Tüm dünyada 'Noel Baba' olarak kullanılan Aziz Nikolaos, Likya Birliği Meclis Binası'na ev sahipliği yapan, dönemin önemli limanlarını barındıran Patara'da zengin bir buğday tüccarının oğlu olarak dünyaya geldi. Kaş ilçesi Patara'dan Demre ilçesi Myra'ya geçen Aziz Nikolaos, uzun yıllar burada yaşadı ve milattan sonra 4'üncü yüzyılda piskoposluk yaptı. Ölümünden sonra bugün de bedenini taşıyan Aziz Nikolaos Kilisesi'ne gömülmüştü. Myra Piskoposu olarak 365 yıl 6 Aralık günü 65 yaşında öldüğüne inanılan Aziz Nikolaos'un, Demre'de adını taşıyan kilise, Hıristiyan dünyasında özellikle Ortodokslar için kutsal değere sahipti. Her yıl binlerce turist burayı ziyaret ediyor. Kilise duvarlarında Aziz Nikolaos'a ait freskler yer alırken, bir de ona ait olduğu düşünülen balık pulları ve akanthusun gerçekleşmesiyle şekillendirilmiş Roma Dönemi'ne ait lahit bulunuyor.

O DÖNEME AİT İLK BULGULAR 

Demre'deki kilisede 2022 yılı kazılarında büyük kişilerin sahip olduğu yeni süreler ortaya çıktı. O dönem tüm dünyada ses getiren yeni dönemlerden birinde; Akdeniz'de sular yükseldi ve alüvyonlarla kaplanan kilisede Aziz Nikolaos'un ayak bastığı zeminde bulundu. O dönem Antalya Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu, Aziz Nikolaos'un kilisesinde 1850'de Rusların, bakımında yarım kapsamlı olarak değerlendirilen kubbedeki üst açıklığının, Hazreti İsa'nın çarmıha gerildiği ve göğe yükseldiğine inanılan Kutsal Kabir Kilisesi'ndeki mimariyle aynı olduğu belirtildi. Mezarının tam yeri ile ilgili bugüne kadarki en önemli bozulma ve bulgu olduğunu anlatan Kurul Başkanı Prof. Dr. Osman Eravşar, kazılarda da Aziz Nikolaos'un ayak bastığı zemin döşemelerle mezarın olduğu yerin üstünde Hazreti İsa'nın freskinin ortaya çıktığını duyurdu. Çağ döneminde denizin yükselmesiyle sular altında kalan Aziz Nikolaos'un piskoposunun erken dönem kilisesinin üzerine, 7'nci-8'inci yüzyılda yapıldı. 2022'deki kazılarda ise Aziz Nikolaos'un yaşadığı döneme ait alüvyonlar altında kalan erken dönem kilisesine ait zeminde bulundu. Kilisenin 'naos' (ana) bölümünde bulunan 'amona'ya (görünmeyen yaratıcı güç) rastlandı ve 1970'lerde at şap döşemesi kaldırıldıktan sonra da altında ne yönelik kazının çalıştırıldığı, erken dönemde, yani kilisenin 4'üncü yüzyılda kalıcılığa ait zemin döşemesi ortaya çıktı. Prof. Dr. Osman Eravşar, o dönem bununla ilgili, "Aslında yaşadığı dönemde zemini kullanıyor ve kuvvetle muhtemel Aziz Nikolaos'un ayağının bastığı zemin döşemesinden bahsediyoruz. Bu son derece önemli bir bozulma, o döneme ait ilk bulgudur. Dolayısıyla bu kilisenin mimarlık tarihi ve ikonografik değeri bir nebze daha artıracak bir oran olarak görülecektir. Bunun üzerine belirli bir teknikle kapatılacak ve sergilenmeye hazır hale getirilecek değerlendirmesinde bulunulacak" ifadesini kullandı.

KORUMA KURULU KARARI 

Demre Müze Müdürü Nilüfer Sezgin, sondaj kazısıyla ortaya çıkarılan, kansere ait mozaikli alanın, Antalya Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu'nun alarmla kapatıldığını, Başlıca handikapları şuydu. Çok yoğun ziyaretçi sirkülasyonu oluyor. Ziyaretçileri de buraya girmeyin, çıkmayın' kaldığı kadar çok fazla müdahale edilemedi ve tam da orta alanda büyükçe bir alan açıldığı için sirkülasyonla ve mozaiğin korunmasıyla ilgili handikaplar oluştuğu için kapatalım gibi bir karar çıktı. Ama bu ilerleyen zamanlarda 'Daha farklı bir şekilde koruyalım, açalım, şu şekilde mevcut' da denebilir. Günde 3 bin ziyaretçinin tuttuğu zamanlar oluyor. O zaman 'Mozaiği koruyamayız' diye konuşuldu ve korumak adına 'kapatalım' dendi hayatı kullandı.

ÖZEL KAPATMA YÖNTEMİ KULLANILDI

Kapatılma şekline dair konuşan Sezgin, "Mozaikler şu şekilde kapatılıyor, üzerine jeotekstil adı verilen battaniyenin daha incesi bir malzeme vardır, mobilyacılar mobilyaları çizerler çizilmesin diye, ona benzer bir malzemedir. Jeotekstil mozaiklerin üzerine serilir. Onun üzerine de ince bir kum katmanı serilir. Ondan sonra da toprakla kapatılır. Bir gün tekrar o mozaiğe erişmemiz hemen o tabakayı böyle hızlı bir şekilde ilerlememize. Jeotekstilinin üzerini makul miktarda kumla örtüyorsunuz. O kum geçirgenliğini sağlıyor. Hem de üzerine örttüğünüz öğelerin birbirine karışmasına engel oluyor. Böylece ilk örttüğünüz şekilde tekrar o tabakaya erişme imkanı veriyor" dedi.

"İYİ KORUNABİLSE KAPATILMAMALIYDI"

Kazı Başkanı Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ebru Fatma Fındık ise kilisenin ortasında, kilisenin ilk evresini gösteren mozaik alan kapanma kararının Demre Müze Müdürlüğü'ne ait olduğunu, bu konuda kendilerine 'Kapatılmalı mı ya da kapatılmamalı mı' şeklinde herhangi bir görüş sorulmadığını kaydetti. Alınan kararın korunması ile ilgili hassasiyetleri vererek Fındık, "Kullanılan bir kilise ve ayin de yapılıyor. Gerekli koruma belgelerinin alınamayacağı ile kapatılmış olabilir. Bizden herhangi bir görüşme yapılmadı. Kapatılmalı mı, kapatılmamalı mı konusu tartışılır. Bana göre çok önemli bir buluntuydu. Çünkü kilisenin ilk evrelerini gösteriyordu. İyi korunabilse kapatılmamalıydı. Diğer taraftan çok fazla ziyaretçi yer alıyor ve yapılıyor, nasıl korunacak, bunu sağlayamayacaklarını düşündüler" diye konuştu. 

Kaynak: DHA