Resmi Gazete’de 13 Aralık 2024 tarihinde yayınlanan Hayvanların Korunması Hakkında Uygulama Yönetmeliği, veteriner hekimlerinden tepkiyle karşılandı. Yönetmeliğe karşı açıklama yapan Antalya Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Murat Karabayoğlu, “Yönetmelikte, hayvan popülasyonunun kontrol altına alınamadığı durumlarda ötanazi kararının belediye meclislerine bırakılması, tıbbi etik, yönetmeliğin ruhu ve hayvan hakları ilkeleriyle açıkça çelişmektedir” ifadelerini kullandı.
MESLEĞİMİZİN ÖLDÜRMEKLE İLİŞKİLENDİRİLMESİNİ REDDEDİYORUZ
Ötenayizi yalnızca tıbbi gerekliler çerçevesinde kabul edilebileceğine dikkat çeken Karabayoğlu, “Türk Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB) olarak, bu yönetmelikle ilgili değerlendirmelerimizi kamuoyuna sunma gereği duyuyoruz. Veteriner hekimler olarak, ötanaziyi yalnızca tıbbi gereklilikler çerçevesinde kabul edilebilecek bir uygulama olarak değerlendiriyor ve yaşam hakkını savunan mesleğimizin öldürmekle ilişkilendirilmesini kesin bir dille reddediyoruz. Hayvanların Korunması Hakkında Uygulama Yönetmeliği’nde, hayvan popülasyonunun kontrol altına alınamadığı durumlarda ötanazi kararının belediye meclislerine bırakılması, tıbbi etik, yönetmeliğin ruhu ve hayvan hakları ilkeleriyle açıkça çelişmektedir” İfadelerini kaydetti.
BU UYGULAMA CİDDİ SORUNLARA YOL AÇACAK
5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun 9’uncu maddesinin 3’üncü fıkrası, ötanazi kararlarının yalnızca tıbbi zorunluluklar doğrultusunda ve veteriner hekimlerin uzman görüşleri çerçevesinde verilmesi gerektiğini hükme bağlandı. Bu doğrultuda, kanunen yasaklanmış bir uygulamanın yönetmelikle hayata geçirilmesi, mevzuat açısından ciddi sorunlara yol açacağına dikkat çeken Karabayoğlu, “Hayvan refahını ve haklarını hiçe sayan bu tür yaklaşımlar, veteriner hekimlik mesleğinin temel değerleriyle bağdaşmamaktadır. Yetkimiz dışında alınan bu kararlar karşısında büyük bir sorumluluk ve vicdani yük altına bırakılmaktayız. Bu durum, sahada hem hukuki hem de uygulamaya yönelik ciddi problemlerin doğmasına neden olacaktır” şeklinde belirtti.
TOPLUM SAĞLIĞINI TEHDİT ETMEKTE
Sürecin plansız ve kontrolsüz yürütülmesi hem hayvan hem de toplum sağlığı için tehdit unsuru oluşturduğunu söyleyen Karabayoğlu, “Ötenazi, yalnızca tıbbi zorunluluklar kapsamında değerlendirilmesi gereken bir uygulamadır. Yönetmeliğin, hayvan hakları ve toplumsal vicdanla uyumlu hale getirilmesi; mevcut kanunlara uygun düzenlemelerin yapılması, ileride oluşabilecek sorunların önlenmesi açısından elzemdir. Mevcut yönetmelik kapsamında, belediyelere sahipsiz hayvanların barınaklara yerleştirilmesi için 2028 yılına kadar süre tanınmış olmasına rağmen, bu sürecin plansız ve kontrolsüz şekilde yürütülmesi hayvan refahını ve toplum sağlığını ciddi şekilde tehdit etmektedir” dedi.
ÜLKEDE KISIRLAŞTIRMA SEFERBERLİĞİ ŞART
Sürecin plansız yürütülmesi hayvanların sağlıklı ve güvenli bir şekilde barındırılmasını sağlayacak yeterli altyapıya sahip barınakların eksikliği, bulaşıcı hastalıkların yayılmasına, hayvanların yaşam haklarının ihlaline ve toplumda huzursuzluk yaratacağına dikkat çeken Karabayoğlu, “Bu sebeplerle, sahipsiz hayvan sorununa yönelik kalıcı bir çözüm olarak ülke genelinde bir kısırlaştırma seferberliği başlatılması zorunlu hale gelmiştir. TVHB olarak, tüm odalarımızla birlikte sahipsiz hayvanların popülasyon kontrolü için ülke genelinde bir kısırlaştırma seferberliği başlatmaya hazır olduğumuzun altını çizmek isteriz. Bilimsel ve etik değerler çerçevesinde yürütülecek bu süreçte tüm sahipsiz ve sahipli hayvanlar kısırlaştırılmalı, belediyeler, hayvan refahını ve toplum sağlığını göz önünde bulundurarak gerekli bütçeyi sağlamalıdır” ifadelerine yer verdi.
BELEDİYELERE EN AZ 4 BİN VETERİNER HEKİM İSTİHDAMI EDİLMELİ
Türkiye genelinde sahipsiz hayvanların popülasyon kontrolü ve refahının sağlanabilmesi için kapsamlı bir yaklaşım olması gerektiğini belirten Karabayoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu kapsamda, ülke genelinde belediyelere en az 4 bin veteriner hekimin istihdam edilmesi, özellikle doğu bölgelerinde yaşanan veteriner hekim açığını gidermek açısından büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, Avrupa standartlarına uygun, hayvan refahını merkeze alan modern tesislerin kurulması zorunludur. Belediyeler tarafından düzenlenen ve denetlenen besleme noktalarının oluşturulması, hayvanseverlerin yalnızca bu noktalara mama/yiyecek bırakmasıyla desteklenmelidir. Bunun yanı sıra, toplama ve rehabilitasyon süreçlerinde görev alacak personelin hayvan refahı ve güvenliği konularında eğitim alması, sürecin etik ve etkili bir şekilde yönetilmesini sağlayacaktır.”
BELEDİYELERE DOĞRUDAN DEVLET DESTEĞİ SAĞLANMALI
Karabayoğlu, “Barınak kapasitelerinin artırılması, doğal yaşam alanlarının oluşturulması ve popülasyon kontrolü için belediyelere yönelik doğrudan devlet desteği sağlanmalıdır. Güçlü mevzuat, güçlü yapılanma ve güçlü bir bütçe olmadan bu sorun çözülemez. Veteriner hekimlerin, tıbbi gerekçeler dışında ötenazi uygulamaya veya meslek etiğine aykırı işlemler yapmaya zorlanması kabul edilemez. Sahipsiz hayvanların korunması ve güvenli bir şekilde yaşamalarının sağlanması, bireylerden yerel yönetimlere kadar herkesin ortak sorumluluğudur. TVHB olarak tüm odalarımızla birlikte, sahipsiz hayvanların popülasyon kontrolünü sağlayacak bilimsel, etik ve sürdürülebilir çalışmalara tam destek vermeye hazır olduğumuzu kamuoyuna bildiririz” dedi.