Sebze ve meyve cenneti Antalya’da 1 ay önce halde fiyatı 55 TL’ye kadar yükselen domatesin çiftçiden çıkış fiyatı 26 TL’ye kadar düştü. Buna rağmen pazar ve marketlerde domatesin 50 TL’den satıldığı görüldü. Üretici ile tüketici arasındaki uçurumdan hem üreticilerin hem de tüketicilerin zarar ettiğini ifade eden Antalya Toptancı Hal Yaş Sebze ve Meyve Komisyoncuları Derneği Başkanı Nevzat Akçan, çiftçinin tükenme aşamasına geldiğini belirtti.
FİYAT UÇURUMU HEM TÜKETİCİYİ HEM DE ÜRETİCİYİ ZORLUYOR
Antalya’da her kış domates fiyatlarında üretici ile tüketici arasında yaşanan fiyat dalgalanması tekrar gündeme geldi. Çiftçiden 2 hafta önce 55 TL’den alınan domates fiyatları 26 TL’ye kadar düştü. Bu düşüşe rağmen pazar ve market fiyatları aynı seviyede kalmaya devam etti. Antalya Büyükşehir Belediyesi Antalya Toptancı Hal Yaş Sebze ve Meyve halinde ürteticiden 26 TL’ye alınan domates, halin hemen yakınındaki pazarlarda 40-45, marketlerde ise 50-55 TL’den satıldı. Üretici ile tüketici arasındaki uçurumdan hem üreticiler hem de tüketiciler zarar ediyor. Fiyatların pahalı olmasından dolayı ürün tüketiminin az olduğunu ve üreticinin zarar ettiğini ifade eden Aksu Tüketici Birliği Başkanı Turan Şahin, “Her yıl bunu tartışıyoruz. Çiftçiden çıkış 26 TL hemen 1 kilometre ileride markette 60 TL! Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Bizim girdi maliyetlerimiz çok arttı. 60 TL’ye domates satanlar girdi maliyetlerini koyarak satıyor. Bizim 26 TL domatesin 15 TL’si maliyet” dedi.
TÜKENMEK ÜZEREYİZ
Antalya Toptancı Hal Yaş Sebze ve Meyve Komisyoncuları Derneği Başkanı Nevzat Akçan, kendisinin de çiftçi olduğunu kaydederek fiyat farkından rahatsızlık duyduğunu ifade etti. Antalya Körfez gazetesi muhabiri Ertuğrul Gün'ün haberine göre, 15 yıl önce çiftçinin batması gibi bir durumun olmadığını ifade eden Akcan, “Bizdeki hata sıkıntı hiçbir zaman üretim enflasyonunu hesaplamıyoruz. Sadece tüketim hesapları yapılıyor. Biz ne yapıyoruz? Sürekli cebimizden yiyoruz. Yolun sonuna geldik. Tükenmek üzereyiz. Maliyetlerimiz arttı. Bu kazançlarla her yıl topraktan seralarımızdan kaçmak zorundayız” dedi.
ÇÖPE DÖKTÜK
10 dönüm kapalı alanı olan çiftçilerinin çocuklarının asgari ücretle belediyede işe girmek için sıraya girdiğini ifade eden Akcan, “Belediye başkanlarının da Allah yardımcısı olsun. Çocuğunu belediyede işe katmak istiyor. Neden? Para kazanamıyor. Çiftçimiz üretim maliyetlerinin altında eziliyor. Bugün bir dönüm alanın üretim maliyeti 150 bin TL. Domateste bu sene geçen seneki fiyatlara göre biraz yüksekten başladık. Salatalığı, kabağı ne yaptık arkadaşlar? Çöpe döktük. Ben domatesin 60 TL olmasını da 20 TL olmasını da istemiyorum” sözlerine yer verdi.
İHRACAT ENGELLENİYOR
İhracatın engellendiğini ifade eden Akcan, “Üretim maliyetlerinin öncelikle olarak engellenmesi gerekir. Ben bu sektörün içindeyim kardeşim. Ne yapacağız? Peki nasıl yapacağız? Biz ihracatımızın önünü sınırsız açacağız. Alım gücü bitti. Sebze pahalı değil. Asgari ücretli, maaşlı insanlar bir şey yapamaz hale geldi. Biz üç dönüm serayla büyüdük, gittik. Üç dönüm seradan biz güzel paralar kazandık. Otuz sene önce, yirmi beş sene önce. Bizim sektörümüz dayanaklı tüketim malı değil ki. Bugün domatesi sen depoya koyup da üç gün beş gün bekletme şansın yok. Onun için bizde üretim hesaplama şansımız yok. Kapıkule'de 50-60 kilometre sebze meyve tırı beklediği söyleniyor. İhracat yapanlar da mağdur oldu. Çiftçi, komisyoncu, ihracatçı, tüccar hiç kimse rahat para kazanmıyor” açıklamasına yer verdi.
ALIM GÜCÜ ÇOK DÜŞTÜ
Hem vatandaşın hem de üreticilerin mutlu olması gerektiğini ifade eden Akcan, “Birisinin mutsuz olması sektörde zinciri bozuyor. Biz 3 ay boyunca müfettiş ağırladık. Bu sektörün üretimden pazara kadar her aşamasında sıkıntı var. Aile çiftçisi kendi çabasıyla bu sektör ayakta duruyor. Tarım elimizden uçup gitmesin. Hal piyasasında taban fiyat mümkün değil. Üretim planlaması yok. 2012’de çıkan kanundan dolayı her şey kayıt dışına çıktı. Hallerden veriler net alınmalıdır. Arz talep dengesinden dolayı fiyat dengesi sağlanamıyor. Vatandaşlarımızın alım gücü çok düştü. Salça yasağı ile ekonomi düzelmez. Biz bırakın da salçayı dünyaya satalım. Bir tarafta tüketici ürün tüketemiyor, bir tarafta da üretici üretemiyor. Bunun suçlusu biz değiliz. Bu maliyetlerin artmasının bir sonucudur. İstanbul’a giden 1 kilo domatesin sadece 10 TL masrafı var. Pazardaki vatandaşların alım gücü düştü. Pazardaki ürün pahalılığını tartışıyoruz, kolanın 60 TL olmasını kimse konuşmuyor. Bu ülkeye bir sürü gıda ithal ediliyor, bunlar da konuşulmuyor. Asıl gündemin bunlar olması gerekir. Bırakalım çiftçimiz kazansın” dedi.
ÇİFTÇİ DE İNANMIYOR
Aksu ilçesinde üretim yapan Gülay Çakır ise, “Bizim ürettiğimiz ürünlerden biz değil aracılar kazanıyor. Domatesin bizden çıkışı şuan 22-26 TL arasında değişiyor. Pazara markete gidince fiyat farklarına ben de inanmakta zorlanıyorum. Acaba dışarıdan mı geliyor diye soru sormak zorunda kalıyorum. Bizim girdilerimiz çok arttı. Biz neden Pazar ve marketler kadar kazanamıyoruz” dedi.