Antalya Sanatçılar Derneği ve Cumhuriyet Kadınları Derneği Konyaaltı Şubesi iş birliği ile ‘Cumhuriyetin 100. Yılında Türk Kadın Hakları’ sunumu gerçekleştirildi. Antalya Sanatçılar Derneği’nde (ANSAN) düzenlenen programa yoğun katılım gösterildi.

Sunumu Moderatör olarak Avukat Nusret Gürgöz, konuşmacı olarak da iki ayrı nesilden bir araya gelen iki Cumhuriyet Kadını; Hikmet Özkaya ve Avukat Pelin Özenç gerçekleştirdi.

CUMHURİYETİN 100. YILINDA KADIN HAKLARI NEREDE?

Sunumun takdimini yapan ANSAN Başkanı Cahit Çakçıl, “Yeni yıla pek çok etkinlikle girdi. Bugün de çok önemli bir konuyu ele alacağız. Cumhuriyetin 100. yılında kadın hakları nerede? Kazanımlar tamamlanabilmiş mi? Bu konuda Nusret Gürgöz’e öneride bulunduk. O da bize daha iyi bir sunum gerçekleştireceği düşüncesiyle genç bir avukat olan Pelin arkadaşımızı getirdi” dedi.

ORTAK DEĞERLERİMİZ YOK OLUYOR

Emekli eğitimci, yazar, atık malzemeleri dönüştürerek sanat üreten ve bir Cumhuriyet kadını olarak Cumhuriyet Kadınları Derneği Konyaaltı Şubesi’nde Cumhuriyet değerlerini korumak için çaba gösteren Hikmet Özkaya; Cumhuriyet kazanımlarından, Atatürk İlkeleri ışığında Türk kadınının elde ettiği haklardan bahsetti. Günümüz toplumunda Cumhuriyet için endişe verici uygulamaları aktarırken en çok da dilimizin, Türkçemizin ortak değerlerimizin bozulmasından endişe duyduğunu dile getirdi. Hikmet Özkaya, sunumunu ‘Cumhuriyetimizi korumak için bizler ne yapmalıyız?’ sorusuyla bitirdi.

MÜCADELE DOLU BİR TARİH

Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu üyesi olarak pek çok kadınla, cinsiyet ayrımcılığıyla ilgili davada görev alan Antalya Barosu Avukatlarından Pelin Özenç ise bir sunumla Türk kadınının haklarını almak için 100 yıldan fazla bir süredir mücadele verdiğini, Osmanlı döneminde de kadınların bu konuda çok çalışıp, mücadele ederek bazı hakları ancak alabildiklerini aktardı.

OSMANLI’DA KADIN HAKLARI MÜCADELESİ

"Türkiye’deki Kadın Haklarının 100 yıldır ilerleyişinin öncülerinin, bir yüzyıl önceki kadınlara dayandığından konuşmamda önceliği Osmanlı feministlerine vermek istiyorum’’ diyen Özenç, şöyle devam etti;

"Osmanlı Devleti kadının sosyal yaşamdaki yerinden, bunu icra ederken neler yapıp yapamayacağına, ne giyeceklerine, nasıl seyahat edeceklerine, kimlerle iletişime geçeceklerine, giysilerinin hangi renk olacağına kadar kadar katı kurallar getirmişti. Bu kurallar yalnızca Müslüman kadınları değil, gayri müslim kadınları da kapsıyordu. Örneğin gayri müslim kadınların yeşil giymeleri kesinlikle yasakken, yalnızca açık renkli kıyafet tercih etmek zorundaydılar. Ermeni kadınlar kırmızı, Rumlar siyah, Museviler mavi, Müslüman kadınlar ise sarı ayakkabı giymek zorundaydı. Kadınların kıyafetlerinin
renklerle belirlenmesinin yanında Müslüman kadınlar peçe takmak zorundaydı. Hatta besteci Leyla Sas, "Hicabım halimi anlatmama mâni oluyor" güftesini besteliyor. Yazar Mükerrem Belkıs ise "Şimdi kıyafetimizde bir şey var, o da dünya ile yüzümüz arasındaki perde" diyerek yazılarına bunu konu ediyor."

ZAFİYETLER AKTARILDI

Tüm bu örneklerle Osmanlı’da başlayan kadın hareketi ve bu hareketin öncülerini anlatan Özenç, günümüze gelene kadar Cumhuriyet öncesi ve Cumhuriyetin kuruluş yıllarında kadınların verdikleri mücadelelerden, Nezihe Muhittin’in ilk parti için çalışmalarından Sabah ve İkdam gazetelerinde sosyoloji, pedagoji ve psikoloji ağırlıklı yazılar yazarak yayın hayatında kadın haklarını savunmasından bahsederek, günümüzdeki uygulamaları ve gelinen noktadaki zafiyetleri aktardı.

ERKEK EGEMEN YAPILARA KARŞI DURACAĞIZ

Konuşmasında dayanışma çağrısında da bulunan Özenç, “Kendi hayatımız hakkında yetki verme yetkisine sahip, özgür ve eşit bireyler olarak, emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz üzerinde kurulmak istenen tüm tahakküm biçimlerine karşı çıkmaya devam edeceğiz. Türkiye’nin tüm siyasetçilerini, siyasi partilerini ve sivil toplum bileşenlerini, siyasal ve sosyal sorumluluk almaya, kadınları eşit yurttaş olmaktan çıkarmak, kadınların emeğini sömürmek, kadınları güçsüzleştirmek isteyen söylem ve politikalara karşı çıkmaya, kadınlarla dayanışma içinde olmaya çağırıyoruz. Biz kadınlar Türkiye’nin tarihi boyunca değişen erkek egemen yapılarına her zaman karşı durduğumuz gibi, bugün de karşı duracağız. Biz kadınlar binlerce yıllık mücadele tarihimizin bize kazandırdığı bilgi, deneyim ve dayanışmayla diyoruz ki haklarımızdan da mücadelemizden de vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.

Antalya Barosu Avukatı Pelin Özenç’in sunumu salonda bulunan katılımcılardan tam not aldı.

Katılımcılar tarafından büyük ilgiyle izlenen tüm sunumların ufuk açıcı olduğu, gençlere daha çok güvenilmesi gerektiği, Cumhuriyete gençlerin sahip çıkacağına olan inancı pekiştirdiği ifade edildi.

Muhabir: YEŞİM ERTAN