Odatv’de yer alan habere göre Aslı Baykal, Deniz Baykal’ın eski kurmayları tarafından Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde yapılması planlanan törene katılması için ikna edilmeye çalışıldı. Aslı Baykal'ın evine bizzat gidilerek görüşüldü. Ancak bütün ısrarlara rağmen, Baykal, “Ataç varsa ben yokum” dedi.

KARDEŞİ ATAÇ BAYKAL'A VE CHP'YE KIZGIN 

CHP’nin eski Genel Başkanlarından Deniz Baykal, birinci ölüm yıldönümünde 11 Şubat 2024 tarihinde mezarı başında anıldı. Baykal’ı Mustafa Özyürek, Eşref Erdem, Mehmet Sevigen, Yılmaz Ateş gibi eski kurmayları ve sevenleri Çankaya Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde  tören düzenlemek istedi. Anma töreni öncesi Baykal’ın kızı Aslı Baykal'da aranarak törene davet edildi. Baykal'a “Babanız Deniz Baykal’ı anma toplantısında sizleri de aramızda görmek istiyoruz” denildi. Ancak Baykal, “Ataç Baykal varsa ben o törene katılmam” şeklinde bir yanıt verdi. Aslı Baykal ayrıca CHP tarafından Devlet Mezarlığı’nda organize edilen anma törenine de gelmedi.

GÖRÜŞ AYRILIKLARI

İki kardeş arasında Halktv’nin satışı ve Baykal’ın hastalığı süresinde Aslı Baykal’ın kimseyi yanına yaklaştırmaması gibi konularda görüş ayrılığı yaşandığı biliniyor. Bir başka dikkat çeken nokta ise, CHP Genel Merkezi’nin de Baykal’ı anma amacıyla yapılması planlanan kapalı salon toplantısına sıcak bakmaması oldu. Aslı Baykal’ın tutumu ve CHP Genel Merkezi’nin de tutumu eklenince Baykal’ın anma toplantısı yapılamadı.

Aslı Baykal'dan CHP'ye mektuplu tepki: 

Odatv’de dün yayınlanan  “Ankara kulisi: Baykal'ın çocukları birbirine düştü” başlıklı  habere Aslı Baykal'ın gönderdiği mektup da haberleştirildi. Uğur Can Biçer imzalı 'mektup' haberinde CHP'ye ağır eleştiriler getirildi. İşte o mektup: 

"CHP'nin, askeri darbe ile kapatılmasından sonra ikinci kez açılmasını sağlayan Rahmetli Deniz Baykal'a sağlığında 'bilinci yerinde değil, hakkında fezleke düzenlenmeli, milletvekilliğinden istifa etmeli, onu bile yapamaz, ailesi ettirmeli’ gibi sözler sarfeden Ali Mahir Başarır grup başkanvekili yapılarak onurlandırıldığı bir yapıda düzenlenen törene katılmam söz konusu değildir.

Babamın hastalığı sırasında onunla kalarak yakından ilgilendim doğal olarak. Yanına kimin gelip kimin gelmeyeceği ve TV'nin satışı konularında söz sahibi olan ben değil babamdı. Her gün mutlaka ziyaretçisi oldu, bu hastane çalışanları tarafından da gözlendi.

Babam devlet mezarlığında yatıyor. O bir devlet adamıdır. Her isteyen ve onu gerçekten sevip icazete ihtiyaç duymayan her şahıs istediği her zaman gidip mezarı başında anma yapabilir, aynı benim gibi.

Dileyen uygun bir yer bulup toplantısını düzenler, icazet istemiyorsa, korkusu yoksa kendi ufak çıkarları için. Dedikodu ile zaman geçirmekten parti ile ilgilenen yok."

Kaynak: Oda TV internet haber sitesi