İstanbul'da, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç elde ettikleri öne sürülen olayda 47 şüpheli göz altına alınması ile gündüme gelen 'Yenidoğan' çetesine yönelik tepkiler sürüyor. Sol Parti Antalya İl Örgütü, Attalos Meydanı'nda basın açıklaması yaptı.

"SKANDAL BUNUNLA SINIRLI DEĞİL!"

İl Başkanı Aysel Aydın, “AKP’nin Sağlıkta Dönüşüm Programı bir kez daha çöktü: Sağlıkta piyasalaşma bu kez de yenidoğan yoğun bakım servislerinde felakete yol açtı. Yenidoğan çetesi buzdağının görünen en vahşi yüzüdür” ifadelerini kullandı. Sağlıkta yaşanan bu skandala karşı Aydın, “İddia ediyoruz ki bununla da sınırlı değildir. Bir ülkenin gelişmişlik düzeyi iktisadi verilerle değil bebek ölüm hızıyla ölçülür. Sağlıkta en temel kriterlerden biri budur. Bu münferit bir olay olarak görülemez, bir grup kötü insanın bir araya gelip oluşturduğu bir organizasyon değildir. Bu bir bütün sağlığı piyasanın vahşi koşullarına terk eden, AKP’nin 2003 yılında uygulamaya koyduğu sağlıkta dönüşüm programının ve özelleştirmelerin sonucudur” dedi. 

KAR HIRSIYLA HAREKET ETTİLER

“AKP’nin sağlıkta dönüşüm programıyla; Sosyal Güvenlik Kurumu, Genel sağlık sigortası finansman modeli ile özel sağlık sektöründen hizmet satın almaya başlamıştır. Zorunlu olarak Genel Sağlık Sigortalı olan tüm yurttaşlardan oluşan müşteri havuzunu da sermayenin kar hırsına sunmuştur” diye konuşan Aydın açıklamalarını şu şekilde sürdürdü:

“Bir yandan SGK eliyle özel sektöre kaynak aktarılırken; kontrolsüz ve ölçüsüz alınan ilave ücret ile de vatandaş yolunacak kaz olarak görülmüştür. Sağlıkta yıkım olarak gördüğümüz bu programın özeti; hastaneleri ticarethane, hastaları müşteri, çalışanları köle olarak görmesidir. Yoğun bakım ve acil sağlık hizmetleri sağlık sisteminin en hassas bölümüdür. Sağlık ticarete konu edilemeyeceği gibi; yoğun bakım ve acil sağlık hizmetlerinin ise hiçbir şekilde kamu hizmeti niteliğini yitirmemesi gerekmektedir. Bugün ülkede mevcut yoğun bakım yataklarının yarıya yakını özel sağlık sektörünün kontrolündedir ve SGK bu hizmeti özel sektörden satın almaktadır. 112 sistemi ile ihtiyaç duyan hastalar buralara yönlendirilmektedir. Özellikle yenidoğan yoğun bakım yatak sayısı da Özel hastanelerde kamu hastanelerinin yaklaşık iki katıdır. Sermayenin zor, masraflı ve nitelikli emek gerektiren yenidoğan yoğun bakım servisi kurma iştahı nereden kaynaklanmaktadır?  Yanıtını maalesef bu vahşi olay tüm açıklığıyla gözler önüne sermiştir."

"YOĞUN BAKIMLAR DENETLENMİYOR"

Özel hastanede bulunan yoğun bakım hizmetlerinin yeterinde denetlenmediğine dikkat çeken Aydın şöyle konuştu: "Yoğun bakım hizmetleri, özel sektörde taşeron eliyle, ölçüsüz bir sağlık emek gücü sömürüsü ile verilmekte, verilen hizmet ise Sağlık Bakanlığı ve SGK tarafından yeterince denetlenmemektedir. Sistemin açıkları bulunarak kamu kaynağı sonuna kadar sömürülmekte, ayrıca çaresiz olan vatandaşın cebine de göz dikilmektedir. Sağlıkta ve hele yoğun bakım da taşeron olmaz. Sağlık ticarete konu edilemez, sermaye’nin kar hırsına terk edilemez. Facianın kamuoyuna yansımasıyla beraber, Sağlık bakanı kendi kabahatini gizlemek için gazetecilere yüklenmiştir. Hâlbuki yenidoğan çetesi, Sağlık Bakanının İstanbul il sağlık müdürü olduğu dönem boyunca faaliyetini yürütmeye devam etmiştir”
 

Muhabir: BÜLENT ÖNER