Antalya
06.04.2020
A
GÜNDEM , YAŞAM
Atamalar yetersiz
Atamalar yetersiz

Eğitim Sen AntalyaŞubesi’nden yapılan açıklamada MEB’in yaptığı 20 bin atamanın yetersiz olduğu vurgulandı.

Eğitim Sen AntalyaŞubesi’nden yapılan açıklamada MEB’in yaptığı 20 bin atamanın yetersiz olduğu vurgulandı. Açıklamada şöyle denildi: “Değerli eğitim ve bilim emekçileri, sevgili öğrencilerimiz ve halkımız, Eğitim Sen Antalya Şubesi Yürütme Kurulu olarak sizleri saygıyla selamlar, iyi ve sağlıklı bir hafta dileğimizi paylaşırız. Yeni haftaya umudumuzu büyüterek başlamak istiyoruz. Bir önceki haftada yaşanan salgının yayılma hızındaki artışın yavaşlaması, yaşanan can kayıplarının sona ermesi ve tedavi görenlerin sağlıklarına kavuşmasını umuyor ve diliyoruz. Bu dileklerin kendiliğinden gerçekleşmeyeceğini biliyor ve bu anlamda üzerimize düşen tarihsel sorumluluğun farkında olduğumuzu ifade ediyoruz.

 

Salgının yayılmasını engellemek için yapılan öneri ve uyarılar, siyasi iktidar tarafından dikkate alınmamakta; zorunlu işler dışında kalan üretimin durdurulması talebi yok sayılmaktadır. Emekçilerin yaşamlarının bu şekilde risk altında olduğu gerçeğinin artık görülmesi ve önlemlerin alınması gerekmektedir. Bu önlemin alınması için bu hafta da taleplerimizi ileteceğimizi kamuoyu ileteceğimizi bilginize sunarız.

 

Geçtiğimiz hafta, bizim de içerisinde olduğumuz geniş kesimler tarafından, İnfaz yasa tasarısı ile ilgili öneriler yapılmış ve tasarının bu haliyle eşit ve adil olmayacağı ifade edilmişti. Ancak, kamuoyu tarafından yapılan tüm önerileri ve eleştirileri görmezden gelen Cumhur ittifakı bileşenlerinin oyları ile tasarı komisyondan geçti. Bu hafta TBMM Genel Kurulunda görüşülecek olan infaz kanun tasarısı ile ilgili görüş ve önerilerimizi bu hafta da ifade etmeyi sürdüreceğiz. Bugünün gündemi:

 

Uzaktan eğitim uygulamalarının öğretmenler üzerinde baskı ve kontrol aracına dönüşmesinin yarattığı sorunlar, geçtiğimiz haftalarda yayınladığımız Eğitim Günlüklerinde en sık yer alan konulardan biri oldu ve olmayı da sürdürecek gibi görünüyor. Bu haftaya da İzmir, Tokat ve Muğla başta olmak üzere, pek çok kentten gelen benzer haberlerle başlıyoruz. Öncelikle, içinde bulunduğumuz dönemde, uzaktan eğitimin örgün eğitimin yerini alamayacağı ve sadece tamamlayıcı eğitim olarak kullanılması gerektiğini ifade etmek isteriz. İkinci olarak, bu dönemde öğretmenlerden beklenmesi gereken, EBA TV aracılığıyla verilen dersleri esas alarak, öğrencilerle EBA sistemi ile etkinlikler, ödevler ve değerlendirme uygulamaları yapmalarıdır. Ancak geldiğimiz aşamada, eğitim yöneticilerinin öğretmenleri ders aracı olarak belirlenmemiş kimi video-konferans uygulamalarını kullanmaya zorlamaktadır.

Bugün basına da yansıyan haberler, bu konuda ifade etmeye çalıştığımız kaygıların ne kadar yerinde ve haklı olduğunu göstermektedir. Söz konusu iddialar sonrasında, MEB tarafından yapıldığı belirtilen kimi açıklamalar basında yer alsa da, bu açıklamaların yeterli olmadığını belirtmemiz gerekmektedir. MEB’in kamuoyunu tatmin edecek ve oluşan kaygıları ortadan kaldıracak bir açıklama yapması gerekmektedir. Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu olarak, eğitim yöneticilerinin öğretmenleri ders aracı olarak ilgili mevzuata göre incelenmemiş, onaylanmamış araçları kullanmaya zorlamamaları gerektiğini bir kez daha hatırlatır, buna rağmen öğretmenleri söz konusu araçları kullanmaya zorlayan eğitim yöneticileri ile ilgili yasal haklarımızı kullanacağımızın bilgisini kamuoyu ile paylaşırız.

 

MEB tarafından Haziran-2020 döneminde alınacak 20.000 öğretmen ile ilgili atama takvimi ve alanlara göre atanacak kontenjan sayıları yayınlandı. Alınacak öğretmen sayısının 20.000 ile sınırlı olmasının yeterli olmadığının altının çizilmesi gerekmektedir. Eğitim Sen, ilk aşamada gereksinim sayısı kadar atama yapılması gerektiğini düşünmektedir. Ayrıca, atama yapılacak alanlara ayrılan kontenjanların gerçek durumla ve gereksinimle örtüşmediğini düşünmekteyiz. Özellikle ortaöğretim alanları başta olmak üzere, bazı alanların kontenjanları sınırlandırılmışken, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisine her atama döneminde ayrılan kontenjanın fazlalığının eşitsizlik yarattığını ifade etmek isteriz. MYK’mız, MEB’e gerçek duruma ve gereksinime göre atama çağrısı yapmaktadır.

Haziran-2020 öğretmen atama takvimi dahi açıklanmış olmasına rağmen, Ocak-2020 dönemi olarak ataması yapılan 20.000 öğretmen hala göreve başlatılmamıştır. Okulların açılmasından sonra arkadaşlarımızın başlatılacağı ifade edilmektedir. Bu durum, 20000 öğretmenin ve ailelerinin mağdur olması anlamına gelmektedir. Eğitim Sen, MEB’e Ocak-2020 döneminde ataması yapılan arkadaşlarımızı bir an önce göreve başlatma çağrısını yinelemektedir.

MEB tarafından 03 Nisan 2020 tarihinde “Merkezi Sınavla Öğrenci Alacak Ortaöğretim Kurumlarına İlişkin Merkezi Sınav Başvuru ve Uygulama Kılavuzu” yayınlandı. Sınavla öğrenci alacak ortaöğretim kurumlarının toplam kontenjanı 213.128’e artırılmış olsa da, bu artışın ortaöğretime geçişte yaşanan sorunları çözemeyeceği açıktır. Öncelikle, bu sene 1.800.000’in üzerinde öğrencinin 8. sınıftan 9. sınıfa geçeceği düşünüldüğünde, kapsamlı ve iyi planlanmış bir yol haritasına ihtiyaç olduğu ortadadır. Ayrıca, sınavla ve sınavsız öğrenci alacak Anadolu Liselerinde sınıf kontenjanlarının 40’a çıkarılması bir çözüm değildir. Bu nedenle, MYK’mız MEB’i öncelikle öğrencilerin ilgi, istek ve tercihlerine dayalı bir okullaşma politikası uygulamaya davet etmektedir. İkinci olarak da, 2020-2021 öğretim yılında yaşanması muhtemel yerleşme sorunu derslik artırarak değil, okul artırarak çözülmelidir. MYK’mız liselere geçişte yaşanacak yerleşme sorunlarına çözümün okul bütünlüğü içinde aranması gerektiğini düşünmektedir.

MEB tarafından 28 Mart 2020 tarihinde öğretmenlere ücret ödenmemesi içi alınan karar, öğretmenleri mağdur etmeye devam ediyor. Mağdur edilen kesimlerden bir tanesi de BİLSEM’ ler de (Bilim ve Sanat Merkezleri) çalışmakta olan öğretmen arkadaşlarımızdır. Bilim ve Sanat Merkezleri Yönergesinin 15/a maddesi açıktır: “BİLSEM’ de gerçekleştirilecek eğitim ve öğretim etkinlikleri öğrencinin örgün eğitim gördüğü saatler dışında hafta içi ve/veya hafta sonu olacak şekilde planlanır.”

İlgili maddeye göre, BİLSEM öğretmenlerinin hafta sonu yaptıkları dersler “rutin müfredat” kapsamında değerlendirilmek durumundadır. MEB tarafından 28 Mart 2020 tarihinde alınan kararla durdurulan faaliyetler “rutin müfredat dışında” olanlar şeklinde tarif edilmiştir. Bu nedenle, MYK’mız MEB’i hızla bu yanlışlığı düzeltmeye ve mağdur olan BİLSEM öğretmenlerinin mağduriyetini gidermeye çağırmaktadır. BİLSEM öğretmenlerinin yaşadığı hak kaybının, EĞİTİM SEN’ in yapacağı yasal başvuru içerisinde yer alacağı bilgisini kamuoyu ile paylaşırız.

 

Salgından dolayı yaşanan kriz, çok sayıda çalışanın işini kaybetmesine ve ekonomik olarak ciddi sorunlar yaşamasına neden olmuştur. Resmi okullarda, okul aile birlikleri tarafından çalıştırılan eğitim emekçisi arkadaşlarımızda bu süreçte işlerini büyük oranda yitirmiştir. Sosyal devletin bu kesimleri desteklemesi ve yaşanan krizden dolayı mağdur olmalarını engellemesi gerektiğini düşünmekteyiz.

Geçtiğimiz hafta, İstanbul’da okul yöneticileri okul iletişim gruplarına mesaj atarak, okul aile birliklerinin işini yitirme durumunda olan çalışanları işten çıkarmaması ve maaş ödeyebilmesi için, öğretmenlerin ek derslerinden kesinti yapılmasının planlandığını ifade ettiler. Planlanan kesinti,  bazı okulların soruna karşı ürettikleri bir çözüm değil, İstanbul genelinde hayata geçirilmesi hedeflenen bir uygulamaydı. Konuya dönük oluşan yoğun tepkiler, yapılan bu planlamadan vazgeçilmesine neden oldu. Sosyal devletin kendi sorumluluğunu öğretmenlere devretmesini kabul etmemiz mümkün değildir. Bizlerin, bu dönemde sosyal devletten beklediği, mağdur olan arkadaşlarımızın sorununu çözmesidir. Eğitim Sen yıllardır okullarda çalışan hizmetli, teknik personel, büro çalışanlarının kadrolu istihdamını savunmaktadır. Gelinen aşama, talebimizin ne kadar haklı ve yerinde olduğunu bir kez daha açığa çıkarmıştır. Ayrıca, öğretmenler eğitim emekçileridir ve emeklerinin kendilerinden bağımsız kullanılmasına izin vermezler. Nasıl olurda, kimi eğitim yöneticileri öğretmenlere sormadan, onların onayını almadan ücretlerinden kesinti yapmayı düşünebilir? Eğitim Sen, bu tür uygulamaların karşısında olacağını ve izin vermeyeceğini kamuoyunun bilgisine sunar.”

 

 

Paylaş
ETİKETLER:
Yok
YAZAR: