Aşırı kuraklık ve kirlilik tehdidi altındaki Türkiye'nin en önemli tatlısu göllerinden Eğirdir Gölü'nün en dar kısmı olan Kemer Boğazındaki su genişliği, 1,8 kilometreden 1,2 kilometreye kadar geriledi. Bu alandaki derinlikse bazı yerlerde 50-60 santimetreye düştü. Bölgede yaşayanlar bataklık olmasa yürüyerek karşı kıyıya geçilebileceğini kaydetti.

ISPARTA EĞİRDİR GÖLÜ'NDE TEHLİKE ÇOK BÜYÜK

Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi'nden emekli akademisyen ve Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Bilim danışmanı Dr. Erol Kesici, Eğirdir Gölü'nün en dar noktası olan Kemer Boğazındaki kuraklık tehlikesinin arttığına dikkat çekti. Eğirdir Gölü'nün en dar noktası olan Gelendost- Yenice ile Senirkent- Akkeçili arasındaki Kemer Boğazının kurumasıyla kamışlık, sazlık istilasına uğradığını söyleyen Dr. Kesici, önlem alınmaz, kuruma devam ederse gölün bu noktadan ikiye bölüneceği uyarısında bulundu.

‘KARŞI KIYIYA YÜRÜYEREK GEÇMEK DE MÜMKÜN’

Bu bölümün Eğirdir Gölü'nün en dar noktası olduğunu ifade eden Dr. Kesici, “Karşı taraf gölün doğusu. Gelendost kısmı ile bulunduğumuz batı kısmı arasında daha önce yaklaşık 2 kilometreye yakın mesafe vardı. Fakat su seviyesi azaldı. Zaten Eğirdir Gölü'nün en az su seviyesine sahip bölgelerinden biri. Kıyılardan başlayan ve gölün ortasında gördüğümüz büyük adacıklarla birlikte sazlık adaları nedeniyle göl tamamen ikiye ayrılma durumunda. Ekim aylarında suyun tamamen çekildiği dönemlerde bataklık olmasa karşı kıyıya yürüyerek geçmek de mümkün. Mutlak suretle bu sazlıkların bakımlarının, gençleştirmelerinin yapılması gerekiyor. Dip kısımları açıldığı zaman hiç olmazsa suyun sirkülasyonu olacaktır. Burada erozyon ve diğer nedenlerle oluşan toprak birikimi engellenmiş olacaktır. Ve aynı zamanda da gölün temizlenmesine katkıda bulunmuş olunacaktır" dedi. 

‘BURANIN MUTLAK SURETLE ESKİ HALİNE DÖNÜŞTÜRÜLMESİ GEREKİYOR’

Gölün rakım olarak en yüksek tarafının da burası olduğunu dile getiren Dr. Kesici, “Şehir merkezinin olduğu yerle buranın arasında en az 10 metrelik kot farkı var. Yani en az seviye burada, en yüksek seviye gölün Eğirdir kesiminde. Zaten bu kısmına biz gölün Hoyran kesimi diyoruz. Aşağı kısmı gölün Eğirdir kısmı oluyor. Topografik özelliğinden dolayı en az su seviyesinin olduğu ve en hassas yerlerden biri. Buranın mutlak suretle eski haline dönüştürülmesi gerekiyor. Çünkü göl bölündüğü zaman daha çabuk yok olacaktır. Ve buharlaşma artacaktır. Zaten en büyük sorunlardan biri de gölün seviyesinin azalmasıyla artan aşırı buharlaşma. O nedenle bu bölgede bu sazlıklarla ilgili iyileştirmelerin mutlaka yapılması gerekiyor" diye konuştu.

‘ÇOK FAZLA SU SEVİYESİ KALMADI’

Bu noktadaki derinliğin 1,5 metreyi geçmediğini de anlatan Dr. Erol Kesici, “Bazı yerlerde ise 50-60 santimetre. Ama tamamen bataklıklaşmış bir alan olarak görmekteyiz. Şurada gördüğümüz sarılık, yerlere baktığımız zaman bataklık alandır. Çok fazla su seviyesi kalmadı. Balıkçılar küçük tekneyle bile daha zor geçebiliyor. Çünkü hem balçık halinde hem de aşırı su bitkileriyle kaplandığı için geçme konusunda tehlikeler söz konusu. Mutlak suretle bir rehber vasıtasıyla gitmek gerekiyor. Çünkü su seviyesi kimi yerlerde 50 santimetre, kimi yerlerde 1 metreye yakın. Ama dip zemin tamamen simsiyah çamur kaplı, bataklık bir alan haline dönüşmüş vaziyette" dedi.


 

Kaynak: DHA