DİSK Akdeniz Bölge Temsilciliği, KESK Antalya Şubeler Platformu, Antalya Tabip Odası (ATO) ve Antalya Halkevi tarafından düzenlenen 18. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali’nin Antalya programının açılışı Konyaaltı Cemevi’nde yapıldı.  Açılış törenine Altın Portakal’da “Kanun Hükmü” adlı filmi seçkiden çıkarılan yönetmen Nejla Demirci’nin konuşması damgasını vurdu. Filminin başına gelenlerle ilgili Altın Portakal yönetimiyle yasal mücadeleye girdiğini belirten Demirci, filmin gösterimini 60. Altın Portakal Film Festivali ile eş zamanlı olarak yapacaklarını söyledi.  

FESTİVALLER KİMSENİN MALI DEĞİL

18. İşçi Filmleri Festivali’nin açılış töreninde Nejla Demirci’ye sansüre karşı yürüttüğü mücadele ve dayanışma dolayısıyla plaket sunuldu. Plaketini Antalya Tabip Odası yöneticisi Dr. Cumhur İzgi’den alan Nejla Demirci, Festival komitesine teşekkür ettiği konuşmasında,  

“Tıpkı 7 yıl boyunca işleri elinden alınan, KHK ile işlerinden atılan insanların ‘işimi istiyorum’ demesi gibi ben de ‘festivalimi isterim’ diye tutturdum. Çünkü aslında festivaller bizlerin, yani sinema emekçilerinin ve izleyicilerin kültür alanlarıdır. Oralar hiç kimsenin malı değil; kimsenin koltuğuna, hiçbir siyasi erkin iki dudağının arasına bırakılmayacak kadar emek harcanmış yerlerdir. İşçi Filmleri Festivali 18 yaşında. Bu alanı sinema emekçisi ve seyirci için 18 defa, 18 yıl boyunca özgür kıldı. Bu, bu tür toplumlarda gerçekten zor bir şey. Ama ulaşamayacağımız bir şey değil. Bunun için de ayrıca teşekkür ederim. Bana bu nezaketinizi de bir sorumluluk olarak kabul ediyorum. Buranın kıymetini bilen bir sinema emekçisiyim” dedi.

ALTIN PORTAKAL’A DAVA AÇTIM

Kanun Hükmü filminin başına getirilenler için Altın Portakal yönetimiyle yasal mücadeleye girdiğini belirten Demirci,

“Bizim temel motivasyonumuz yüreğimizde hissettiğimiz acıyı seyrcinin karşısına çıkarmaktır. Orada aslında biz iyileşiriz. Ben de bunu iple çekiyorum.Filmin yolculuğu için bir strateji yaptık. Kanun Hükmü filminin Türkiye gösterimini tarihin denk gelmesiyle Antalya film festivaliyle birlikte yapmayı düşünüyoruz. Biliyorsunuz hikayeyi. Böyle sonuçlandıktan sonra dava açtım. Çünkü yaşadığımız şey tamamen hukuksuz.   Yapılanlar, Antalya halkına, sinema emekçilerine bir saygısızlık.  28 tane film festivalden çekildi. Sinema, ekonomisi olan bir iş. O genç arkadaşlarımızın bir sürü hayalleri vardı. Fimlerinin bir yolculuğu vardı; buradan başlayacak bir yolculuktu. Ve o yolculuk sekteye uğradı” dedi.

KARANLIĞA HAYIR DEDİLER

Filmi hakkında linç girişimi, yalan yanlış haberler, filmi göstermemek için seçkiden çıkarma girişimleri olmasına rağmen, filmin arkasında aynı zamanda susmayan, susturulamayan büyük bir sinema sektörü bulunduğuna işaret eden Demirci,

“Linç girişiminde bulunanların tek dayanakları Kültür Bakanlığı. O Kültür Bakanlığı’nın da sinemaya verdiği desteği, festivallerde açık gördük. Bir sopa gibi insanların başında sallanırken; bizim sinemacımız, o genç arkadaşlarım; sinema için ve seyirci için, mesleğe olan, sanata olan saygılarından dolayı tek yürek oldular; bölünmeden parçalanmadan her şeye rağmen karanlığa hayır dediler. Benim için Antalya artık farklı bir kent. Bunu da bugün, burada İşçi Filmleri Festivali’nde yaşıyor olmaktan çok mutluyum” dedi.

MESELE BOYUN EĞİP EĞMEMEK MESELESİYDİ

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in festivali yeniden yapacağını açıkladığına işaret eden Nejla Demirci

“Mesele festivalde boyun eğmek ya da eğmemek meselesiydi. ‘Kanun Hükmü’nü göstermeyi çok istiyorum. 1 milyon kişiyi ilgilendiriyor çünkü. Ama orada bizim bir diğer mücadelemiz var. Filmin gösterimiyle ilgili biraz zamana ihtiyacımız var” dedi.

BAĞIMSIZ FESTİVALLER ÖNEMLİ HALE GELİYOR

18. İşçi Filmleri Festivali’nin Antalya Programının açılış töreninde Antalya festival komitesi adına konuşan Dr. Ulaş Yılmaz,  Antalya’da 16-26 Aralık tarihleri arasında izleyicisiyle buluşacak filmler ve belgeseller ile 10 gün boyunca sanatın konuşulacağını söyledi. Ülkede uzun süredir tek adam anlayışının hayatın her alanında uyguladığı nefessizlik politikanın sanata da etki ettiğini belirten Yılmaz,

“Antalya Altın Portakal Film Festivali, estirilen korku ikliminin somut bir örneği olarak programdaki ‘Kanun Hükmü’ filmi tarihinde ikinci kez iptal edilmiştir. Devlet-yerel yönetim ve büyük sermaye destekli yaratılan korku ikliminde bu tür etkinliklerin nasıl da kırılgan olduğu bir kez daha görülmüştür. Bu durum, sanatın özgürleştirici yönüne dönük bu tür bağımsız, belli bir kaygısı olan, sponsorsuz ve gönüllü festivalleri bir kez daha önemli hale getiriyor” dedi.

KIZILARIK HALKI VE DEMİRCİ’YE PLAKET

İşçi Filmleri Festivali’nin sadece gösterim yapılan bir etkinlik olmadığını belirten Dr. Ulaş Yılmaz, kentte bu dönem mücadeleye omuz veren ve itiraz dili oluşturan yapıların ve bireylerin varlığı gözetilerek; dayanışmayı desteklemek için kent yerelinden tüm duyarlı yapılara danışarak plaket verilmesinin kararlaştırıldığını açıkladı. Açılış konuşmasının ardından Antalya Barosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu, evlerinden çıkarılma tehdidiyle karşılaşan ve evlerini koruma mücadelesi başlatan Kızılarık halkı, Altın Portakal’da yasaklanan “Kanun Hükmü” belgesel filminin yönetmeni Nejla Demirci ve Kumluca Belediyesi işçilerine plaketler verildi.

KADINLAR SUSMAYACAK

Törende bi plaket de feminist gece yürüyüşünde geçen yıl Antalya’da 40 kadının gözaltına alınması sırasında öne çıkan, 6 Şubat depremi sonrası önemli dayanışma örneği gösteren, şiddete ve sömürüye karşı  mücadeleleri nedeniyle Antalya Barosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu’na verildi.  Antalya Halkevi Başkanı Kadriye Tuğcu tarafından sunulan plaketi alan Avukat Aylin Onursev,  8 Mart’ta Antalya’da gözaltına alınan 40 kadının beraat ettiğini belirterek,

“Ancak bu dava iktidarın kadınlardan ne kadar korktuğunu bir kere daha gösterdi. Korkmaya devam edin. Çünkü kadınlar susmayacak” ifadelerini kullandı.

TÜM KADINLAR ADINA ALIYORUZ

Kadına yönelik şiddet örneklerini anlatarak mücadelenin süreceğini dile getiren Onursev,

“Bize bu ödülü vererek feminist avukatların emeğini görünür kılan İşçi Filmleri Festivali’ne teşekkür ediyoruz. Kendi hayatlarımız hakkında karar verme yetkisine sahip olan özgür ve eşit bireyler olarak emeğimiz, bedenimiz ve kimliğimiz üzerinde konulmak istenen tüm girişimlere karşı çıkmaya devam edeceğiz. Bu ödülü Antalya Barosu Kadın hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu nezdinde, her yeri direniş alanına çeviren tüm kadınlar adına alıyoruz” dedi.

GEÇMİŞİMİZ YOK EDİLMEK İSTENİYOR

Plaket verilen Kızılarıklılar adına konuşan Engin Akbaba, yaşadıkları süreci  

“Evlerimiz, bahçelerimiz 60 yıl süren dava sonucunda Sadrazam Kuyucu Muratpaşa Abdüsselam Vakfı adına tescil edildi. 150 yıllık yaşam alanlarımız elimizden alınmak; kültürümüz, tarihimiz, geçmişimiz yok edilmek isteniyor” sözleriyle özetledi. Kızılarıklı vatandaşlara plaketi DİSK Genel İş Antalya Şube Başkanı Vedat Küçük verdi.

KISA FİLM GÖSTERİMİ VE MÜZİK DİNLETİSİ

Gecede plaketlerin sunulmasının ardından  “Navnişan”, “Don Don Kurşunu” adlı kısa filmler ile Rus yapım “Yaşam Ücreti” animasyonu gösterildi.  Açılış gecesi Eda Dere, Deniz Tanrıverdi ve Hekimhan Hekimoğlu müzik dinletisiyle sona erdi.

10 GÜN SÜRECEK

18. Uluslararası İşçi Filmleri Festival kapsamında, 10 gün boyunca Antalya’da ücretsiz  film gösterimleri ve paneller yapılacak. 26 Aralık’a kadar devam edecek festivalde dünyanın çeşitli ülkelerinden ve Türkiye’den ezilenlerin, sömürülenlerin, direnenlerin öykülerini anlatan 100’e yakın uzun metrajlı ve kısa filmler ile belgeseller seyircinin karşısına çıkacak. Filmler sendikalar, kitle örgütleri binaları ile bazı kuruluşlarda gösterilecek.  24 Aralık’ta ise festival kapsamında DISK Enerji-Sen Genel Başkanı Süleyman Keskin ve DGD-Sen Genel Başkanı Neslihan Acar’ın katılımıyla ile önümüzdeki dönemin işçi hareketini ele alan bir panel yapılacak.  

   

Muhabir: BÜLENT ÖNER