
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Antalya’daki Phaselis antik kentinin koruma alanı içerisinde başlatılan iki ayrı halk plajı ve günübirlik tesislerin inşaatına yönelik tepkiler sürüyor. Phaselis’e Dokunma Hareketi adıyla bir araya gelen yöre halkı, Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü önünde bir basın açıklaması yaparak projenin durdurulmasını talep etti. Kaleiçi’ndeki Koruma Kurulu önünde yapılan açıklamanın ardından Phaselis’teki yapılaşmanın durdurulmasına yönelik hazırlanan mektup yetkililere teslim edildi.
Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü önünde yapılan basın açıklamasına, kentteki meslek odaları ve sivil toplum örgütleri ile siyasi parti temsilcileri ve CHP Antalya Milletvekili Aydın Özer de destek verdi.
KORUMA KOŞULLARI İHLAL EDİLDİ
Phaselis’e Dokunma Hareketi adına ortak basın açıklamasını okuyan Erdal Elginöz, “Antalya’nın önemli miras alanlarından biri olan Phaselis antik kenti 1. Derece arkeolojik sit alanı içinde çalışmaları sürmekte olan ‘Kemer-Phaselis Antik Kenti Ören Yeri ve Bütünleyici Kıyı Alanı Çevre Düzenlemesi’ adlı proje kapsamında 1. derece arkeolojik sit alanı olarak koruma altında olan Phaselis Antik Kenti sınırlarında yer alan Alacasu (Cennet) ve Bostanlık Koylarında gerçekleştirilen inşaat çalışmalarında, koruma koşulları ihlal edecek şekilde ağır iş makinaları ile çalışıldığı, doğal doku ve tarihi çevrenin ciddi ölçüde tahrip edildiği, açıkça görülmektedir” dedi.
DOĞAL VE KÜLTÜREL MİRASA ZARAR VERİLDİ
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, projenin Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafında uygun bulunduğu belirtilerek, Müze ve Kazı Başkanlığı denetiminde çalışmaların devam ettiği, doğaya ve tarihi eserlere yönelik bir zarar verilmediği savunulduğuna dikkati çeken Elginöz, “Ancak, bu bilginin gerçeği yansıtmadığı, yapılan çalışmaların kültür varlıklarımıza ve doğal değerlerimize ağır zararlar verdiği gerek doğrudan gözlemlerimiz, gerekse de basın ve sosyal medyada yayılan görüntüler aracılığıyla net olarak anlaşılmaktadır” diye konuştu.
PROJE İÇİN BİR ZORUNKULUK YOK
Kurul önünde açıklama yapma nedenlerinin, 9 Mart 2023 tarihinde toplanacak olan Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na Phaselis’te yürütülen söz konusu projenin durdurulması yönünde karar verilmesi çağrısında bulunmak amacını taşıdığını vurgulayan Elginöz, açıklamasında şunları söyledi: “Arkeolojik sit alanlarının kullanım kriterlerini belirleyen yasal düzenlemeler, 1. derece arkeolojik sit alanlarında iş makinaları kullanılıp beton dökülerek herhangi bir faaliyet yapılamayacağını belirtmektedir. Koruma kurulunun şüphesiz hepimizden iyi bilmesi gerektiği gibi, böylesi koruma alanlarında yapılabilecek düzenlemeler son derece sınırlıdır ve bunlar Yüksek Kurul’un İlke Kararları ile açıkça belirlenmiştir. Yüksek Kurul İlke Kararları, 1. Derece Sit alanlarında sadece zorunlu hallerde bazı istisnalara izin vermiştir ve bunlar da , alt yapı çalışmaları gerektirmeyen, toprağa müdahale edilmeyen, beton dökülmeksizin uygulanacak projelerle sınırlıdır. Bakanlığın açıklamasından anlaşıldığı üzere bu proje, turizm amaçlı bir çalışma için planlanmış olup herhangi bir zorunluluk arz etmemektedir.
ŞEFFAF VE KATILIMCI YAKLAŞIM ÇAĞRISI
Değerli Basın mensupları, Phaselis Antik Kenti ve çevresinin, sadece insanların alandaki tüketim ihtiyaçlarına yanıt veren çözümlerle değil; doğanın, kültürün ve canlı yaşam alanlarının birlikteliğinin korunduğu bir alan olarak geleceğimize aktarılabilmesi için şeffaf ve katılımcı bir yaklaşımla değerlendirilmesi gerekmektedir.
ICOMOS TÜZÜĞÜ HATIRLATMASI
Koruma Bölge Kurulu tarafından verilen izinlerin yol açtığı olumsuzluklar kamuoyu tarafından da endişeyle karşılanmıştır. Ortaya çakan bu durum karşısında bu yanlıştan dönülmesi talebimizi yazılı olarak da ilettiğimiz Kurul üyelerine, Yüksek Kurul tarafından belirlenen ilke kararları ile Arkeolojik Mirasın Korunması ve Yönetimi Tüzüğünün (ICOMOS) gereğini yerine getirmeleri çağrısında bulunuyoruz.
2024 COP16 TOPLANTISI ANTALYA’DA
Değerli Basın mensupları, Türkiye’nin, biyolojik çeşitliliğin küresel bazda korunması ve geliştirilmesini hedef alan Birleşmiş Milletler (BM) Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi'nin 2024-2026 dönem başkanlığını üstlenmeye hazırlandığı bugünlerde, sözleşmenin taraflar toplantısının da Antalya’da düzenleneceği akılda tutularak, 2030’a kadar ülkemizin yüzde 30'unu koruma alanı yapma (30 x 30) hedefine ulaşmak için çıkılan yolda, bugün Phaselis ile ilgili alınan kararların uzun vadede ulusal ve uluslararası yüzleşmeleri olacağı unutulmamalıdır.
ŞİRKET YETERİNCE DENETLENMEDİ
Bizler bütün bu bilgiler ve yaşananlar ışığında Kurul Üyelerine çok sayıda mail göndererek yaptığımız yazılı çağrıyı bu kez sizler aracılığı ile ülke kamuoyuna da duyurmak istiyoruz:
Sayın Kurul üyeleri, bugün Phaselis’e Dokunma Hareketi adı altında toplanan bizler tarihine, kültürüne ve yaşadığımız bölgenin eşsiz doğasına gönülden bağlı, binlerce yıllık mirasın geleceğe olduğu gibi korunarak aktarılması için çalışan, her meslekten ve her yaştan insanlarız. Bizzat kamuyu temsil ediyoruz. Bu bağlamda, son on gündür Phaselis Antik Kenti 1. Derece sit alanında, ne sebeple izin verildiğini anlayamadığımız, gözlerimizin önünde ilerleyen yıkıcı proje, Phaselis’in eşsiz doğasına ve tarihi kültür mirasına sorumsuzca ağır zararlar vermektedir. Ortaya çıkan bu korkunç zararın bir sebebi hiçbir gerekçeye dayandırılamayan izinleriniz iken (Yüksek Kurul’un İlke Kararları orada dururken böyle bir iznin verilemeyeceğini ülkemizin en yetkin arkeologları ortaya koymuşlardır), bir diğeri de verdiğiniz bu izinlerle yapım işine girişen şirketin yeterince denetlenmemesidir.
SİT ALANINDA BETON MİKSERLERİ
Verilen izinde denetleme görevi belirsizliklerle dolu bir şekilde ifade edilmiş, bunun sonucunda yetersiz ve yetkisiz denetim ortaya çıkmıştır. Bütün yıkım orada güya denetleme göreviyle bulunan arkeologların gözleri önünde gerçekleşmiştir. Sonuçta 1. Derece Arkeolojik SİT Alanında değil de, imarlı bir arsadaymış gibi hunharca çalışan iş makineleri, beton mikserleri, kafasına göre ormana dalan kepçe operatörleri eliyle hem tarihi eserlere, hem doğal dokuya ve hem de kamu vicdanına ağır darbe vurulmuştur. Üstelik, bu korkunç görüntüyle karşılaşınca isyan eden vatandaşlar, çalıştığı alanın hassasiyetini anlamaktan uzak olan şirket çalışanlarının saldırgan muamelelerine maruz kalmışlardır. Bunların hepsi, meslek etiğinizi hiçe sayan, temsilcisi olduğunuz kurulun sorumluluğunu taşımayan söz konusu izinleriz yüzünden yaşanmaktadır.
ÖREN YERLERİMİZİ KİM KORUYACAK
Üstelik, Phaselis Antik Kenti 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı içindeki bu korkunç projeye verdiğiniz izinler, diğer arkeolojik sit bölgelerini de tehlikeye atan bir örnek teşkil etmektedir. Kültür varlıklarımızı koruduğuna inandığımız ve güvendiğimiz kurulunuz böyle bir yıkım projesine izin verebiliyorsa, ören yerlerimizi kim koruyacaktır?
‘PROJE DURDURULSUN’ ÇAĞRISI
Sorumluluğunuz dün olduğu gibi bugün de büyüktür. Koruma kurulunuzun gelecek oturumunda söz konusu projeye verilen izinlerin iptalinin yanı sıra; acilen sürdürülen yıkımın durdurulması, bugüne dek yapılan tüm beton çalışmasının sökülmesi, iş makinalarının ve şirkete ait bütün ekipmanın derhal alandan çıkartılması için gerekli girişimlerin hızla yapılmasını kurulunuzdan talep ediyoruz.”
KURUL TALEPLERİ
GÜNDEME ALMADI
Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, dün yaptığı haftalık toplantıda Phaselis ile ilgili itirazları gündeme almadı. Koruma kurulunun projenin iptal edilmesi yönündeki talepleri 16 Mart Perşembe günü yapacağı toplantıda görüşmesi bekleniyor. Konuyu yakından takip eden sivil toplum örgütleri ve çevreciler, toplantıdan Phaselis’in 2 koyunu beton ve demire boğan günübirlik tesis ve plaj projelerinin iptali yönünde karar çıkmasını bekliyor.