Teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın yaptığı çağrı ülke gündemine oturdu. Öcalan, terör örgütü P*K’’nın kendisini feshetmesini istedi. Böylece yeni sürecin kapısı aralanmış oldu. Bugün terör örgütüne silah bırakma çağrısı yapan Abdullah Öcalan 1999 yılında müthiş bir operasyonla yakalanmıştı. Abdullah Öcalan’la ilgili merak edilenleri sizler için derledik. 

P?K NASIL KURULDU? 

Terörist başı Abdullah Öcalan, 1949 yılında Şanlıurfa'nın Halfeti ilçesine bağlı Ömerli Köyü'nde doğdu.  1978 yılından P*K yani Türkçe açılımıyla Kürdistan İşçi Partisi, 1978'de Diyarbakır'ın Lice ilçesi Fis köyünde kuruldu. Öcalan, bu terör grubun lideri olarak seçildi. Örgütün ilk dönemlerinde suikast eylemleri önemli yer tuttu. P*K'nın ilk ses getiren silahlı eylemi, 1979'da Bucak aşiretinin eski liderlerinden, dönemin Adalet Partisi milletvekili Mehmet Celal Bucak'a saldırmak oldu. Örgüt bu dönemde ayrıca bölgede faaliyet gösteren rakip Kürt örgütleri ve Türk solundaki örgütlerle de çatışmalar yaşadı.

IRAK’A YAYILDILAR 

1970'lerin sonu ve 1980'lerin ilk aylarında Öcalan'ın örgüt içindeki pozisyonu tartışılmaz bir konuma geldi. Ardından 1979 yılında Öcalan, kaçak yollarla Suriye'ye gitti. Filistinli örgütlerin de yardımıyla, Lübnan'daki Bekaa Vadisi'nde P*K'lıların eğitimi için bir kamp kuruldu ve ter*ristler burada eğitilmeye başladı.  1990'da Körfez Savaşı'nın ardından Kuzey Irak'ta gerçekleşen otorite boşluğu ve PKK'nın daha iyi silahlanması, Öcalan'ın hem silahlı hem de siyasi stratejisini değiştirmesine sebep oldu. Öcalan bu dönemde vur-kaç saldırıların yerine "hareketli savaş" olarak adlandırdığı ve daha kalabalık silahlı güçler ile yapılan saldırıları tercih etmeye başladı. P*K, 15 Ağustos 1984'te Siirt'in Eruh ve Hakkari'nin Şemdinli ilçelerinde gerçekleştirdiği saldırılarla, güvenlik güçlerine yönelik yoğun saldırılara başladı. Dönemin başbakanı rahmetlik Turgut Özal, saldırıyı düzenleyenler için "üç beş çapulcu", "üç buçuk eşkıya" tabirlerini kullandı. Turgut Özal bu konuyu ciddiye almasa da çatışmaların yoğunlaştığı ve her şeyin başladığı dönem bu oldu. 

Irak Suriye

SURİYE KRİZİ 

Öcalan’ın Suriye’de bulunması iki ülke arasından ciddi bir krize neden oldu. Türkiye, Suriye’ye hükümetine sert baskılar kuruyor ve terörist Öcalan’ın kendilerine teslim edilmesini istiyordu. Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Ateş'in 16 Eylül 1998'de Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde Hudut Bölük Komutanlığını ziyareti sırasında söylediği, "Bazı komşularımız bizim iyi niyetimizi, gösterdiğimiz yakınlığı yanlış değerlendirmişlerdir. Apo denilen eşkıyayı kendi ülkelerinde barındırıp, onu destekleyerek, Türkiye'yi terör belasına bulaştırmışlardır. Türk milleti artık bu konuda göstereceği iyi niyetin sonuna gelmiştir. Sabrımız tükenmek üzeredir. Sabrımızı taşırmasınlar" sözler ortalığın daha da gerilmesine neden oldu.

İKİ ÜLKE SAVAŞ DURUMUNA GELDİ 

Orgeneral Atilla Ateş'in ardından bir açıklama da dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'den geldi. Demirel TBMM kürsüsünde yaptığı konuşmada Suriye için sert ifadeler kullanarak, "Tüm uyarılarımıza ve barışçı açılımlarımıza rağmen hasmane tutumundan vazgeçmeyen Suriye'ye karşı mukabelede bulunma hakkımızı saklı tuttuğumuzu ve sabrımızın taşmak üzere olduğunu bir kere daha dünyaya ilan ediyorum” dedi. Bu sözler iki ülkeyi savaş durumuna kadar getirdi. 

Bedelli Askerlik 2

YUNANİSTAN KABUL ETMEDİ

Türkiye, bu dönemde Suriye’ye ağır yaptırımlarda uyguladı. Fırat ve Dicle nehirlerinin debisini azaltarak Suriye'ye giden su oranını azaltıldı ve ardından Türkiye Suriye’ye nota verdi. İki ülkenin savaş durumuna gelmesi karşısında dönemin Suriye Başkan Hafız Esed daha fazla dayanmadı ve Öcalan’ı sınır dışı etti. Suriye’den kovulan Öcalan önce Yunanistan’a gitti. Fakat o dönem Yunanistan ve Türkiye arasında çokça yaşanan siyasi gerginlikten dolayı Yunanistan Öcalan’a, ‘17.00'ye kadar kalabilirsiniz" dedi. Yunanistan’ın o dönem Dışişleri Bakanı Theodoros Pangalos, Öcalan’ın kendilerine sığınma başvurusunu neden reddettiğini, “Onlara dedim ki’ Öcalan istediği yere gidebilir ama dünyada gidemeyeceği tek yer varsa o da Yunanistan.’ Çünkü Yunanistan’ın Türkiye ile kapanmamış defterleri vardı.  Bir de bunu ekleyemezdi bu yüzden de bu mümkün değildi” sözleri ile anlattı.

İTALYA’YA KAÇTI  

İltica talebi kabul edilmeyen Öcalan, kendisine tahsis edilen jetle Rusya'ya geçti. 4 Kasım'da iltica talebinde bulunan Öcalan'ın talebi Rusya Parlamentosunun alt kanadı Duma'da kabul edilse de nihai karar çıkmadı. Rusya’dan da ayrılan Öcalan 12 Kasım tarihinde İtalya’ya gitti. Roma'da sahte pasaport kullandığı iddiasıyla tutuklanan ancak daha sonra serbest bırakılan Öcalan, bir villaya yerleştirildi. Türkiye, İtalya’dan Öcalan’ın kendilerine verilmesini talep etti. Fakat İtalya bunu kabul etmedi. Böylece iki ülke arasında gerginlikler yaşandı. 

ÖCALAN’IN EVİ HAVAYA UÇURULACAKTI 

32.GÜN’ün 28 Şubat Belgeselinde bu dönem şöyle anlatılıyor: Türkiye, Öcalan’ın kaldığı villanın yakınına bir ev kiralandı. Türkiye gözünü karatmıştı ve Öcalan’ın kaldığı evi hava uçuracaklardı. Plan şuydu; komandolar, denizden yaklaşacak ve Öcalan’ın kaldığı ev havaya uçurulacaktı. Son derece riskli bir plandı ve bu öneri Amerika ile paylaşıldı. Amerika’nın ret yanıtı vermesi üzerine operasyon durduruldu. Fakat Amerika Türkiye’nin bu konuda ne kadar ciddi olduğunu görünce Öcalan’ın teslim edilmesine karar verdi. 

ÖCALAN’IN İADESİ

Öcalan 16 Ocak 1999'da yeniden Rusya'ya gitti. Rusya sadece 10 gün izin tanıdı. Bunun üzerine 29 Ocak’ta, özel bir uçakla Yunanistan'a geçen Öcalan, 31 Ocak'ta Belarus veya Hollanda'ya gitmek için harekete geçti. Ancak her iki ülke Öcalan'a iniş izni vermedi. Türkiye bu dönem ağırlığını koymuştu ve hiçbir ülke Türkiye’yi karşısına almak istemiyordu. 1 Şubat'ta geri dönmek zorunda kaldığı Yunanistan'dan yeniden Belarus'a geçmeye çalışan Öcalan, bir kez daha başarısız oldu. Atina’nın ardından Öcalan son durağı olacak olan Kenya’ya geçti. 

ÖCALAN TESLİM EDİLİYOR

Türkiye’nin bu kararlı tutumunun ardından Amerika, Türkiye’ye destek olmaya karar verdi ve Öcalan’ı telsim edeceklerini söyledi. Böylece iki ülke anlaştı ve Öcalan’ın yakalanması için süreç başladı. Operasyonu ise MİT üstelendi. MİT önce 350 bin dolara bir uçak kiraladı. Pilot ekibinin dışında uçakta 6 MİT görevlisi yer aldı ve uçak Antalya’ya geldi. Burada ekip beklemeye başladı. O arada 3 Amerikalı CIA elemanı özel uydu telefonları ile Antalya’ya geldi ve hep birlikte beklemeye başladılar. Gelen direktif şöyleydi, Uçak önce Uganda’ya gitsin. Orada yakıt aldın ardından Aerobiğe gitsin.” Mit denilenleri yaptıktan sonra MİT ekibini olduğu uçak Aerobiğe Havalimanı’na gitti ve burada beklemeye başladı. Böylece 5 saat sürecek bir bekleyiş başladı. 

Abdulla Öcalan Yakalanıyor

SONUNDA YAKALANDI 

Kenyalılar Öcalan’ın Hollanda’ya gitmesi için ikan edildi. Ardından havalimanına gelen Öcalan havalimanına getirildi. Görevliler, “İşte uçağın orada. Şimdi gidip o uçağa binersen yoluna devam edeceksin” dedi. Öcalan’ın uçağa binmesiyle beraber üstüne atılan Mit görevlileri sonunda terörist başını yakalandı.  Operasyonun başarıyla tamamlanmasının ardından dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, sabah konutundan ayrılarak Başbakanlık Resmi Konutu'na geçti. Ecevit, burada Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Rasim Betir, Genelkurmay Harekat Başkanı, Başbakanlık Askeri Danışmanı Korgeneral Yaşar Büyükanıt ve MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun ile bir araya geldi. Bu sırada, Başbakanlık Basın Merkezi aracılığıyla Başbakan Ecevit'in saat 11.00'de basın toplantısı düzenleyeceği duyuruldu.

BAŞBAKAN ECEVİT DUYURDU 

Başbakan Ecevit, Öcalan’ın yakalanışını şu sözlerle duyurdu: "Değerli gazeteci arkadaşlarım, sizlere ve aziz yurttaşlarıma bir haberim var." diye başladı. Ecevit, "Bu sabaha karşı saat 03.00'ten itibaren bölücü terör örgütü PKK'nın başı Abdullah Öcalan Türkiye'dedir. Dünyanın neresinde olsa devletimizin onu ele geçireceğini söylemiştik. Bu devlet sözü yerine getirildi. Şehit analarına verilen söz yerine getirildi. Bütün dünyadan dışlanan Abdullah Öcalan, sonunda kendini Türkiye'nin kucağında buldu. Yaptıklarının ve yaptırdıklarının hesabını, bağımsız Türk adaletine verecektir. Bölücü terörle Türkiye'de bir yere varılamayacağını, devletimizle baş edilemeyeceğini artık herkes anlamalıdır."

Devlet Bahçeli Bülent Ecevit

YENİ BİR DÖNEM BAŞLIYOR 

T*rörist elebaşı Öcalan, 1999'dan bu yana İmralı Adası'ndaki cezaevinde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını çekiyordu. Fakat geçtiğimiz gün her şey değişti.  T*röristbaşı Abdullah Öcalan'ın yıllar sonra görüntüsü ortaya çıktı. DEM Parti’nin yedi kişilik İmralı heyeti Adalet Bakanlığı’nın izniyle dün sabah İmralı’ya gidip terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’la görüştü. Heyet, İmralı’dan döndükten sonra İstanbul’da bir otelde basın toplantısı düzenleyerek Öcalan’ın yazılı mesajını duyurdu. Öcalan, terör örgütü P*K'ya kendini feshetme ve silah bırakma çağrısı yaptı. Böylece yeni bir dönem başlamış oldu. 

Abdullah Öcalan İmralı Heyeti


 

Muhabir: Tahsin CAN ÖNALP