Sokak köpekleri sorunu aslında 1800’lü yıllara kadar uzanan ciddi bir sorundu. Osmanlı döneminde başkent İstanbul’da insanlar ile iç içe yaşayan sokak köpekleri belli bir süre sonra sorun haline gelmeye başladı. Nüfusluları iyice artan sokak köpekleri bir gemiye bindirilerek Sivriada’ya sürgün edildi. Bu adada aç ve susuz kalan sokak köpeklerin acı dolu hikayesini derledik...
SOKAK KÖPEKLERİ SORUNU OSMANLI’YA DAYANIYOR
Son günlerin en önemli gündem konusu olan sokak köpekleri sadece bugün değil 1800’lü yılların Osmanlı’sında da bir sorundu. II.Mahmut döneminde Osmanlı’nın başkenti olan İstanbul’da sokak köpekleri ciddi bir sorun haline gelmişti. O zamanlar günümüzde olduğu gibi sokak köpekleri sokakta halk ile iç içe yaşıyordu. Bu yüzden sokak köpeklerinin sayısı her geçen gün daha da arttı. Bunun önünü almak isteyen Padişah II. Mahmut ise köpekleri sürgün etmeyi teklif etti. Fakat köpeklerini çok seven halk buna tepki gösterince padişah geri adım attı ve sokak köpeklerine dokunulmadı. Hatta o dönem de bir İngiliz sokakta gezerken, başıboş sokak köpekleri tarafından ısırıldığı için İngiltere, Osmanlı Devletine ültimatom gönderdi.
SOKAK KÖPEKLERİ SİVRİADA’YA SÜRGÜN EDİLDİ
Zaman geçtikçe sokak köpekleri sorunu başkentte büyük bir sorun haline geldi. Bu sorunu çözmek için ise radikal adımlar atılması gerekti. İstanbul’da bulunan 80 bin köpek son anda çıkan bir emir ile toplatıldı. Toplatılan sokak köpekleri bir gemiye bindirilerek bugünkü adı Sivriada'ya götürüldü. Köpeklerin acı sonunda sonra adanın adı Hayırsız Ada olarak değiştirildi. Bir hikayeye göre Osmanlı devleti sokak köpeklerini Fransa’ya gönderecekti. Osmanlı Devleti’nde halk ile iç içe yaşayan bu sokak köpekleri Avrupa’da parfüm ve kozmetik sanayisi için katlediliyordu. Bu yüzden Fransa Osmanlı Devleti’yle bir antlaşma yaptı. Bu antlaşmaya göre Osmanlı devleti kentte topladığı bütün sokak köpeklerini Fransa’ya verecekti ve karşılığında Fransa, köpek başına ödeme yapacaktı.
80 BİN SOKAK KÖPEĞİ MAHSUR KALDI
Bu yüzden kente apar topar toplatılan sokak köpekleri Fransa’dan haber gelene kadar beklemesi için Sivriada'ya nakledildi yani Hayırsız Ada’ya. Fakat Fransa antlaşmayı iptal etti. Bu ani olay sonrasu Osmanlı Devleti bir anda küçük bir ada da 80 bin köpek ile baş başa kaldı. Bu durum karşısında Osmanlı, Fransa’ya köpekleri bedava bile vermeyi teklif etti ama Fransa bunu kabul etmedi. Ada da mahsur kalan 80 bin köpeğe Osmanlı Devleti bir süre baksa da belli bir yerden sonra o da vazgeçti ve köpekler burada kaderlerine bırakıldı.
AÇ SUSUZ KALAN KÖPEKLER BİRBİRLERİNİ PARÇALADI
Hayırsız Ada’ya bırakılan tam 80 bin köpek, burada aç susuz kaderlerine mahkum edildi. İlk zamanlar yerli halk adaya gelip köpeklere bakmaya çalışsa da belli bir yerden sonra onlarda vazgeçti ve en sonunda aç kalan köpekler birbirlerini parçaladı. Birbirlerini katleden köpeklerin sesileri ta 11 kilometre uzakta olan İstanbul’dan bile duyuldu. O ürkütücü sesleri duyan vatandaşlar geceleri sesten dolayı uyuyamadığı ve ölen köpeklerin kokusunda dolayı deniz giremedikleri söylenir. Hatta sahilde evi olan vatandaşların kokudan ve seslerden dolayı evlerini terk ettikleri iddia edilir.