Olay, 21 Ağustos'ta öğleden sonra Bağlar ilçesi kırsal Tavşantepe Mahallesi'nde meydana geldi. Kur'an kursuna giden Narin Güran, çıkışta evlerine dönmeyince ailesi kendi imkanlarıyla aradı. Köylülerle yapılan aramadan da sonuç alınamayınca Narin'in babası Arif Güran, aynı gün saat 20.00 sıralarında jandarma karakoluna giderek kızının kayıp olduğunu bildirdi. Bunun üzerine bölgeye Bağlar Jandarma Komutanlığı, Bağlar Asayiş Komando Bölük Komutanlığı, Jandarma Özel Harekat timleri, Jandarma Suç Araştırma Timleri (JASAT), İstihbarat Şube Müdürlüğü, Köpek İz Takip Timi ve Su Altı Arama Kurtarma Timi'nin yanı sıra sağlık, AFAD, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Su Altı Arama ekipleri ile ilçe belediyelerinden de arama kurtarma ekipleri sevk edildi.

ÖZEL EKİPTEN KOORDİNELİ ÇALIŞMA 

Narin'in kaybolduğu saatlerde yoldan geçtiği tespit edilen yaklaşık 150 araç sorgulandı. Mahalledeki evler ve köye giriş yapan araçlarda arama yapıldı. Bugüne kadar toplamda 12 bin 565 araç arandı, 130 kişinin ifadesine başvuruldu, 32 bin 952 kişi kontrol edildi, 7 iz takip köpeği ile 11 bin dönümden fazla alanda arama yapıldı. Narin Güran'ı arama çalışmaları kapsamında Diyarbakır'daki özel ekiple, Ankara'dan gelen özel ekip, koordineli bir şekilde çalışma yürüttü. Ekip, mahallenin içinde ve çevresinde çalışmalarını sürdürüyor. Ekiplerin bugüne kadar yaptığı çalışmalarda mahallenin çevresi 8 kez arandı. Ancak Narin'e dair bir ize rastlanmadı. En son aramalar mahallenin yakınından geçen Eğertutmaz Deresi'nde yoğunlaşmıştı. Buradaki aramalarda da sonuç çıkmadı.

GİZLİ TANIK DETAYI

Sözcü Televizyonu'nun canlı yayınına katılan gazeteci Özlem Gürses, Narin Güran olayıyla ilgili yeni detaylar açıkladı. Narin Güran soruşturmasının 2 önemli detayı ortaya koyduğunu belirten Gürses, "Aşamadığımız bir taşra sosyolojisi var. Bunu aşamıyoruz. Her şeyi biliyorlar ve susuyorlar. Ben köyde herkesin her şeyi bildiğine eminim. Öyle HTS kaydına falan ihtiyaç yok. 2 kişi konuşsa olay çözülecek. Zaten bendeki son bilgi şu... Bir gizli tanığı koruma programına almışlar, bir itirafçıyı. O itirafçı şu anda bir yönlendirme yapıyormuş. Bu kapsamda jandarma ve polis aramaları yeniden başlatmış" dedi.

"ARAÇ KOLTUKLARI SÖKÜLDÜ"

Dere yatağındaki aramaların derinleştirildiğini kaydeden Gürses, "İtirafçının verdiği son bilgilerde kızın orada olabileceğine ilişkin bazı bulgular elde edilmiş. Tutuklanan amcanın aracının koltukları sökülmüş bugün. Bu yeni yapılıyor. Kriminal incelemede bu koltukların altında, kenarında bulunan bütün bulgular, DNA eşleşmesinde yüzde 100 Narin'in DNA'sı ile eşleşmiş. Daha önce böyle parçalı bilgiler vardı" diye konuştu. 

"AHIRDA 380 MERMİ ELE GEÇİRİLDİ"

Narin Güran'ın abisi Enes Güran'a da dikkat çeken Gürses, "Abi ortada yok. Enes diye bir çocuk vardı biliyorsunuz. Askere gitmesi bekleniyordu. Askere gitmedi çocuk, köyde de olmadığı söyleniyor. Bir yere sakladılar ya da bir şey. Bence birincisi bu taşra sosyolojisi. Herkesin bilip hiçbir şey söylememesi. Narin'in babası olduğu söylenen Arif Güran'ın ahırında 380 adet mermi ele geçirildiği söyleniyor. Böyle bir köyde 380 adet mermi nedir? Konu nedir yani? Basına orada ilginç bir yapı olduğuna dair birçok bilgi akıyor" diye konuştu. 

"BU NASIL YAYIN YASAĞI?"

Narin Güran soruşturmasına ilişkin medyaya yansıyan haberleri de değerlendiren Gürses, "Bir başka konu da yayınlar. RTÜK'ün çok kesin bir şekilde yayın yasağı var. Ama bu olay sabahtan akşama tüm kanallarda ön planda ve gazetelerde manşet haline getiriliyor. Bu nasıl bir yayın yasağı ben anlamadım. Bu yayın yasağına bir tek Müge Anlı uydu. Onun dışında herkes bu konuyu haber yapıyor. Bir tuhaflık var bu dosyada" şeklinde konuştu. 

"TÜİK KAYIP ÇOCUK RAKAMLARINI AÇIKLAMIYOR" 

Yaşanan gelişmelere ilişkin, "Türkiye'de çok ciddi bir aile sorunu var" cümlesi ile genelleme yapan Gürses, şunları kaydetti: "Türkiye'de çok büyük bir anne, baba sorunu var. Kimse bana kızmasın. Türkiye'de çok ciddi bir ebeveyn sorunu var. Türkiye'de binlerce çocuk kayboluyor. İstatistikler Fatih Altaylı tarafından yayınlandı. Bu ülkede 1 sene içerisinde 16 bin çocuk kayboluyormuş. Bunlar TÜİK rakamları. Son 8 sene içerisinde bu kayıp çocuklara ilişkin istatistikler, TÜİK tarafından açıklanmıyormuş. Yılda 16 bin çocuk kayboluyorsa günde 45 çocuk kayboluyor demektir. Bu çocukların anneleri, babaları nerede? BU çocukların aileleri nerede? Bu çocuklar dilekçe verip mi doğmuşlar bu hayata. Dünyaya kendileri mi gelmek istemişler, kendi kendilerine mi üremişler? Bu anne ve babalar yaptı bu çocukları değil mi? Bu aileler nerede?"
 

Muhabir: DUYGU TEKİN