
Dışişleri Bakanlığı’na devri gündeme gelen ancak eğitim vermeye devam eden Antalya Lisesi’nin sadece bir eğitim kurumu olmadığını belirten Antalya Lisesi Mezunları Vakfı Başkanı Olcay Okutan, “Antalya Lisesi, 130 yıllık mazisiyle kentin hafızasıdır ve korunmalıdır” dedi
RÖPORTAJ: Hasan YAVAŞLAR
130 yıllık mazisiyle Antalya’nın ilk eğitim kurumu olan Antalya Lisesi, tarihi, misyonu ve mezun ettiği isimlerle dikkat çekiyor. Antalya Lisesi ve Mezunları Vakfı (ALİV) Başkanı Olcay Okutan, lisenin mimari yapısı ve tarihi ile korunması gereken bir değer olduğunu söyledi. 1932 yılında ilk kız lise öğrencisini kaydeden Antalya Lisesi’nin çok önemli isimleri mezun ettiğini belirten Okutan, bu haliyle lisenin bir eğitim kurumundan çok Antalya’nın hafızası olduğunu söyledi. Vakıf çalışmaları hakkında bilgiler de veren Olcay Okutan, mezunların ve Antalyalıların Antalya Lisesi’ne yeterince sahip çıkmadığından dert yandı.
Olcay Hanım, ALİV’in kuruluş hikayesini anlatır mısınız?
Antalya Lisesi’nin mirasçıları olan mezunları, okullarının kıymetini bilerek 1995 yılında Antalya Lisesi Ve Mezunları Vakfı’nı kurarak her yıl Piyaz Gününde okul bahçesinde mezunları ile buluşuyor. Daha çok emekli öğretmenlerle iletişime geçerek onları bir araya getiriyoruz. Çünkü Antalya Lisesi’nin çok fazla mezunu var ve bunlar öğretmenler sayesinde olmuş.
ALİV olarak neler yapıyorsunuz?
Vakıf olarak öğrencilerimize burs veriyoruz. Bağışçılarla, ihtiyaç sahibi öğrencileri buluşturup burs imkanı sağlıyoruz. Bunun yanı sıra, piyaz etkinliğimiz var. Her yıl piyaz günü düzenleyerek mezunları ve emeklilerimizi buluşturuyoruz. Piyaz, Antalya’nın bir markası ve Antalya Lisesi de Antalya’nın tarihi. Bu iki değeri aynı etkinlikte buluşturuyoruz. Bunun yanında okulun tamirat ve tadilat konularında yardımlarda bulunuyoruz. Atatürkçü düşünce çerçevesinde hareket ediyoruz. Atatürk ilkelerine sahip çıkıyoruz.
Bu kadar köklü bir geçmişe sahip olan okul, Antalya için ne anlam ifade ediyor?
Antalya Lisesi, kentin hafızası. İki tarihi bina, iki aileye ait. O yıllarda Antalya’nın mimarisi, bu iki binaya uygun yapılırmış. Şu anda sadece eski öğretmenevi ve Kaleiçi’nde birkaç bina, bu mimariyi hatırlatıyor. Antalya olarak bu yapıyı koruyamamış olmak çok üzücü. Avrupa’da böyle bir kültür olsaydı çok iyi yaşatılırdı. Bu iki bina olmasaydı, Antalya Lisesi’nin bulunduğu yer, bugün büyük ihtimalle başka amaçla kullanılabilirdi. Hafızamıza sahip çıkmak çok önemli. Geçmişimize sahip çıkamamak çok acı verici bir durum.
ALİV’i, daha çok Antalya Lisesi’nin tarihi binalarının Dışişleri Bakanlığı’na devredileceği iddialarından sonra tanıdık. Binaların başka kurumlara devredilmesine neden bu kadar karşı çıktınız?
Antalya Lisesi’nin başka bir kuruma devredileceği konusu gündeme geldiğinde, hafızamızın tamamen silinmemesi için büyük mücadele verdik. Çünkü bu lise bizim lisemiz. Bu lisede okuyup mezun olduk. Antalya Lisesi yerleşkesi içerisinde yer alan ve Atatürk Caddesi’ne bakan iki tarihi binası, Antalya esnaflarından; Rum İstavri Kahyaoğlu ve Dimitrios Panteleoğlu’nun kendilerine yaptırmış̧ oldukları evleridir. O yıllarda Antalya’da Rumlar yaşıyormuş ve 1922 yılında zorla ayrılmışlar. Ticaretle uğraşan bu iki ismin, halen Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nda kayıtları mevcut.
Antalya için bu kadar önem taşıyan bu kurum, Antalya’dan yeterince destek alıyor mu?
Lise mezunları, Antalya Lisesi’ne yeterince sahip çıkmıyor. Liseye sahip çıkmak için sosyal medyadan bir şeyler paylaşmak yetmez. Öncelikle mezunlar buraya sahip çıkmalı. Önyargıyla yaklaşan mezunlarımız var.
Antalya Lisesi’nini tarihine yakından bakarsak, neler anlatırsınız?
Antalya Lisesi, 7-8 yıl kadar yaşadıktan sonra mülkiyeti Maarif Vekaleti’ne geçmiş. 1898 yılında Antalya İdadisi (Ortaokul) olarak eğitim hayatına başlamış ve Osmanlı İmparatorluğu’na memur yetiştirmek için açılmış. 1918’de Sultaniye (Lise) olarak eğitim hayatına başlamış. O zaman Türkiye genelinde 50 tane Sultaniye vardı, birisi bu bina. Cumhuriyet’in ilanı ile birlikte lise oluyor ve tek devreli eğitim veriyor.
1932-33 eğitim öğretim yılında tekrar lise oluyor.
Tarihi binalar bugün hangi amaçla kullanılıyor?
Bugün; binalardan 1891 tarihinde yapılmış olan Antalya Lisesi idare binası olarak kullanılmakta olup, diğeri 1889 yılında yapılan evin Valilikçe restorasyon işlemi yaptırılmıştır. Lisenin tapusu 1945 yılında alınmış. O yıllarda liseyi bitirmek çok kolay değil. Lisede Olgunluk Sınavı var ve üç sınavda da başarılı olmayan öğrenci mezun olamıyor. Antalya lisesi bir kültürdür. 1898 yılından bu yana, yetişen o kadar çok değer var ki, anlatmakla bitmez. Antalya’da okula sahiplenme az. Hemşehrilik bilinci az. Başka şehirlerde bu bilinç daha fazla. Lisenin Dışişleri Bakanlığı’na devri gündeme geldiğinde kamuoyu iyi refleks gösterdi ve okulumuza sahip çıktık.
(KUTU) Foto: Necla Çakıldağ
Antalya Lisesi’nin tarihine baktığımızda, ilk kız öğrenciyi mezun ettiğini görüyoruz. Bunu anlatır mısınız?
O zamanlarda kız öğrencileri liseye almayı düşünmüyorlar. Bir kız öğrenci ağabeyi ile birlikte isminin baş harfleri ile birlikte okula kaydoluyor. Antalya’nın ilk fotoğrafçısı Foto Türk’ün kızı Necla Çakıldağ, 1932 yılında erkek lisesi olarak açılan Antalya Lisesi’ne, ağabeyinin yardımı ile F.N.Göksay adı ile kayıt yaptırıyor. Okul açıldığı gün gidip sıraya girince herkesi şaşkına çeviriyor. Dönemin Antalya Valisi ve Milli Eğitim Müdürü’nün hoşgörüsü ile okumasına izin veriliyor ve bu azimli kız Antalya Lisesi’nin ilk kız öğrencisi oluyor. Ailelere ilham olan Necla Çakıldağ, bir yıl sonra çok sayıda kız öğrencinin Antalya Lisesi’ne kayıt yaptırmasının önünü açıyor. 1934-35 eğitim-öğretim sezonunda, ilk ve tek mezun olarak Antalya Lisesi’ni bitiriyor.
(KUTU) Apo, istediğin ismin fotosunu kullanabilirsin
Antalya Lisesi, çok sayıda tanıdık mezun veriyor. Bu mezunlara örnek olarak hangi isimleri verebilirsiniz?
CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal, Dışişleri ve Savunma eski Bakanı Kenan Atakol, Büyükşehir Belediyesi eski başkanları Menderes Türel, Bekir Kumbul, Selahattin Tonguç, Milli futbolcu Burak Yılmaz, Emekli Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, Antalya’nın ilk mimarı Tarık Akıltopu, Sinema sanatçısı Sümer Tilmaç, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Ali Balaban, Gazi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Abdurrahman Güzel, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı İsa Durmaz, Şair, edebiyatçı, yazar Ahmet Hamdi Tanpınar, Sinemacı, yönetmen Belhüh Dal, Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Evren, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Sekreteri Cahit Oğuz, Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Kerim Yavuz, Tarihçi yazar Hüseyin Çimrin, Şair Mehmet Çınarlı, Kent Tarihi araştırmacısı Giray Ercenk, Lahey Büyükelçisi, Maliye ve Gümrük Müşaviri İbrahim Tali Dinçel, En uzun hizmet ödülü sahibi öğretmen Şerife Tufan, Türk Kanser Araştırma ve Savaş Derneği Başkanı Kadri Yakut.