Antalya Ticaret Borsası (ATB) ocak ayı Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Erdoğan Ekinci başkanlığında üyelerin katılımıyla ATB Toplantı Salonu’nda gerçekleşti. Üyelerin yönetimin bir aylık faaliyetleriyle ilgili bilgilendirildiği Meclis’te ATB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, tarım, ekonomi ve Antalya ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Başkan Ali Çandır, Bolu Kartalkaya’da meydana gelen otel yangınında hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet, ailelerine ve yakınlarına sabır, yaralılara ise acil şifalar dileyerek konuşmasına başladı. 2024 yılının ekonomik göstergeler açısından 2023’ün gerisinde kaldığını belirten Çandır, 2024 yılı için yaklaşık yüzde 3 civarında bir ekonomik büyüme beklendiğini, tarım sektöründe ise genel ekonomiden daha düşük bir büyüme öngördüklerini ifade etti. Üretimdeki bu nispi gerilemelere paralel olarak ihracatta da benzer düşüşler yaşandığını vurguladı.
KAPANAN ŞİRKET SAYISI İKİ KAT ARTTI
Ülke genelinde ihracatın yıllık yüzde 2.1 arttığını kentte ise 1.4 seviyesinde azaldığını ifade eden Çandır, tarım ve gıda ihracatının ülkede yüzde 3.3 artarken, kentte yüzde 2.2 azaldığını söyledi. Çandır, “Kentimizin ihracatının lokomotifi olan yaş meyve ve sebze ihracatı, ülkemizde yüzde 2.4, kentimizde ise yüzde 7.3 azaldı. Ekonomik büyümenin öncü göstergelerinden olan kredi kullanımı hem ülkemizde hem de kentimizde yıllık yüzde 43 civarında bir artış gösterdi. Yani enflasyonun yüzde 45 civarında ilan edildiği bir ortamda aslında kredi büyümesi olmadı. Diğer taraftan, çekle işlem hacmi, ülkemizde yüzde 71, kentimizde ise yüzde 56 arttı. Bu göstergede de reel artış düşük kaldı. Buna karşılık protestolu senet hacmi, ülkemizde yüzde 150, kentimizde ise yüzde 258 artarken, karşılıksız çek hacmi, ülkemizde yüzde 211, kentimizde ise yüzde 196 artış gösterdi. Kurulan ve kapanan şirket sayıları da 2024 yılında hem genel olarak hem de kentimizde, olumsuz değişimler göstermiştir. Ülkemizde kurulan şirket sayısı yüzde 10, kentimizde ise yüzde 21 azaldı. Kapanan şirket sayıları ise ülkemizde yüzde 21, kentimizde ise yüzde 46 arttı” sözlerine yer verdi.
EKONOMİK BEKLENTİLER İYİ YÖNDE
Her yıl olduğu gibi 2024 yılında da üyelerin ekonomik görüş ve beklentilerini dikkate aldıkları bir anket yaptıklarını kaydeden Çandır, “Yıl başında yıl ortasında ve nihayet yıl sonunda gerçekleştirdiğimiz bu anketleri sizlerle paylaşmıştık. Yıl sonu anketimizin detaylı sonuçlarını ayrıca değerlendirebiliriz. Ancak, öncelikle bu 3 anketin özetini sizlerle paylaşmak istiyorum. Yılbaşında yaptığımız ankette doların yıllık ilan edilen enflasyon kadar olacağını tahmin edenlerin oranı yüzde 20 düzeyindeyken, yıl sonunda bu oran yüzde 1’e geriledi. Doların enflasyondan yüksek artacağını tahmin edenlerimizin oranı yüzde 53 iken yıl sonunda yüzde 6’ya düştü. Doların enflasyondan düşük artacağını tahmin edenlerin oranı, yıl başında yüzde 27 iken, yıl sonunda yüzde 31’e yükseldi. 2024 yılı için yaptığımız ankette ekonominin 2023 yılına göre daha zor geçeceğini tahmin edenlerin oranı yüzde 65 iken, 2025 yılı için yaptığımız ankette ekonomin 2024 yılına göre daha zor geçeceğini tahmin edenlerin oranı yüzde 55’e geriledi. Yani, 2025 yılına yönelik ekonomik beklentilerimiz, 2024 yılına göre nispi olarak daha olumlu bir düzeyde oldu. Ticaretimizle ilgili miktar ve parasal beklentilerimizde de benzer bir nispi iyileşme öngörüldü” ifadelerine yer verdi.
MALİYETLER CAN YAKTI
Başkan Çandır, yıl başında ve ortasında, borçların enflasyondan daha az artacağını tahmin edenlerin oranının yüzde 20 iken yıl sonunda bu oran yüzde 9’a gerilediğini sözlerine ekledi. 2025 yılı için tahminlerin detayına bakıldığında genel ekonomik beklentideki nispi iyimserlik bazı kalemler görüldüğünü belirten Çandır, “Örneğin, stokların enflasyondan az artacağını tahmin edenlerin oranı yüzde 62 oldu. 2024 yılında ise bu oran yaklaşık yüzde 25 idi. Maliyetler konusunda da benzer bir eğilim görüldü. 2025 yılı için maliyet artışının ilan edilen enflasyondan fazla olacağını tahmin edenlerin oranı yüzde 62 oldu. 2024 yılı için bu oran yüzde 32 idi. Borçlar konusunda ise, enflasyondan yüksek olacağını tahmin edenlerin oranı yüzde 43 oldu. 2024 yılında bu oran yüzde 25 idi. Kredilerdeki artışın da enflasyonun üzerinde olacağını tahmin edenlerin oranı yüzde 34 oldu. 2024 yılında bu oran yüzde 15 idi. Yani kısaca, 2025 yılında maliyetlerin, borçların ve kredilerin hızlı artacağını büyük ölçüde tahmin ediyoruz” dedi.
ENFLASYON İKİNCİ SIRADA
Başkan Çandır, “Ankette sorulan “2024 yılında işinizi aşağıdakilerden hangisi en olumsuz etkiledi?” sorusuna; Ankete katılan üyelerimiz, yüzde 56 ile birinci sırada maliyet artışlarını, yüzde 20 ile ikinci sırada enflasyonu ve yüzde 11 ile üçüncü sırada dolardaki yetersiz artışı ifade ettiler. “Geride bıraktığınız 5 yıllık dönemi göz önünde bulundurarak, sektörünüzün önümüzdeki 5 yıl için en temel problemi ne olur?” Sorusuna ise; Maliyet artışları yüzde 46 ve piyasa belirsizliği yüzde 27 ile en önemli riskler olarak görüldü” açıklamasında bulundu.
HALDE İŞLEM HACMİ DÜŞTÜ
Son 4 yıldır, her ay Antalya halleri aylık domates, sebze ve meyve fiyat ve miktar endekslerini açıkladıklarını kaydeden Çandır, hallerde işlem gören sebze ve meyve miktarlarının her geçen yıl azaldığına dikkat çekti. Çandır, “Bu durum, haldeki piyasa işleyişini olumsuz yönde etkiliyor. Son 10 yılda hallerimizdeki işlem miktarları; domateste yüzde 56, sebzede yüzde 47 ve meyvede ise yüzde 38 azaldı. Böylece 2024 yılında Antalya hallerinde işlem gören; domates miktarı 294 bin tona, sebze miktarı 814 bin tona ve meyve miktarı ise 189 bin tona geriledi. Açıklanan son verilere göre Antalya’nın domates üretimi 2.6 milyon tona, sebze üretimi 5 milyon tona ve meyve üretimi ise 2 milyon tona ulaştı. Yani genel olarak üretimin yüzde 10’u kadar ürün, hallerde işlem gördü. Bu durum, gerçekten piyasa bozucu bir mekanizma yarattı. Çünkü yaş meyve sebze piyasasının, çok hızlı ve etkin işleyişe sahip olması gerekir. Piyasanın etkin işleyişi, toplam miktarın anlamlı yoğunluğunun hallerde işlem görmesiyle gerçekleşebilir” dedi.
DÖVİZ BASKILANMASIN ÇAĞRISI
Merkez bankasının, son iki ayda 5 puanlık bir faiz indirimi ile politika faizini yüzde 45’e çektiğini hatırlatan Çandır, “Bu durum, hepimizin beklentisi dahilindeydi. Ancak uzun süredir ısrarla belirttiğim gibi yaşadığımız enflasyon, talep kaynaklı olmaktan çok arz kaynaklıdır. Yani ciddi bir üretim darboğazından ya da iştahsızlığından geçmekteyiz. Çünkü üretim maliyetleri, talep piyasasını karşılayacak düzeyin üzerinde seyretmektedir. Anketlerde de açıkça gördüğümüz gibi maliyet yapımız ve düzeyimiz, üretim faaliyetleri için açık ara önümüzdeki en büyük engel olarak görülmektedir. Enflasyonda kalıcı düşüş sağlanmak isteniyorsa işin temel çözümü, maliyet yapısını bozucu politikalar uygulamamaktır diye düşünmekteyim. Bunun ilk ve güven verici adımı da kuşkusuz yönetilen ve yönlendirilen fiyatları, yurtiçi üretici fiyatlarının altında tutmaktır. Diğer bir temel politika uygulaması da veri ve bilgi paylaşımının daha şeffaflaşmasını sağlamaktır. Döviz fiyatlarının manşet enflasyonun altında bırakılma çabası da ileriye yönelik ciddi bir baskı unsuru oluşturmaktadır. Bu baskı, üretici kesimde endişe yaratmakta ve belirsizliği gereksiz yere artırmaktadır. Türk Lirasının gerçekçi ve sürdürülebilir olmayan değerlenmesi, bir taraftan ihracatçımızı çıkmaza sürüklerken diğer taraftan da yurtiçi üretimi motive etmek yerine ithalatı motive etmektedir” ifadelerine yer verdi.