61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali dolayısıyla kentte bulunan Gürler, oyuncu olarak 20 yılı aşan deneyimini, yönetmen olarak da sürdürmeyi hedeflediğini söyledi. Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema Bölümü mezunu olduğunu belirten Gürler, eğitim aldığı alanda kamera arkasında da başarıyı yakalamak istediğini dile getirdi.
"HERKESİN İNANDIĞI BİR ŞEY YAPMAK İSTİYORUM"
Birçok projede yer aldığını, tiyatro ve oyunculuk üzerine gelişen deneyimlerini kamera önünden arkasına geçerek sürdürmek istediğini ifade eden Gürler, "Kariyerinin başında bir yönetmen heyecanıyla her şeye yeniden başlamak istiyorum. Sinema, gönlümde her zaman apayrı bir yerde. Bir hayal kuruyorum. Bir film çekme, yönetmenlik yapma hayalim var. Herkesin inandığı bir şey yapmak istiyorum. Planladığım hikaye ve hikayeler var. Yazma konusunda çok iyi değilim. Bir ekiple bunu yapmayı düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
"KENDİMİZİ YENİLEYEBİLECEĞİMİZ PROJELER GELSE"
Gürler, birçok projede çok farklı karakterleri canlandırdığını, "Korkuyorum Anne" sinema filminde "İpek", Avrupa Yakası dizisinde ise "Fatoş" karakterinin bunlardan sadece ikisi olduğunu anımsatarak "Oyuncular benzerliğe düşmeden farklı karakterleri oynamalı. Keşke hep öyle kendimizi yenileyebileceğimiz farklı farklı rolleri oynayabileceğimiz projeler gelse." dedi.
"KARAKTER SEÇİMİNDE ÖZGÜRÜM"
Kendisinin de karakter tercihlerinde özgür davrandığını belirten Gürler, farklı rollerde yer almanın oyuncuları zenginleştirdiğine işaret etti. Gürler, dijital platformlar için kasım ve aralık aylarında yayınlanacak iki yeni film çektiklerine değinerek, tiyatronun da dışında kalmadığını ifade etti.
"ANTALYA HALKI ÇOK İLGİLİ"
Geleneksel olarak sürdürülen Altın Portakal Festivali'ni çok değerli bulduğunu dile getiren Şenay Gürler, şunları kaydetti: "Festival, Antalya için simge haline gelmiş durumda. Bunu yıllarca devam ettirerek, alternatif sinema yapanlara, ilk filmlerini çekenlere alan tanınması, burada gösterilmesi gerçekten çok değerli. Sinemamız için yeni yönetmenleri keşfetmek, nasıl bir sinema dilleri olduğunu öğrenmek anlamında da çok önemli. Antalya halkı da çok ilgili, gösterimlerde yer bulunmuyor. Bu, çok sevindirici."