilk iki turda TBMM üye tamsayısının üçte iki çoğunluğunu (367 oy), üçüncü turda ise üye tamsayısının salt çoğunluğunu (276 oy) alması gerekiyordu.”
O dönem AKP’nin TBMM’de 350’den fazla milletvekili vardı; dolayısıyla ilk iki turda olmasa bile üçüncü turda kendi adayını rahatça cumhurbaşkanı seçtirebilecek güçteydi. O günlerde AKP’nin adayı Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı seçilmesini engellemek için TBMM’nin cumhurbaşkanı seçmek üzere ancak 367 milletvekiliyle toplanabileceği yani bu seçim için toplantı yeter sayısının 184 değil 367 olduğu iddiası ortaya atıldı. O zaman TBMM’de grubu bulanan Deniz Baykal liderliğinde CHP ve Erkan Mumcu liderliğinde ANAP, bu iddiayı benimseyerek, cumhurbaşkanlığı seçimi için TBMM'de 27 Nisan 2007 Cuma yapılan ilk tur oylamaya katılmadılar. Bu nedenle TBMM Genel Kurulu, 367 değil, 361 milletvekili ile toplandı ve Cumhurbaşkanı seçimi için ilk tur oylamayı yaptı. İlk turda AKP’nin desteklediği Cumhurbaşkanı Adayı Abdullah Gül, 357 oy aldı. Bu sayı, ilk turda Cumhurbaşkanı seçilebilmek için gerekli olan üye tamsayısının üçte iki çoğunluğun altında olduğu için ilk turda cumhurbaşkanı seçilememiş oldu. TBMM, 2 Mayıs 2007 tarihinde ikinci tur oylamayı yapmak üzere toplantısına ara verdi.
Ne var ki, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve arkadaşları, TBMM’nin 27 Nisan 2007 tarihli cumhurbaşkanı seçimine ilişkin yaptığı ilk tur oylamanın iptali istemiyle aynı gün Anayasa Mahkemesi’ne başvurdular. Anayasa Mahkemesi de görülmemiş bir hızla, 3 gün içinde, 1 Mayıs 2007 tarih ve E.2007/45, K.2007/54 sayılı kararıyla, “367 tezine itibar ederek, Cumhurbaşkanı seçiminde ilk tur oylamada toplantı yetersayısının 367 olması gerektiği gerekçesiyle TBMM Genel Kurulunda Cumhurbaşkanının seçimine ilişkin 27 Nisan 2007 tarihinde yapılan oylamayı 2’ye karşı 9 oyla iptal etti.
Bu karar, anayasa tarihimize “367 kararı” olarak geçti.
Anayasa Mahkemesinin bu kararı neticesinde, TBMM’nin Cumhurbaşkanı seçmek üzere toplanabilmesi için Genel Kurulda 367 milletvekilinin bulunması şartı ortaya çıktı. CHP ve ANAP’ın Genel Kurula gelmemesi ve dolayısıyla TBMM’nin 367 milletvekili ile toplanamaması nedeniyle, TBMM’de birinci ve ikinci tur oylamalar yapılamamıştır. Normalde üçüncü turda rahatça cumhurbaşkanı seçme imkanına sahip AKP (o zaman 350’den fazla milletvekiline sahipti), birinci ve ikinci tur oylamalar yapılamadığı için cumhurbaşkanı seçememiştir.
AKP ortaya çıkan krizi kendi lehine çözmek ve Anayasa Mahkemesi’nin ‘367 kararı’na bir tepki olarak iki şey yaptı:
1) TBMM seçimlerinin yenilenmesi için teklif verdi.
2) Cumhurbaşkanının TBMM tarafından değil, doğrudan doğruya halk tarafından seçilmesine ilişkin anayasa değişikliği teklifinde bulundu. AKP’nin her iki teklifi de TBMM tarafından kabul edildi.
TBMM, 3 Mayıs 2007 tarih ve 891 sayılı kararıyla milletvekili seçimlerinin yenilenmesine karar verdi. Erken genel seçimler, 22 Temmuz 2007 günü yapıldı. AKP, geçerli oyların % 46’sını alarak oylarını, önceki seçimlere göre % 12 oranında artırdı. AKP’nin oy oranının % 34’ten % 46’ya çıkmasına yol açan güçlerden biri de hiç şüphesiz, CHP ve ‘367 kararı’nı veren Anayasa Mahkemesi’nin çoğunluk üyeleridir.
ABDULLAH GÜL 11. CUMHURBAŞKANI OLDU
22 Temmuz 2007 seçimlerinden sonra toplanan TBMM, Anayasa Mahkemesi’nin koyduğu 367 şartına takılmadan, birinci ve ikinci tur oylamaları 367'yi aşan üyenin katılımıyla yaptıktan sonra, 28 Ağustos 2007 tarihinde yapılan üçüncü tur oylamada sorunsuz bir şekilde Abdullah Gül’ü 339 oyla Cumhurbaşkanı seçti ve aynı gün Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı olarak yemin ederek görevine başladı CHP’nin ‘367 tezi’ ve Anayasa Mahkemesi’nin ‘367 kararı’, neticede bir işe yaramadı ve cumhurbaşkanı seçilmesini engellemek için çok çalıştıkları Abdullah Gül, dört ay sonra Cumhurbaşkanı seçildi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 11. Cumhurbaşkanı’nın kim olacağı tartışmaları, Türkiye’nin 10.Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in 16 Mayıs 2007 tarihinde dolacak olan görev süresinden daha önce başlamıştır. Hatta bu tartışmaların başlangıcı uzun yıllar koalisyon hükümetleriyle yönetilen
Türkiye’de 2002 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi’nin tek başına iktidara geldiği zamana kadar götürülebilmektedir.
Acar ve Çelebinin makalelerinde belirttiği üzere’ Bu durumun altında yatan ana sebeplerden biri bazı kesimler tarafından dile getirilen mevcut seçimsistemi sonucu Mecliste aldığı oy oranının çok üzerinde temsil hakkı kazanan AK Parti’nin halkıngerçek temsilini yansıtmadığı görüşüdür. Muhalefet ve kamuoyunun bir kısmı bu nedenden ötürüerken genel seçimlere gidilip kurulacak yeni parlamentoyla Cumhurbaşkanlığı seçimleriningerçekleştirilmesi gerektiğini savunmuştur.
1982 ANAYASASINDA 2007 YILINDA YAPILAN ANAYASADEĞİŞİKLİĞİNDEN ÖNCE CUMHURBAŞKANI SEÇİM USULÜ
Biraz Hafızamızı tazeleyelim ve 2007 öncesi seçimlerin cumhurbaşkanlığı seçimlerinin halkın seçip meclise gönderdiği milletvekillerinin oyları ile seçildiği, yaşanan krizler sonucunda dün bahsettiğimiz halk oylamalarıyla anayasanın nasıl değişime uğradığı konusunda bir farkındalık yaratalım…
Cumhurbaşkanının seçim usulü 1982 Anayasasının 102. maddesinde ayrıntılı olarakdüzenlenmiştir. Bu maddeye göre; cumhurbaşkanı meclis üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu(nitelikli çoğunluk) ile ve gizli oyla seçilmektedir. Cumhurbaşkanının görev süresinin bitimine 30 gün kala ya da cumhurbaşkanlığı makamının herhangi bir sebeple boşalmasının ardından 10 gün sonra Cumhurbaşkanı seçimine başlanmaktadır.
Meclis toplantı halinde değilse derhal toplantıya çağrılır ve seçime başlama tarihinden itibaren 30 gün içinde seçim neticelendirilir. 30 günlük sürenin ilk 10 günü içinde adaylar Meclis Başkanlık Divanı’na bildirilir ve kalan 20 gün içindede seçim sonuçlandırılır.
Oylamalar en az üçer gün arayla yapılır. Birinci ve ikinci turda cumhurbaşkanının seçilebilmesi için üye tamsayısının üçte iki çoğunluk oyu gereklidir. Eğer ilk iki turda bu oyoranına ulaşılamazsa üçüncü tur oylama gerçekleştirilir ve bu turda üye tamsayısının saltçoğunluğunun olumlu oyunun alınması yeterlidir. Bu oylamada da yeterli çoğunluk sağlanamazsa son tur olan dördüncü tur oylama gerçekleştirilir ve üçüncü turda en yüksek oy alan iki adayarasında oylama yapılır. Üye tam sayısının salt çoğunluğunun oyu gereken son turda da cumhurbaşkanı seçilemediği takdirde derhal TBMM seçimleri yenilenir. Cumhurbaşkanının partiler üstü konumunu güçlendirmeye yönelik düzenlenen bu usul uyarınca seçim için nitelikli bir çoğunluğun gerekli olması, cumhurbaşkanının 4. tur sonunda hala seçilememesi durumundaTBMM seçimlerinin yenilenmesine yönelik düzenlemenin bulunması, birden fazla partininüzerinde mutabakat sağlayacağı bir adayın seçilmesi ihtimalini arttırması açısından önemlidir
Anayasanın cumhurbaşkanı seçiminde tur sayısı ve süresini sınırlamış olması ve seçilememesi durumunda halkın hakemliğine giderek sorunu çözmeyi hedeflemesi özellikleyeni seçilmiş ve daha uzun görev süresine sahip parlamenterleri çözüme yönlendirecek ve geçmiş yıllarda Cumhurbaşkanlığı seçiminde yaşanan tıkanıklıkları engelleyecek niteliktedir (Özsoy, 2013:405).
Yeni Cumhurbaşkanı görevine başlayıncaya kadar, süresi dolan Cumhurbaşkanı görevinisürdürür. Buradaki amaç; devletin başı olan cumhurbaşkanlığı makamının boş kalmasını önlemekve görev süresi dolan cumhurbaşkanı ile yeni cumhurbaşkanının göreve başlaması arasında geçen sürede kesinti yaşanmasının önüne geçmektir Yeni Cumhurbaşkanı, Anayasanın 103. maddesinde belirtilen şekliyle TBMM önünde and içer ve görevine başlar.
22. CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ, YÜZYILIN SEÇİMİ OLDU
13. Cumhurbaşkanımızı seçmek üzere 28 Mayıs 20023 pazar günü gerçekten yüzyılın seçimi olacak. Çünkü son 100 yıl içinde 21 kez yapılan, 14 Mayıs’ta birinci turu gerçekleştirilen ve başkanlık sistemindeki yeterli oy oranına ulaşılamadığından 22. Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kaldı. İkinci turda 12. Cumhurbaşkanımız, halkoyuyla seçilen, Cumhur İttifakı Adayı Recep Tayyip Erdoğan ve Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun karşı karşıya olması, birinci turda neredeyse yarı yarıya alınan bir oy oranı… Halkın %85 inin oy kullanmasıyla bu seçimin önemini ortaya çıkardı. 2023 yılı seçimleri için yurt içi ve yurt dışında toplam 64 milyon 113 bin 941 seçmen bulunurken, 55 milyon 761 bin 445 kişi oy kullandı, katılım oranı yüzde 85 oldu.
İki gün sonra sandıklara tekrar gidip, yüzyılın kararını vereceğiz. Bu büyük bir sorumluluk vatandaşlık görevinin doruk noktası. 1923’ten 2023’e kadar yüzyıllık serüvenimizin en önemli seçimine katılmalı ve tarihteki yerimizi almalıyız.