Milli bilardocu Burak Haşhaş, 17 Yaş Altı Avrupa Şampiyonası'nda iki kez şampiyon olduğunu belirterek, "Yeni hedefim büyüklerde dünya şampiyonu olmak." dedi.

BABAM TEŞVİK ETTİ

Burak Haşhaş,  yaptığı açıklamada, bilardoya genç yaşta başlamanın avantajlarını yaşadığını söyledi. Bilardoya 9-10 yaşlarında başladığını anlatan 17 yaşındaki Burak,

"Babam hobi olarak bilardo oynuyordu. Ben onunla sık sık salona gidip oynuyordum. Babamla gide gele ben de bilardoyu çok sevdim. Babam beni özellikle teşvik etti. Benim bilardoya başlamamda bu anlamda ailemin çok büyük desteği oldu." diye konuştu.

İKİ KEZ ŞAMPİYON OLDUM

Bilardoda 2021 yılında henüz 15 yaşındayken Türkiye Gençler Klasmanı'nı birinci tamamladığını hatırlatan Burak, şunları kaydetti:

"Bu benim ilk önemli derecemdi. Daha sonra 17 Yaş Altı Avrupa Şampiyonası'nı katıldım ve orada iki kez şampiyon oldum. Ardından 25 yaş altı Avrupa ve 22 yaş altı dünya şampiyonalarında altın madalya kazandım. Oynadığım sürece dünya gençler şampiyonasını kazanmak istiyorum. Ama asıl hedefim bilardoda büyükler dünya şampiyonu olmak."

ÇOCUKLARINIZI MUTLAKA BİLARDOYLA TANIŞTIRIN

Burak Haşhaş, Türkiye'nin bilardoda dünyada en başarılı ülkeler arasında yer aldığını söyledi. Bilardonun herkesi birleştiren bir tarafı olduğuna inandığını aktaran Burak,

"Burada ailelere de bir tavsiyem olacak. Çocuklarını bilardoyla mutlaka tanıştırsınlar. Çocuklar en azından denesinler. Belki çocukları bu sporu çok sevecek ve aradıkları spor dalı bu olacak. Bunun için bilardonun tanıtılması ve daha çok göz önünde bulundurulması gerek." değerlendirmesinde bulundu.

YOLUN HENÜZ ÇOK BAŞINDAYIM

Sağlığı el verdikçe bilardo oynamaya devam edeceğini aktaran Burak, sözlerini şöyle tamamladı:

"Yolun henüz çok başındayım. 3 yıldır oynuyorum. Yaşadığım ve sağlığım el verdiği sürece 65 yaşıma kadar oynamak istiyorum. Günde 6 ile 8 saat arasında antrenman yapıyorum. Semih Saygıner abi ile antrenman yapıyorum. İstanbul'da Gülşen Degener de bana çok destek oluyor. Gelişimim boyunca katkıda bulunan herkese, özellikle de Gülşen Degener ile Semih Saygıner'e çok teşekkür ediyorum."