Deprem sigortasının şartları değişti, fiyat ve teminatlar arttı, yeni düzenleme 1 Ağustos’ta uygulamaya girdi. Deprem sigortasında birçok değişiklik gerçekleşti. İşte deprem sigortasıyla ilgili milyonları ilgilendiren detaylar...

METREKARE FİYATI ARTTI 

Hürriyet'ten Noyan Doğan'ın haberine göre; Ama önce bir tespitte bulunayım ki, yapılan değişiklikler daha iyi anlaşılsın. Kahramanmaraş depremi gösterdi ki, konutlar için tek başına zorunlu deprem sigortası yeterli değil. Mutlaka, DASK’ın verdiği teminatın üzeri için konut sigortası da yapılması gerekiyor.

Çünkü DASK’ın, ödeyeceği en yüksek hasar rakamı bugün için 640 bin lira. Ayrıca, konuttaki eşyalar da DASK’ın kapsamına girmiyor. Gelelim, 1 Ağustos tarihinden itibaren uygulamaya giren deprem sigortasındaki değişikliklere.

Konut sigortalarında, sigorta bedeli; konutun metrekare birim fiyatı ile metrekaresinin çarpımı sonucu belirleniyor, buna göre de sigorta şirketi primi belirliyor.
Kahramanmaraş depremi öncesine kadar sigorta şirketleri metrekare birim fiyatı kendileri belirliyorlardı. Genelde de sigortacılar, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın her yıl açıkladığı metrekare birim maliyetinin biraz üzerini baz alıyorlardı.

Hal böyle olunca da verilen teminat düşük kalıyor, depremde de ödenen hasar konutun değerine yaklaşamıyordu. Tıpkı, Kahramanmaraş depreminde yaşandığı gibi. İşte, SEDDK, yıllardır süren bu durumu değiştirdi.

1 Ağustos’tan itibaren, konutlarda, deprem teminatı verilirken, birim metrekare fiyatı betonarme konutlar için 12 bin liradan, diğer konutlar için de 8 bin liradan az olamayacak.

Ayrıca sigortalar enflasyona endeksli olacak ve enflasyon nedeniyle sigortacılar teminatlarda belli oranda artış yapılacak. Bu artışı da konut poliçesinde belirtecek.

ÖNCE DASK YAPILACAK 

Konut deprem sigortasında sigorta şirketleri yüzde 2 muafiyet uygulayabilecek. Nedir, muafiyet? Hasarın belli miktarını sigortalının kendisinin üstlenmesi. Yani, küçük hasarların belli bir bölümünün sigorta tarafından ödenmesi.

Örneğin, hasar tutarı 1 milyon lira ise, sigorta şirketi yüzde 2 muafiyet tutarı olan 20 bin lirayı düşecek ve sigortalıya 980 bin lira ödeyecek.

Yeni şartlara göre muafiyet tutarı arttıkça, sigorta şirketleri fiyatlardan indirim yapacak. Örneğin, sigortalı yüzde 10 muafiyet isterse, sigortacı fiyatta yüzde 35’e varan indirim uygulayacak.

Sigorta şirketleri DASK kapsamındaki konutlar için zorunlu deprem sigortası olmadan, konuta deprem teminatı veremeyecek. Konuta önce DASK poliçesi yapılacak, DASK’ın verdiği teminatın üzeri için sigorta şirketi konut paket poliçesi kapsamında deprem teminatı verecek. Sigorta şirketi, DASK sigorta bedelinin üzerindeki hasardan sorumlu olacak.

SEDDK, yeni şartlara göre, deprem teminatı içeren konut sigortasındaki prim ve ödenecek hasar tutarı hakkında örnek tablo da yayınladı.
Buna göre, konut sigorta bedeli 1 milyon 200 bin lira ve DASK teminat tutarı 300 bin lira olan, birinci derece deprem bölgesindeki konutun sigorta bedeli 900 bin lira (1 milyon 200 bin-300 bin= 900 bin TL) olacak ve tüketici bunun için 1.692 lira prim ödeyecek.

Buraya kadar anlattıklarım, deprem sigortasının konutları ilgilendiren tarafı. Yeni düzenlemede işyerlerine ve sanayi kesimine yönelik yapılan deprem sigortalarında da ciddi değişikliğe gidildi. Deprem öncesine kadar 400 milyon TL olan sigorta bedeli limiti 1 Ağustos’tan itibaren 2 milyar TL’ye çıkartıldı.

DASK ve zorunlu deprem sigortası ile ilgili merak edilen detaylar cevaplandı. Hürriyet'ten Noyan Doğan yazdı: Günlerdir deprem bölgesindeki konutu yıkılan, hasar gören vatandaşlardan DASK ve zorunlu deprem sigortası ile ilgili soru ve şikâyet alıyorum. Ağırlıklı şikâyet edilen birkaç konu var.

Birincisi, DASK’ın ödediği ya da ödeyeceği tazminat yetersiz bulunuyor. Öyle ki, kimi depremzedeler, 50-70 bin lira gibi çok düşük tutar aldıklarından yakınıyor. İkincisi, DASK’ın artırdığı teminat tutarlarından konutu yıkılan bazı depremzedelerin yararlanamamasıBir de bunlara ek, zorunlu deprem sigortası yenilenmediği için mağdur olan depremzedeler var ki, bu şikayet ağırlıkla bankalar üzerinden yapılan sigorta poliçelerinden kaynaklanıyor.

Deprem bölgesinde her iki konuttan birinin zorunlu deprem sigortalı olduğu ve bölgedeki konut hasarlarının çok büyük kısmını DASK’ın karşılayacağı hesaba katıldığında; bu üç konu çok önemli. Hepsine tek tek değineyim. Hatta soru, cevap şeklinde değineyim ki, daha net anlaşılsın.

DASK, hasarı, eski teminat üzerinden mi, yoksa yeni teminattan mı ödeyecek? 
27 Kasım 2022 tarihinde DASK’ın verdiği teminat tutarı artırılarak; inşaat birim metrekare maliyet tutarı 1.508 liradan 3 bin 16 liraya, bir konut için 320 bin lira olan en yüksek teminat tutarı da 640 bin liraya çıkarıldı. 27 Kasım tarihine kadar 100 metrekare bir konutun teminat tutarı 150 bin lira iken, bu tarihten sonra teminat tutarı 300 bin liraya yükseldi.

Bu artış da sigortalılara, DASK tarafından gönderilen, ‘Teminat limitleri iki katına çıktı, yeni teminatlardan yararlanmak için zeyilname yaptırın’ içerikli SMS’ler aracılığı ile duyuruldu. Sigortalılara, ‘konutunun teminatı düşük olmasın, yeni teminatlardan yararlanmak için ek prim ödeyerek poliçeni değiştir’ denildi.

Kimileri değiştirdi, kimileri değiştirmedi. 27 Kasım tarihinden önce DASK poliçesi olup zeyilname yaptırmayanların hasarları eski teminatlar üzerinden; zeyilname yaptırıp teminatını artıranların hasarları ise yeni teminatlar üzerinden ödeniyor

Yani, poliçede teminat tutarı ne yazıyorsa DASK onu ödüyor. 27 Kasım tarihinden sonra DASK yaptıranların tamamı artırılmış yeni teminatlı poliçeler olduğu için zaten sorun yok.

Konutun değeri 2 milyon lira, DASK ödüyor en fazla 620 bin lira, neden bu kadar düşük ödüyor? 
Zorunlu deprem sigortasının teminatı; konutun piyasa değerine ya da konut sahibinin kendi takdirine göre belirlenmediği gibi, konutun bulunduğu arsanın değeri de sigortanın konusuna girmiyor. DASK, konutun yeniden inşa bedelini ödüyor.

Kaldı ki, konutun piyasa değerini artıran arsadır, arsa da sigorta kapsamına girmez. Ancak, deprem bölgesindeki kimi konutların, DASK’ın verdiği teminatın üzeri için sigorta şirketlerinden yaptırılmış konut sigortası da bulunuyor. Bu durumda yıkılan konut için DASK poliçede yazan teminat tutarını; sigorta şirketi de DASK’ın üzeri için yine poliçe yazan teminat tutarını ödüyor. Böylece depremzedenin konut zararının tamamına yakını karşılanmış oluyor.

DASK, depremde ağır hasar alan evim için 70 bin lira ödedi, bu parayla ne yapılır ki? 
Maalesef, deprem bölgesinde böyle bir sorun yaşanıyor. Malum elektrik, su ve tapu işlemlerinde DASK zorunlu. Zorunlu deprem sigortası da vatandaşın beyanına göre yapılıyor. Kimi vatandaşlar, elektrik ve su aboneliği veya tapu işlemi sırasında sigortaya daha az prim ödemek için konutunun metrekaresini düşük beyan ediyor. Şöyle ki; konut 150 metrekare ise, bu durumda, teminat 452 bin lira ve ödenecek prim de bin lira.

Öncelik deprem olmadığı için vatandaş, elektrik ve su aboneliği işini çözmek ve DASK’a da fazla prim ödemek istemediğinden konutun metrekaresini 50 metrekare diye beyan edince; DASK’ın verdiği teminat 100 bin liraya iniyor, ödenecek prim de 300 liraya düşüyor. Vatandaş elektrik, su abonelik işini çözüyor ama depremde yıkılan evi için DASK’tan 452 bin lira alacağına 100 bin lira alıyor. İşte, deprem bölgesinde yaşanan tam da budur.

DASK poliçesini banka yapıyordu, poliçenin süresi dolmuş, yenilememiş, depremde konutum yıkıldı, bu kimin suçu? 
Deprem bölgesinde, sigorta poliçesi yenilenmediği için mağdur olan depremzedeler var. Yenileme yapılmayanların neredeyse tamamına yakını, bankaların kredi bağlantılı yaptıkları DASK poliçeleri. Suçlu da sorumlu da banka. Bankaların o poliçeleri yenileme sorumluluğu ve zorunluluğu bulunuyor.

İşin garip tarafı; DASK poliçesinin yenilenmemesinden sadece vatandaş değil banka da mağdur oluyor. Düşünsenize; konut için kredi vermiş, deprem olmuş, ev yıkılmış, kredi verdiği vatandaş depremzede olmuş, sigortayı yenilemediği için DASK’tan para alınamıyor. Neyse, bu bankanın sorunu. Sigortanın yenilenme sorumluluğu bankada olduğu için vatandaş, ‘sigortayı yenilemedin kabahat senin’ diyerek dava açabilir ve davayı da vatandaş kazanır.

27 Kasım öncesi ya da sonrasına bakmadan DASK, tüm hasarları karşılasın, ne olur? 
Bu tür söylemleri son günlerde vatandaşlardan çokça duyuyorum. DASK, bir sigorta sistemi; Hilal-i Ahmer kuruluşu değil. Kaç konut sigortalandı, ne kadar teminat verildi, karşılığında ne kadar prim toplandı; en ince ayrıntısına kadar hesaplanır, ona göre yurtdışından teminat alınır. Şu kadarını söyleyeyim, depremde oluşan hasarın tamamına yakını yurtdışından karşılanacak. Sadece DASK değil, sigorta sistemi de bir yardım sistemi değil.

Yani, ‘vatandaşın ödediği primleri toplayayım, bir yerde deprem olursa, bu paralarla hasarı öderiz’ şeklinde bu iş yürümüyor. Öyle olsa; bin lira ödeyip, 600 bin lira sigorta teminatı mı alınır?

Son olarak hani İstanbul, İzmir gibi birçok bölgede büyük deprem bekleniyor ya; tüm sigortalılar için bir iki öneride bulunayım.

* DASK poliçesi olanlar, eğer poliçeleri 27 Kasım tarihinden önce yapılmışsa biran önce zeyilname yaptırıp teminatlarını yükseltsinler.

* İkincisi, tüm konut, kasko, işyeri hatta sağlık sigortaları olanlar poliçelerine baksınlar ya da sigortayı nereden yaptırdıysalar oralarla konuşup sigortalarının depremi karşılayıp karşılamadığını sorsunlar, karşılamıyorsa poliçelerine ekletsinler.

* Elektrik, su aboneliği için az sigorta primi ödemek uğruna DASK poliçesinde konutunun metrekaresini düşük gösterenler varsa; acil tarafından doğrusu neyse onu beyan edip poliçelerini yenilesinler.

Kaynak: Hürriyet