Türk nüfusunun mecburi olarak başka illere göç etmesi, boşalan bölgelerde başta Suriyeli sığınmacılar olmak üzere, başka etnik unsurların sayısının artmasına neden oldu. Bu durum, sosyal yardımlardan yararlanma, vergisiz ticaret gibi konuların yanı sıra bazı bölgelerde yabancı nüfusun Türk nüfusunu geçmesi gibi endişe verici boyutlara ulaştı.
SINIR KENTLERİNDEKİ TEHLİKE: HATAY ÖRNEĞİ
Hatay ve diğer sınır kentlerinde yabancılara toprak satışları hız kesmeden devam etmektedir.
Başta Hatay olmak üzere, bütün ülke sathında yabancılara toprak satışları tam gaz devam etmektedir. Çeşitli kaynaklarda yer alan bilgilere göre hülleyle bile olsa ne yazık ki Hatay'ın yarıdan fazlası yabancılara satılmış vaziyettedir.
Bu durum, ülkenin demografik yapısının stratejik bir göç mühendisliğiyle değiştirilmesi tehlikesini ortaya koymaktadır.
MORAL DEĞERLERİN YOZLAŞMASI: AHLAK VE KÜLTÜRÜN BOZULMASI
Sınır ve sahil kentlerinde yaşanan bu dönüşüm, ahlaki değerlerin ve kültürel yapının bozulmasına da yol açmıştır. Çok eşlilik, fuhuş, taciz gibi olaylar artarken, Türk dili de yabancı diller tarafından asimile edilmekte ve kuşatılmaktadır.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ VE ULUSAL ÇAĞRI
Gücümüz Anadolu Platformu, bu çirkin tezgahın ve sinsi oyunların farkında olarak, yabancıya mülk satışlarının durdurulmasını, göçmen politikasının gözden geçirilmesini ve sığınmacıların kendi ülkelerine gönderilmesini talep etmektedir. Ayrıca, "Türk vatanında Türk sürgününe hayır" ve "sessiz istilaya hayır" diyerek, TBMM'yi, Hükümeti ve siyasi partileri görevlerini yapmaya davet etmektedir.
Depremler, göçmen politikası, toprak satışları gibi konuların bir araya gelmesi, Türkiye'nin önemli bir dönemece girdiğini gösteriyor olabilir. Gelecek adımlar, yalnızca hükümet ve siyasi partiler tarafından değil, tüm Türk milleti tarafından atılacak olan kararlarla şekillenecektir.