Antalya
Yayın Tarihi : 27.02.201908:00
Güncelleme Tarihi : 26.02.201917:29
A

Normal Konuşma Nedir?
Normal konuşma, konuşmanın akışının farklı biçimlerde yorumlanmasıdır. Hepimiz bazen seslerin yerini karıştırır, cümlede yanlış yerde durur, uygunsuz vurgu yapar veya kelime ve hecelerde tekrarlar, geriye dönüşler, dil sürçmeleri; çeşitli sesler çıkartarak akıcılığı bozabiliriz. Konuşma çabaları çok şiddetli ve akıştaki bölünmeler çok olduğu zaman, dikkat çektikleri için dinleyiciler tarafından bozukluk olarak algılanır. Konuşma, kusursuz değildir. Bu yüzden her zaman aynı akıcılıkta olmalı şeklinde bir kural olduğu düşünülmemelidir.
Normal Akıcılık Bozuklukları;
Konuşma ritminde duraklamalar 2- 6 yaş arasında sıklıkla görülür. Çocuğun dil gelişimi sürecinde yaşadığı tedavi gerektirmeyen normal duraksamalardır. Buna “normal akıcılık bozukluğu”(normal disfluency) denir. Tüm çocuklarda görülebilir.
Aileler bu duraksamalar üzerinde çok durmaz ve çocuğun kendine güvenini sarsacak; “Yavaş konuş”,”Sakin ol!”,”Öyle konuşma!” gibi söz ve tutumlardan uzak durduklarında bu süreç daha rahat atlatılmakta ve akıcılık bozukluğu kalıcı hale gelmemektedir.
KEKEMELİK (Stuttering,Stammering) NEDİR?
Psikiyatrik tanı kriterlerine göre; kekemelik, yaşına ve lehçesine uygun gelişimsel olarak çıkartması beklenen konuşma seslerini çıkartamaması, konuşmanın olağan akıcılığında ve zamanlama örüntüsünde bozukluk olması durumudur.(D.S.M. IV, 1994, S.449).
Kekemelik ; konuşmadaki akıcılığın bozulması, bunlara verilen psikolojik (Konuşmaktan çekinme, konuşurken hata yapmaktan korkma) ve motor reaksiyonlarla (Vücudun çeşitli yerlerinde oluşan tikler), konuşmadaki uzatmalar, tekrarlar ve duraklamalarla kendini gösterir.
Bunlar genellikle :
Hece-ses uzatma (v-v-v-ver),
Kısa kelime tekrarı (al-al-al),
Ses uzatma (Ssssssabah),
Durma –Bloklamalar (okk-ula ge-geldim), şeklinde olabilir.
Akıcılıktaki Bozulmaya Karşı Bireyde Oluşan Problemler;
1) Psikolojik Tepkiler: Konuşmaktan kaçınma, konuşmaya başlangıçta ya da devam ederken yoğun stres ve anksiyete yaşanması.
2)Motor Tepkiler: Vücudun çeşitli bölgelerinde meydana gelen tikler. (Ekstremiteler, baş, boyun, çenede)
Kekemeliğin Türkiye’de Görülme Sıklığı;
Kekemeliğin erken dönem görülme sıklığı: % 4 iken,
Kekemelikte genel sıklık; % 1’dir. (Konrot, A. Mayıs 2003, Ankara)
Evreleme
Kekemelikte 2 temel evre vardır. Bunlar:
1-Primer Evre Kekemelik
2-Sekonder Evre Kekemelik
1- Primer Evre Kekemelik
Bu dönem 2-2,5 yaşlarından 6-7 yaşlarına kadar uzanabilmektedir. Kekemelik sürekli olmayıp epizotlar halindedir. Bu dönemde çocuk kekemeliğinin farkında değildir ve genellikle konuşmaktan kaçınmaz ve akıcılıktaki bozulmalara psikolojik tepkiler vermez. Aileye verilen eğitimle bu sorun aşılabilmektedir. Bu dönem akıcılık bozukluğuna; primer kekemelik, normal disfluency, kimi kaynaklarda ise fizyolojik kekemelik denmektedir. Primer evre kekemelikte kekelenen hece sayısı %10’dan büyüktür.
2- Sekonder Evre Kekemelik
7’li yaşlardan sonra ortaya çıkan ve çocuğun konuşmasındaki bozukluğun farkına varıp psikolojik tepkiler vermeye başladığı dönemdir. Bu dönem kekemeliğin tedavi gerektirdiği bir evredir. Yaş ilerledikçe çocuk kekemeliğinin farkına varır ve bu şekildeki konuşmaya reaksiyon vermeye başlar. Önceleri eforsuz olan uzatma ve tekrarlar daha hızlı, düzensiz, yoğun ve eforlu olmaya başlar. Konuşma ritmindeki bozukluğa gösterilen tepki kişiler arası farklılık göstereceğinden ileri yaşlardaki kekemelik arasında büyük farklılıklar görülür. Sekonder evre kekelemelikte kekelenen hece yüzdesi %5’ten büyüktür.
 (Devam Edecek)
Esenlikler Dilerim.

Paylaş
ETİKETLER:
Yok