Antalyaspor, turizmin başkentinin takımı... Deniz, kum, güneş, alternatif turizm kolları ile yeryüzündeki cennetlerden birine sahibiz. Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi, "Hiç şüphesiz ki Antalya, dünyanın en güzel yeridir"... Hatta bir dönem turizmle özdeşleyen İspanya'nın Barcelona, Fransa'nın Paris Saint-Germain takımları ile kıyaslanıyorduk. Onlar da kendi ülkelerinin başkenti ya hani... Neden Antalyaspor da bir Barcelona olmasın deniyordu. Neden olmayacağını size tek tek anlatacağım şimdi.
22 Ağustos tarihli köşe yazımda Antalya standında yaşanan protokol ayıbını kaleme almıştım. O dönem demiştim ki, 'Özellikle 3 büyüklerle oynanan maçlarda protokol tribünde bir kargaşa, kaos yaşanıyor. Kim kime dumduma maç izleniyor...' Yazımda stada Muhittin Böcek ile birlikte gelen dönemin İYİ Parti İl Başkanı Mehmet Başaran'ın protokol tribüne alınmazken, AKP İl Başkanı İbrahim Ethem Taş'ın maça gecikmeli gelmesine rağmen en ön sırada maçı izlediğini vurgulamıştım.
Aradan yaklaşık 3 ay geçti. Bu kez Antalyaspor'un rakibi Fenerbahçe oldu. Protokol tribün yine karman çorman. Resmen tanıdık dayısı, amcası, hadi cinsiyetçilik yapmayayım halası olan protokolden yer ayarlamış. Torpille protokolden bilet alan sayısı çok olunca bu kez 'kimin dayısının ensesi daha kalın' yarışı başladı. Protokol tribün bizim basın tribünün hemen altında olunca tartışmaları net bir şekilde takip ettik.
Protokolde 2. sınıf kategoride yer alan AESOB Başkanı Adlıhan Dere bu konularda tecrübeli olduğu için maçtan 10 dakika önce geldi ve yerini kaptı. Bir Allahın kulu da Dere'ye yerinden kaldıramadı. Ama aynısını ATSO Başkanı Ali Bahar için söyleyemeyeceğim. Maç tecrübesi fazla olmayan Bahar, karşılaşmanın başlamasından 1-2 dakika sonra geldi. Protokoldeki yerine oturmak isterken kendini torpilli seyircilerin arasında buldu. Bahar, üç kez yerinden kaldırıldı. Her defasında nazikçe kalktı ve kendine gösterilen yere oturdu. Zaten ilk yarı bitince stadı terk etti.
AKP İl Başkanı İbrahim Ethem Taş, her zamanki gibi maçtan 15 dakika sonra geldi, iktidarın il başkanı olmasının verdiği güçle en önde kendisine ayrılan yere oturdu. CHP, İYİ Parti, DEVA, Gelecek, HDP, SP ve daha adını sayamayacağım siyasi partilerin temsilcileri yine yoktu tribünde. Çünkü orada protokol kurallarının değil, AKP hegemonyasının işletildiğini biliyorlar. Belediye başkanları da yaşananların farkında. Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen kendi locasından izliyor, Ümit Uysal nadiren statta görülüyor.
Peki, protokol tribünde kimlerin oturması gerekiyor? Sırasıyla söylüyorum: Vali, milletvekilleri, büyükşehir belediye başkanı, yargı temsilcileri, üniversite rektörleri, dışişleri bakanlığı temsilcisi, baro başkanı, vali yardımcıları, ilçe kaymakamları, üst amirler, ilçe belediye başkanları, rektör yardımcıları, silahlı kuvvet mensupları, hâkimler, noter odası başkanı, iktidar, ana muhalefet ve mecliste grubu bulunan diğer siyasi partiler, bakanlık temsilcileri, kamu bankaları müdürleri, kamu iktisadi kurum müdürleri, mecliste grubu bulunmayan siyasi parti temsilcileri, meslek kuruluşları, sendikalar, özel banka müdürleri, kamu yararına çalışan dernek ve vakıflar, başkonsoloslar, konsoloslar, fahri konsoloslar. Bu listeye valilik sitesinden ulaşabilirsiniz. Ayrıca oturma şekli de bu liste sırasına göre olmalıdır. Yani kimse protokol sırasında kendinden önce yer alan birinin yerine oturamaz.
Neden Barcelona olamayacağın bir emaresi buydu. Başka bir emare ise tribündeki koltuk kalitesi ve düzeni. Biz maçları basın tribünden izlediğimiz için stadın diğer tarafındaki koltuk durumları, kalitesi vs. konular hakkında pek bilgimiz olmuyor. Lige verilen arada Antalyaspor İtalyan temsilcisi Napoli ile hazırlık maçı yaptı. İşte o maçta stadın genel durumu hakkında bilgim oldu. Yeğenim ile gittiğimiz için normal tribünden izledik maçı. Bilet aldığımız koltuklar sanki 1980'lerin SSK hastanelerinden kalma gibiydi. Sert, küçük ve rahatsız edici... Koltuklar birbirine yapışık, yanınızdaki kişiyle maçı balık istifi izliyorsunuz. Ayaklarını koyduğunuz bölüm tamamen dökme beton. Estetik sıfır... Hatta bazı o betonun bazı yerlerinde spatula izleri hala görülüyor. Yani usta betona şekli vermiş, orası öylece kalmış...
Biz bu stat ve anlayışla ne Barcelona ne de Paris olabiliriz. Olsak olsak köy takımı oluruz. Çünkü görüntüler öyle diyor...