Antalya
10.03.2017
A
YAZI DİZİSİ
Rusya – Almanya – Hollanda hattı
Rusya – Almanya – Hollanda hattı

Dün, ““Nazizmin, Almanya'da bittiğini zannediyordum; meğerse hâlâ devam ediyormuş” türünden sözlerin Almanya’daki anlamının, Rus uçağının düşürülmesinin Rusya’daki anlamı neyse olduğunu hatırlatıp, “Turizm söz konusu olduğunda Almanya ile olan ilişkilerimiz köklü ilişkiler. Rusya’yla ile olan ilişkileri köklendirmeyi başarmış değiliz. Rusya’yla olan ilişkiler konjonktüre göre tersine dönebilecek ilişkiler. Almanya ile yaşanan gerilimin kopmayla sonuçlanması Antalya turizmine Rusya krizinin vurduğundan çok daha büyük, tamiri çok daha güç darbe vurur. Almanya’nın yasakçılığının eleştirilmesi ya da kınanmasının üslubu, Alman yöneticileri Hitler faşizmine havale eden bir üslup olamaz, olmamalı” demiştik. KİM NEREYE DÖNDÜ? Dünden bugüne değişen bir şey oldu mu? Bazı gazeteler, Berlin Fuarı’ndan “müjdeli” haberler gönderse de; devlet yöneticilerimizin, devletimizi dış dünyada temsil eden siyasetçi ya da bürokratlarımızın beyanları bu haberlerle örtüşen türden değil. Antalya Milletvekilimiz - Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu, geçtiğimiz gün kullandığı ifadelerin telafisi niyetine, “Biz şu anki yönetime ‘Nazisiniz’ demiyoruz. Uygulamaları o dönemi hatırlatıyor” sözlerine yer vermiş. İktidar yanlısı medya bu tür ifadelerle ilgili ihtiyat telkin etme yerine işi kızıştırmakla meşgul. Yandaş medyanın amiral gemisi olarak tabir edilen gazetenin manşeti, “Almanya Hitler yıllarına döndü” şeklinde. ŞİMDİ DE HOLLANDA KRİZİ Almanya’yla olan gerilim devam ederken bu kez Hollanda krizi patlak veriyor. “Rica ederse” diyor Sayın Bakanımız, “'Seçim sonrası gel' diye, seçim sonrası cuma ya da cumartesi günü gidebiliriz. Yok her şartta bizim için zor derse, bu cumartesi ben giderim. Gideceğim". Bakanımızın bu sözlerinde bir sorun var mı? Tabi ki yok. Ama, bu cümleye “Adam gibi rica ederse” ifadelerini eklediğiniz zaman işin şekli değişiyor. Türkiye’nin hamasetle yönetilen kesimlerinde karşılığı bol olan “adam gibi” lafının, uluslararası ilişkilerin yegâne dili olan diplomasi dilinde, nezaket gerektiren o dilde hiç mi hiç yeri yok. TURİZMDEKİ MANZARA Antalya’ya 2015 yılında 3 milyon bin 16 kişinin geldiği Almanya’dan, 2016 yılında 1 milyon 975 bin 355 kişi geldi. Rusya’dan ise 2015 yılında 2 milyon 836 bin 902 kişin geldiği Antalya’ya, 2016 yılında 486 bin 548 kişi geldi. Geçtiğimiz yıl Antalya’nın en önemli turizm pazarlarından Rusya’da yüzde 83, Almanya’da yüzde 34 düşüş gerçekleşti. Dün verdiğimiz bu rakamlara şunları da ekleyelim: Hollanda’dan Antalya’ya 2015 yılında 434 bin 842 turist gelirken, 2016 yılında 306 bin 280. Hollanda’dan Antalya’ya gelen turist sayısındaki düşüş yüzde 29.6. Hollanda, Antalya’ya gelen turist sayısı açısından Almanya, Rusya, Ukrayna, İngiltere’nin ardından 5’inci sırada yer alıyor. Ukrayna’nın 3’üncü sırada olmasının nedeni ise İngiltere ve Hollanda’da yaşanan düşüşten kaynaklanıyor. ÇEKİLEN ONCA EMEĞE YAZIK Avrupa ülkelerinden Türkiye’ye turist gelmesi için yukarıdaki beyanlara yer verilen aynı günlerde Berlin Fuarı’na katılıp milyonlar harcıyorsunuz. Geçtiğimiz günlerde ATSO’nun çağrısı, Antalya Valiliği’nin önderliğiyle, bir turizm tanıtma projesi geliştirildi. Antalya odaklı projenin bütçesinin 1 milyon liranın üzerinde olduğu açıklandı. Bu milyon liraların önemli bölümü Avrupa ülkeleri ve Rusya’dan getirilip Antalya’da ağırlanacak medya mensuplarına harcanacak. Yerel yönetimler ve yerel kurumlarımızın Antalya’nın tanıtımı, Antalya’nın dış dünyadaki imajının telafisi için soyunduğu bu fedakârlığın, bu fedakârlık adına seferber ettiği imkânların, alın terinin, harcadığı onca paranın, edilen bunca lafın, yaratılan bunca gerilimin ardından bir anlamı kalır mı?

Paylaş
ETİKETLER:
Yok
YAZAR: