SES Antalya Şube Eş Başkanı Dr. Kaan Taşer, “Kuruluş yıldönümümüzde üyelerimiz sağlık ve sağlık sosyal hizmet emekçileri ile eğlenceli kutlamalar yapmak isterdik. Ancak eğlenmek yerine bizlere yine mücadele düşüyor. Bu nedenle bugün iş bırakıp iş yerleri önünde, alanlarda, meydanlarda SES’imizi yükseltiyoruz” diye konuştu.

SAĞLIK HİZMETLERİ METAYA DÖNÜŞTÜ

Sağlık emekçileri ve halkın sağlık alanı ile ilgili yaşadığı sorunların temelinde uygulamaya konulan “sağlıkta dönüşüm” programlarının yattığını vurgulayan Kaan Taşer,

“Devrim diye nitelendirilen; eczane kuyruklarını, muayene kuyruklarını bitirdik diye övündükleri sistemde sanal kuyruklarda muayene sırası için aylarca bekliyoruz. Çeşitli görüntüleme gibi tetkikler için aylarca bekliyoruz. Birçok ilaca erişim yok. Katkı, katılım payı, ilave ücretler gibi birçok kalemde verdiğimiz vergiler dışında ekstra ücretler ödüyoruz. Artık sağlık hizmetleri alınır satılır bir metaya dönüşmüş durumda. Sağlık hizmetleri kamusal ve ücretsiz niteliğini yitirmiş artı değer yaratılan, kâr edilen alan konuma getirilmiştir” dedi.  

ANGARYA DAYATILIYOR

Hizmeti üreten sağlık emekçilerine kışkırtılan sağlık talebi ve personel yetersizliği nedeniyle uzun çalışma süreleri, angarya çalışma dayatıldığını belirten Kaan Taşer,

 “Döner sermaye, performans, teşvik, taban gibi ücret rejimine yapılan müdahaleler ile temel ücretlerimizin yıllar içinde düşürüldüğü, gelirlerimizi arttırmak için fazla mesai ve sürekli nöbet tutmak zorunda bırakıldığımız bir dönemi yaşıyoruz. Almış olduğumuz ücretlerin yarısından fazlası emekliliğe yansımadığı için de mezarda emeklilik dayatmasıyla karşı karşıyayız. Sağlık emekçileri büyükşehirlerden, tatil bölgelerinden başka yerlere tayin çıkarmak için torpil arayışına girmek zorunda kalmıştır.  Çünkü buralarda kiralarını dahi ödeyecek durumları ortadan kalkmıştır. Birkaç kişi aynı evi paylaşmak zorunda kalmakta. Güvencesizlikten, geleceksizlikten kaygılanan sağlık emekçileri yurt dışına gitmek için çaba içine girmişlerdir” ifadelerini kullandı.  

ŞİDDET ‘ KÜLTÜR’ HALİNE GELDİ

Sağlık emekçilerinin kanayan yarası şiddetin artarak devam ettiğini belirten Kaan Taşer, şöyle devam etti:

“’Dönüşüm’ öncesi hastanelerde sadece bir polis memuru adli işleri takip etmek için bulunurdu ve bu kadar şiddet yoktu. Bugün her hastanede yüzlerce güvenlik görevlisi var fakat sağlık emekçilerine yönelik şiddet artarak devam ediyor. Biz artan şiddetin sebebinin bu sağlık sistemi olduğunu biliyoruz. Yine yöneticilerin mesleklerimizi değersizleştiren yaklaşımları, halka karşı halkın bir parçası olan bizleri kötüleme yaklaşımları şiddetin artmasındaki en büyük nedenler arasında. Tek başına bu da değil, siyasilerin toplumda yarattığı kutuplaşma, gittikçe otoriterleşen yönetim biçimi ile ‘kültür’ haline gelen şiddetin de etkisi var. Bu nedenle biz şiddet üretmeyen bir sağlık sistemi inşa etmek zorundayız. Aynı zamanda demokratik bir ülke yaratma mücadelemizi de yükseltmek zorundayız. SES’in sağlıkta şiddete yaklaşımını diğerlerinden ayıran en büyük özellik güvenlik politikaları ekseninde yaklaşmak değil; iş yerlerinden, toplumun tüm hücrelerine ve bütün bir ülkeye demokratik, şiddetsiz yaşanılır bir sistem yaratma mücadelesidir.”

SÖZLEŞME TALEPLERİ

SES’in kuruluş yıldönümü olan 1 Ağustos’ta mücadeleyi büyütmek ve SES’in taleplerini bir kez daha dile getirmek için iş bıraktıklarını, konfederasyonları KESK tarafından 10 Ağustos 2023 tarihinde TİS kapsamında yapılacak iş bırakma kararına katkı koyacaklarını bildiren Kaan Taşer, SES’in toplu iş sözleşmesinde öne süreceği temel talepler konusunda şunları söyledi:

  • Performans, ek ödeme, taban, teşvik değil, tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyan temel ücret istiyoruz. Bunun üzerine yapılan işin niteliği ve riski, eğitim durumu, hizmet yılı gibi kriterler eklenerek giydirilmiş ücretler belirlensin.
  • Grevli toplu sözleşmeli, özgür pazarlık hakkı içeren sendika yasası çıkarılsın.
  • Sağlık hizmetleri ağır ve tehlikeli işler kapsamındadır. Fiili hizmet süresi (yıpranma payı) yıllık 90 gün üzerinden tam olarak tüm emekçilere ödensin ve geçmiş yılları da kapsasın.
  • Nöbet, icap ve fazla çalışma ücretleri iki kat arttırılsın.
  • Sağlık alanında çalışan tüm emekçiler “sağlık hizmetleri sınıfı”na alınsın.
  • Üniversite hastanelerinde de çalışanlara tayin hakkı verilsin.
  • Sağlık emekçilerine yönelik şiddetin son bulması için “şiddet üreten sağlık sistemi” değişsin. Halk ve emekçiler yararına yeni bir sağlık sisteminin inşası için işkolu emekçileri ve halkın örgütlü yapılarının, hizmetin planlanmasından sunulmasına kadar karar alma mercilerinde yer alacağı mekanizmalar oluşturulsun.
  • Sağlık ve sosyal hizmetler alanında OECD ortalamasında kadrolu güvenceli personel istihdam edilerek, sözleşmeli tüm çalışanlar 657 4/a kapsamına alınsın.
  • Kamu sağlık hizmeti verilen ASM’lerde her türlü giderler devlet tarafından karşılansın.
  • Covid-19 gibi meslekle ilgili hastalıklar, illiyet bağı aranmadan sağlık kurumlarında çalışan tüm personel için meslek hastalığı sayılsın.
  • Haklarında kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan ihraç sağlık ve sosyal hizmet emekçileri derhal göreve başlatılsın.
  • Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü personelinin özlük, mali ve sosyal haklarını, bir an önce Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğündeki emsali personellere eşitleyin, geçmiş hak kayıplarını acilen telafi edilsin. Sağlık Bakanlığı’nın diğer tüm personellerine sağlanan imkan ve haklardan aynı ve eşit derecede yararlandırılsın.
  • Muayene, tedavide ve ilaçta hiçbir ad altında;  katkı, katılım payı, ilave ücret alınmasın. Sağlık hizmetleri ücretsiz olsun.    

 

 

Muhabir: BÜLENT ÖNER