Antalya
Yayın Tarihi : 27.06.201908:00
Güncelleme Tarihi : 26.06.201915:37
A

Aylar süren seçim maratonu sona erdi ve gerçek gündemimizle baş başa kaldık.


Ekonomi kötü, ekonominin temeli tarım daha kötü.


Artan enflasyonun günah keçisi ilan edilen, üreticisinden tüccarına kadar her aşaması toplum önünde linç edilen sektör, her zamankinden daha sıkıntılı.

İşin can sıkan tarafı, gelecek için de umutlu cümleler kurulamıyor.


Girdi maliyetlerindeki artış göz önünde bulundurulmadan eleştirilen sektörü, önümüzdeki dönemlerde daha sıkıntılı süreç bekliyor. 


Yüzde 100’lere varan artış yaşanan girdi maliyetlerini (gübre, mazot, fidan, sulama) görmezden gelerek tarım için doğru teşhiste bulunamayız.


Domates üreticisi bir çiftçinin dediği gibi, geçtiğimiz yıl 120 TL’ye alınan gübre bugün 300 TL’ye dayanmış. Domatesi bağlamak için kullanılan ipin çuvalını geçen yıl 120 TL’ye alan üretici, bu yıl 300 TL ödemiş.


Örneklerin tamamı buna yakın.


Planlı üretim yapmak ve girdi maliyetlerini makul seviyede tutmak, tarım sektörünün beklediği en acil çözümler.


Faiz oranlarındaki artışın durdurulamaması, kredi kullanan üreticinin belini her geçen gün büküyor.


Üretim planlaması demişken…


Yaklaşık 1 yıl önce, Antalya Ticaret Borsası’nda yapılan meclis toplantısında patates ve soğan fiyatlarının 10 TL’yi bulabileceği öngörülmüştü. Depolardaki stoklarda yaşanan hastalık ve iklim değişikliği nedeni ile fiyat artışının yaşanacağı uyarısında bulunulmasına rağmen, artış gerçekleşince üreticiyi ve tüccarı terörize eden açıklamalar insanları çok kırmış, incitmiş.


Dün yapılan meclis toplantısında benzer uyarı yine yapıldı. Soğandaki küf hastalığı nedeni ile stoklarda zayiat olduğu, iklim değişikliği nedeni ile de üretimde sorun olduğu, buna bağlı olarak da yaz sonunda soğan fiyatlarının yükseleceği açıklandı. 


Yani dış güçler veya teröristlerin katkısı olmaksızın, soğan fiyatları artacak.


Çiftçiyi ve tüccarı daha fazla küstürmemek, incitmemek için vakit varken gereken önlemler alınmalı.

 

Benzer sorunlar et sektöründe de var.


Tüm bu sorunları, ilgili bakanlıklar ve onlara bağlı olan il-ilçe müdürlükleri de görüyor. Görmüyorsa da görmeleri gerekiyor.


Sorun ‘geliyorum’ derken duymazdan gelip, her faturayı üretici ve tüccara çıkarmak kolaya kaçmak, sorumluluğu başkasına atmaktır.


Ancak benzer politikalar devam ederse üretecek çiftçi, çiftçiye Pazar bulan tüccar kalmayacak.


Soğan bir kez daha gözümüzün yaşına bakmayacak.


Teşhisi üretici ve tüccar bugünden koymuş, tedavi yöntemi geliştirmek isteyenlere duyurulur.

Paylaş
ETİKETLER:
Yok