TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi görüşülürken söz alan TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi CHP Antalya Milletvekili Mustafa Erdem, “Milli Eğitim, 2003 yılından bu yana hep geriye götürüldü. Yeni Bakanımızın gelmesiyle olumlu anlamda değişen bir şey olmadı” diye konuştu.

YENİ İCAT ‘SENARYO’

AKP iktidarı süresince tam 17 kez eğitim sistemi, 9 kez de Millî Eğitim Bakanı değişikliğine gidildiğini belirten Mustafa Erdem,

“Her gelen Bakan farklı bir düzen kuruyor. Yeni gelen Bakan da okullarda yapılan sınavlarda yeni bir şey, senaryolar icat etti. Öğrenciler sınavları birinci senaryo mu, ikinci senaryo mu, üçüncü senaryo mu; ona göre yapacaklar. Öğretmen, öğrenci, herkesin kafası maalesef karışık. Ben de bu bütçe değerlendirmesini hangi senaryoya göre yapsam diye düşündüm yine de halkın, öğretmenin, öğrencinin yaşadığı, anladığı senaryoya göre konuşmak istedim” diyerek Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in göreve başlamasından kısa süre sonra okullarda başlatılan “senaryo” uygulamasını eleştirdi.

VELİLER, OKULLARA KOLİLERLE MALZEME TAŞIYOR

Bakanlığın 2024 yılı bütçesinin temel ihtiyaçları karşılamaktan uzak olduğunu vurgulayan Mustafa Erdem,

“2024 yılı Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi 1 trilyon 92 milyar lira olarak belirlenmiş. 2023'e göre iki kattan fazla artmış ama işin aslı öyle mi? Tabii ki değil. Bu rakam, yüksek enflasyon ve Türk lirasında yaşanan değer kaybının etkisi. Her bütçe döneminde olduğu gibi yine ‘Aslan payını eğitime ayırdık’ diyorlar. Öyle mi? Değil. Eğitim bütçesinin millî gelire oranı OECD ortalaması olan yüzde 6'nın yarısına bile ulaşmamış. Yirmi iki yıl içinde Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinin merkezî bütçeye ve millî gelire oranı çok değişmediğinden bu yıl da eğitim harcamalarının esas yükü zaten ay sonunu getiremeyen, geçim sıkıntısı yaşayan velinin sırtına yüklenmiştir. Bakıyoruz, eğitim yatırımına ayrılan pay her yıl düşürülmüş. Şimdi, belki itiraz edeceksiniz ama okullar başlarken okul önüne giderseniz -gidenleriniz de vardır- her okulun kapısında kolilerle kırtasiye malzemesi, tuvalet kâğıdı, temizlik malzemesi taşıyan veliler görürsünüz. Veli okula sabun götürmezse inanın tuvaletlerde sabun yok. Okulların temizlik ve güvenlik personeli bile velilerden toplanan paralarla tutuluyor, parayı vermezlerse temizlik için velilere haftalık temizlik görevi veren okullar var” ifadelerini kullandı.

PARAN YOKSA OKUMA

Antalya’da Milli Eğitimin sorunlarına ilişkin veriler aktaran Mustafa Erdem, şunları söyledi:

“65 okulumuzda hizmetli sorunu var. Ayrıca, önceki yıllarda İŞKUR aracılığıyla okullara güvenlik görevlisi sağlanıyordu ancak tasarruf etme gerekçesiyle artık okullarımıza güvenlik görevlisi verilmiyor. Çocuklarımız Allah'a emanet. Yine Antalya'da 94 okulda on binlerce öğrencimiz ikili eğitim yapan okullarda eğitim görüyor. Neden? Çünkü yeterli okul yok. İlimizde 53 okulda sınıf mevcutları 40’ın üzerinde. Bu denli kalabalık sınıflarda sağlıklı ve verimli eğitim öğretim mümkün mü? Gerçi sizin çocuklar başka yerlerde okuyor olabilir, anlamıyor olabilirsiniz ama gerçekten bu mümkün değil. AKP eğitimi ticarileştirdi, vatandaşa ‘Paran yoksa okuma’ diyor. Bu mu eğitime ayılan aslan payı?” 

BİR ÖĞÜN YEMEĞİ KESTİNİZ YAHU

Okul öncesi eğitime dair sorunlara da değinen CHP’li Milletvekili Mustafa Erdem,

“Hem 12. Kalkınma Planı’nda hem de stratejik planlarda okul öncesi eğitim ve okullaşmadan bahsedilip duruluyor. Türkiye yüzde 39 ile 3-5 yaş aralığında okul öncesine erişim oranının en düşük olduğu OECD ülkesi. Bir öğün ücretsiz yemek uygulamasını 2023 genel seçimlerinden sonra iptal ettiniz. Okul öncesine verilen bir öğün yemeği kestiniz siz yahu. Yandaş müteahhitlere milyar dolar ödemeler yapılırken çocuklarımıza bir elmayı, bir mandalinayı çok gördünüz” ifadelerine yer verdi.

2003’TEN BU YANA HEP GERİLEDİ

Eğitim sisteminde yapılan değişikliklere ve eğitimde bir türlü doğru politikanın bulunamamasına dikkat çeken Mustafa Erdem,

“4+4+4 sistemini getirdiniz,  Liselere girişlerde 5 farklı sınav sistemi denediniz, düz liseleri kapatarak sınavlar sonucunda Anadolu ya da fen liselerine yerleşemeyen binlerce öğrenciyi açıkta bıraktınız. Bu öğrenciler zorla İmam Hatip Liseleri, meslek liseleri ve özel okullara yönlendirildi.13 bin 800 yüz köy okulunu kapattınız. Çocuklar ‘taşımalı eğitim’ adı altında eğitimden uzaklaştırıldı. Yatılı ilköğretim bölge okullarının sayısını azalttınız. Yoksul ailelerin çocukları merdiven altı geçici vakıf, cemaat ve derneklerin yurtlarına mahkûm edildi.  Köy okullarında öğrenim gören çocuklar, mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocukları, yoksul ailelerin çocukları, çocuk işçiliği derken eğitimden çekilme oranları arttı. Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA)’da 2003'ten bu yana okuma, matematik ve fen bilimleri dâhil, tüm branşlarda OECD ülkelerinin altında kalmışız. Çünkü 2003'ten bu yana eğitim hep gerilemiş. Bunu da takdirlerinize bırakıyorum” dedi.

KURAN KURSU ANAOKULUNDAN FAZLA

Asıl sorunun eğitim bir taraftan paralı hale getirilirken diğer taraftan zorunlu olan nitelikli bilimsel eğitimden uzaklaşılarak eğitimin laiklik ilkesinden uzaklaştırıldığını söyleyen Mustafa Erdem şöyle devam etti:

“AKP’nin iktidara geldiği tarihten itibaren sistematik olarak eğitimde adım adım laiklikten uzaklaşıldı. Eğitimde gericileştirme okul öncesine kadar indirildi. Milli Eğitim Bakanlığı okul öncesi eğitimi adeta Diyanet İşlerine devretti. 4-6 yaş Kur'an kurslarının 5 bin 561 olan sayısı, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı 3 bin 47 anaokulu sayısını geçmiştir. Bununla da kalmamış, okul öncesi eğitim ve ilköğretim kurumları ile yatılı bölge okullarının pansiyon kısımlarına mescit açılması zorunlu hâle getirilmiştir. Pansiyonlarda revir yok, yatak yok, ısınma sorunu var, yemek sorunu var ama mescit hazır. ‘Seçmeli ders’ adı altında zorunlu din derslerini artırdınız. Müfredattan toplumsal cinsiyet eşitliği, evrim teorisi, felsefe derslerini çıkardınız. Hazırlanmakta olan yeni müfredatta ise coğrafyadan kimyaya, tarihten biyolojiye tüm dersler dinî referansla anlatılacakmış. Böyle bilim olur mu değerli arkadaşlar? Çağdaş medeniyetlere böyle nasıl ulaşacaksınız? Sayın Bakana kalsa, kız ve erkek öğrencilerin bir arada eğitim görmesini de engelleyecek. İktidar, gerici vakıf ve derneklere kaynak aktarmaktan, bu yapıları eğitimin içine sokmaktan vazgeçmiyor; protokol imzalıyor, imamları okullarda ders vermeye davet ediyor; protokol imzalıyor, öğrencileri bu yapıların kurslarına gönderiyor. Bu protokoller, Anayasamıza, Milli Eğitim Temel Kanunu'na açıkça aykırıdır; laik, bilimsel eğitime de zarar vermektedir.”

ÖĞRENCİLERİN YATACAK YERİ YOK

Milyonlarca üniversite öğrencisin barınma ve karnını doyurma gibi temel sorunları olduğunu dile getirerek,

“İktidarın ekonomik ve sosyal politikaları sonucunda milyonlarca öğrencinin yatacak yeri, yiyecek yemeği yok; gençler öğün atlayarak yaşıyor. Avrupa'da öğrenciler aldıkları burslarla dünyayı gezerken maalesef bizim öğrencilerimiz aç” ifadelerini kullanan Milletvekili Erdem, bakanlığa, her 24 Kasım’da öğretmenlere önlük hediye etmek yerine bir maaş ikramiye verilmesi için düzenleme yapılmasını tavsiye etti. 

 

 

Muhabir: BÜLENT ÖNER