TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Fildişi Sahili dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, "Sizin tercihiniz sıfırdan yeni bir anayasa mı yoksa daha önce 64 maddede sağlanan bir mutabakat vardı, onun üstünden devam etmek midir?" sorusuna karşılık Kurtulmuş, "Bu Meclis kurucu meclis değildir, bu Mecliste sıfırdan bir anayasa yapılamaz." şeklindeki söylemleri yanlış ve sakıncalı bulduğunu söyledi.
"MECLİS İSTERSE YENİ ANAYASA YAPAR"
Bu tür söylemleri, "Meclise hakaret ve demokrasiye karşı bir tavır" olarak nitelendiren Kurtulmuş, şunları kaydetti: "Bu Meclis isterse, gerekli çoğunluğu bulursa yeni bir anayasa yapabilir. Bir kere bunu tespit etmemiz lazım. Ama nihayetinde bunun gerçekleşebilmesi bir siyasi ortam meselesi. Yani partiler nasıl yaklaşacak, tartışmalara nasıl katkı verecek? O zaman eğer böyle mükemmel bir çalışma ortaya konulamayacaksa, ideal olan budur, daha doğrusu mükemmele yakın bir anayasa değişikliği teklifinde partiler arasında bir konsensüs oluşamayacaksa, o zaman hangi konularda birtakım zorluklarımızın, sıkıntılarımızın olduğu gündeme getirilir. Her parti kendisince önemli gördüğü noktaları, alanları ortaya koyar, bunların üzerinden tartışma yapılır ve sonuçta bir çoğunluk elde edilirse yani 400 oy bulunursa zaten sorun yok. Ha yeni bir anayasa yaptınız, ha anayasa değişikliği yaptınız fark etmez. Ama bulunamazsa bile Türkiye'yi referanduma götürecek bir oy bulunduğu takdirde partilerin uzlaştığı konular referanduma gider. Ben yöntem bakımından herhangi bir sıkıntı görmüyorum. Her şey gayet açık."
"KİMSE REJİMİ DEĞİŞTİRMEK İSTEMİYOR"
TBMM Başkanı Kurtulmuş, "Yeni anayasa hayal. Olmayacak." şeklindeki söylemler anımsatılarak, değerlendirmesinin sorulması üzerine, "Partilere sorsak, 'Şu andaki sistemin nerelerde tıkandığından şikayet ediyorsunuz?' desek, aşağı yukarı benzer şikayetleri dile getirdiğini göreceğiz. Anayasa yapım meselesinin bir teknik tarafı var, doğru. Ama esas bir de siyasi atmosferle ilgisi var. Anayasa yapmaktan daha önemli olan, o siyasi atmosferi oluşturmaktır. Bu atmosferi oluşturmak için ben Meclis Başkanı olarak katkıda bulunurum ama bütün siyasi partilerin de burada olumlu bir yönelim içinde olması lazım." ifadelerini kullandı. Bu konuda daha önce siyasi partilerle görüştüğü hatırlatılarak, partiler arası bir görüşme olup olamayacağının sorulmasına Kurtulmuş, "Olur tabii… Yöntem belirlenir. Ben işin yönteminin, kolay kısmı olduğu kanaatindeyim. Siyasi atmosferin ve o siyasi atmosferi kuvvetlendirecek niyetin çok daha önemli olduğunu düşünüyorum." karşılığını verdi.
"MESELA MADDELERİ DEĞİŞTİRMEK DEĞİL"
Numan Kurtulmuş, başka bir gazetecinin, "Muhalefetin genel endişesi şu; 'Rejimi değiştirecekler.' Bu konuda değerlendirmeniz ne olur?" şeklindeki sorusunu yanıtlarken, çocukluğundan beri bu söylemi duyduğunu dile getirdi. Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu artık eski Türkiye'nin siyaset tarzı içerisinde kaldı. Kimsenin rejimi değiştirmek gibi bir niyetinin olmadığı açıktır. Bu anlamda Türkiye'deki anayasal sistem içerisinde eksiklerimiz neyse ele alınması lazım. Zaten şimdiye kadar bu anayasanın çok sayıda maddesi değişmiş. Biz de diyoruz ki sadece mesele maddelerini değiştirmek değil, gelin şu anayasanın ruhunu değiştirelim. Ruhu hala orada duruyor. Hala 1960 darbesinin, hala 1980 darbesinin 'Ola ki siviller üzerine bir tahakküm kurarız.' diye anayasanın metinleri içerisine yerleştirdikleri o tuzaklar duruyor. Bunları biliyoruz. Yani bunları da ortadan kaldırmak gerekir. Yoksa ben hiç kimsenin bir rejim değişikliği niyeti içinde olduğunu zannetmiyorum."
"SİSTEMİ TARTIŞMAK ÇOK GERİDE KALMIŞ OLMALI"
Meclis Başkanı Kurtulmuş, başka bir gazetecinin, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi nihai onayı almıştır, o tartışma bitmiştir. Ama Meclisi güçlendirmeli miyiz? Bunu hangi alanlarda yapabiliriz?" şeklindeki sorusu üzerine, Türkiye'de uygulanmakta olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin sabah kalkıp "Hadi bu sisteme geçelim." şeklinde uygulamaya konulmadığına işaret etti. Bu sistemin Anayasa değişikliği ve milletin onayıyla hayata geçtiğini hatırlatan Kurtulmuş, "Milletin isteği doğrultusunda bir anayasa değişikliğiyle kabul edilmiş olan bir sistem değişikliği. Ayrıca bu sistem içerisinde Türkiye, anayasa değişikliği yaptıktan sonra üç kere daha seçim yapmış. Bu seçimlerin hepsini de bu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi içerisinde gerçekleştirmiş. Dolayısıyla bu sistemi, halk oyları, seçimler bakımdan ele aldığımızda bu tartışmanın artık çok geride kalmış olması lazım." diye konuştu.